7.BÖLÜM - LÂL MAHLÛKAT

198 11 2
                                    

Ön açıklama;

1 Haziran 2015/Pazartesi

Yüzyıllar sonra yüklenen bu bölümü, umarım beğenir ve sıkılmadan okursunuz.

Oldukça yoğun ve içine (peygamber bereketi gibi bir türlü bitmek bilmeyen) proje ödevlerinin serpildiği lanet olası bir sınav dönemi geçirdim. Bu dönem bittikten sonra da üzerimde bıraktığı travmayı atmayı bekledim. Ve sonra da yazdım. Yazmak da uzun sürdü.

Gergin bir müzikle dinleyin. Heyecanı yaşayın.

(Minicik bir not daha: Mahlûk arapça bir sözcüktür ve "-at" ekini alınca çoğul olur.)

Enisü'l Celis.

LÂL MAHLÛKAT 1.KISIM

....................♢ ....................

9 Mayıs 1330/ Maz Köyü yakınları

"Aslında ben kavramıştım Gülbahar ile yaptığınız planı ama ses etmemiştim.. Malum muhteşem bir zekâya sahibim.."

"Gayet tabii.." dedi Yağız.

Kıkırdadılar.

Safran sarısı güneş, deniz mavisi gökyüzünün rengini vakit itibariyle azıcık değiştirmişti. Şimdi ise gökyüzü, kısık ateşte pişirilen koyun etinin ilk dakikalardaki hali gibiydi.

Azıcık kızıl ve bir hayli de ağız sulandırıcı.

Hayır, tabii ki kimse gökyüzüne bakıp kurt misali acıkmıyordu. Aç olmalarının nedeni erzağın beklenenden çabuk bitmiş olması ve kahvaltıdan beridir ağızlarına bir lokma koymamış olmalarıydı.

"Hala erzağın nasıl bittiğini anlamıyorum. Çok da iyi hesap etmiştik oysaki.."

"Ben biliyorum da neyse.. Söylemeyeyim." dedi Yağız Ceyhan'a bakarak.

"Buyur Yağız, bir diyeceğin varsa yüzüme söyle.."

Yağız yüzünü ifadesizleştirdi ve ağzı düz bir çizgi şeklinde Ceyhan'a baktı.

"Ne de çabuk bitti erzaklar değil mi Yüce Hekim Hazretleri..?

"Hah, hazretleri dediyse kesin bir şey yumurtlayacak.." dedi Yükneki. Ceyhan başıyla onayladı.

"Bir şey diyeceğim yok da.. " Boğazını temizledi Yağız.

"Hekim Hazretleri bu kadar yerse, tez zamanda küçükbaştan büyükbaşa terfi edecek."

Ceyhan ile Yükneki söylenen söz karşısında şöyle bir durdular.

"Sen benim lokmalarımı mı sayıyorsun?"

"Ki ayrıca sana 'Büyükbaş olacaksın.' dedi.."

"Ondan önce de peri padişahının kızı demedi.. Küçükbaş dedi.."

"Yağız, Ceyhan bir kadındır. Koyun değil.." diye kahkahalara boğuldu Yükneki.

Yağız onlara şöyle bir baktı.

"Valla hayatımda bu kadar yiyen kadın görmedim. Maşallah. Karun'un servetini yer bitirir."

"Senin benimle işin ne be adam? O kadar tedavi edince acıkıyorum haliyle.. Ne yapayım öleyim mi?"

"Köye yaklaşmış olmasaydık vallahi de hepimizin akıbeti olacaktı bu."

"Yağız, bir kelime daha duymak istemiyorum!"

"O zaman kulaklarını kapa."

Ceyhan duyduğuyla ağzı açık kalarak Yağız'a baktı. Yağız da Yükneki'ye dönmüştü.

ŞİFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin