Bölüm 30

14 3 41
                                    

Hastaneye geldiğimizde onu direk sedyeye yatırıp muayene altına aldılar. Biz ise aynı o kaza günü olduğu gibi sadece oturup ağlıyorduk. Artık ona bir şey olmasından çok korkuyordum. Belki şuan sadece ufak bir baygınlık geçiriyor olabilirdi, belki kan şekeri düştü, belki çok yorulduğu için bedeni kaldıramadı. Her ne olursa olsun yine de çok korkuyorum. Umarım hiçbir şey olmaz. Birden aklıma o dedikleri geldi. "Dayanamıyorum abi. Bahsetmiştim ya hani, rüyamda lanetliydim sürekli kalbime ağrılar saplanıyordu. Yine aynıları oluyor, hatta daha fazlası." bu sözü beni daha da endişelendirmişti.

Birden çalan telefonum ile irkilip arayan numaraya baktım, Taehyung'du. Parmağımı ekranda yavaşça kaydırıp telefonu kulağıma dayadım.

📞

Taehyung: Alo! Hyung!

Sesi epey bir endişeli geliyordu.

Seokjin: Efendim Taehyung.

Taehyung: Ya Eun Mi'yi arıyorum ama cevap vermiyor. Yanında mısın acaba?

Bir hıçkırık ağzımdan kaçtığında çoktan bir şeyler olduğunu kavramıştı.

Taehyung: Hyung! Bir şey yok değil mi? Bir şey söyle! O iyi değil mi?

Seokjin: Hastanedeyiz, ne olduğunu bilmiyoruz. Sadece eve gittiğimde odasında baygın bir halde buldum onu.

Taehyung: Hangi hastanedesiniz, çabuk söyle?

Seokjin: Bir dakika sen Seul'de misin?

Taehyung: Hyung! Bana hastanenin adını söyle!

Seokjin: ******** hastanesi.

📞

Der demez telefonun yüzüme kapanması bir oldu. Ne yapabilirdi ki? Gelip de ne yapabilirdi ki ha?!

İçeriden bir hemşire çıktığında annem ve babam hızla ayaklandılar. Benim ise kolumu kıpırdatacak halim yoktu. Sadece yüzüne baktım beklentiyle.

Hemşire: Eun Mi hanımın yakınları sizler olmalısınız. Kendisi şuan iyi durumda. Ufak bir kalp krizi geçirmiş ama fazla zaman kaybı olmadığı için sorun yok. Fakat bunu burada kestirip atmamalısınız, bir kardiyoloji uzmanına göstermeniz lazım.

Annem duyduklarına inanamayıp daha çok ağlamaya başladı, babam ise hemen onu sandalyeye oturttu.

Chung Cha: Bana demişti! İyi değilim, demişti! Ona dikkat etmesini söylemiştim! Sinir, stres yapmamasını söylemiştim! Gitti yavrum! Gitti güzeller güzeli kızım!

Hemen annemin yanına ilerledim. Çığlık atmaya, saçlarını yolmaya ve dizlerini dövmeye başlamıştı. Sinir krizi geçiriyordu aynı o günkü gibi. Babamla beraber onu sakinleştiremeyince bir hemşire bizi fark edip ona sakinleştirici iğne yaptı. O da ayrı bir odaya alındığında ikimiz perişan haldeydik.

...

Buraya geleli 3 saat kadar olmuştu, saat 21.39'u gösteriyordu. Annem uyanmış perişan bir halde Eun Mi'nin odasında onun elini tutup ağlıyordu. Babam da yanındaydı. Fakat ben bu sefer içeri girmeye dayanamazdım. Eğer onu bir kez daha öyle görürsem bu sefer benim kalbim dururdu.

Bana yaklaşan adım sesleriyle yaşlı gözlerimi gelen bedene doğru kaldırdım. Dolu gözlerim her ne kadar görmemi engellese de gelenin Taehyung olduğunu anlamıştım. Saçı başı dağılmış, ağlamaktan gözleri ve burnu kızarmış, baygın baygın bakıyordu. Güçlükle nefes alıp vererek yanıma oturdu.

Taehyung: Ne oldu ona? Ne dediler?

Cılız sesi o kadar kısıktı ki.

Seokjin: Kalp krizi geçirmiş.

LANETLİ AŞK (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin