Hayal ediyorum bazen. Avuçlarıma bakıp onları birer sinema perdesi olarak kullanıyor ve saatlerce kıpırdamadan birbirini kovalayan olaylar ve insanlar yaratıyorum. İşte o zamanlarda mutlu olduğumu hissediyorum.
Yeryüzü çok kirlendi, Tanrım. Çok kirlendik, toza ve pisliğe bulandık. Hatta kana bulananlarımız bile var. Suçlular ellerinde kanlarıyla bir şekilde yaşamaya devam ederken suçsuz olan yığınla ruh yanına geldi. Bunu da mı sen planladın?
Sırtımı yasladığım ağaç canımı yakıyor mesela ama inatla doğrulmuyorum. Chan'a hala hikayeyi de anlatmadım. Nasıl yarattığın bir ruh diğerinin aklını bu kadar çabuk başından alabilir, Tanrım?
Bir ıhlamur fidesi almalıyım. Belki kaybettiğim cümlelerimi meyveleriyle getirirdi bana. Tanrım, cümlelerimi ne zaman kaybettim? Ne zaman kendime bu kadar değer verdim? Ne zaman bu kadar körleştim?
"Küçük elma?" kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Hala benim için endişeleniyordu. üstünden bir ay geçmesine rağmen Nunu'nun ölümünü atlatamadığımı düşünüyordu. Hala onun yasını tuttuğumu sanıyordu ancak ben aslında kendi ruhumun yasını tutmakla meşguldüm. Nunu'nun gidişi, peşinden içimde var güçleriyle tutunmaya çalışan heyecan kırıntılarını da söküp götürmüştü. Onun etkisi miydi bilmiyordum ama içimin boş bir poşete dönüştüğünü hissediyordum.
Kollarımı kaldırarak ona uzandığımda hemen dizlerinin üstüne çöküp vücudumu kollarının arasına aldı. En azından o vardı. Sarılacak kollara sahip olmanın ne demek olduğunu bugünlerde daha iyi anlıyordum. "O günden beri tek kelime yazamadım." kollarını benden ayırmadan hafifçe geri çekilerek çökmüş yüzümü inceledi. O an gözlerindeki hüznü görmüştüm.
"Sadece kendine zaman ver olur mu?" kafamı sallayarak bana tekrar sarılması için hafifçe koyu mavi gömleğine asıldım. O an nerede olmam gerektiğini düşündüm. Eğer bir işe yaramayacaksam dünya da işim neydi?
Saçımı okşamaya başladığında yüzümü iyice boynuna yaslayarak kokusunu solumaya başladım. Tanrım, tam burada bir mabet inşaa ettirmelisin kendine, ama sadece ben dua edebilmeliyim sana.
"Yanındayım." diye fısıldadı. Her seferinde, bana her sarıldığında ruhum ona doğru akıyormuş gibi hissediyordum. Ruhumun onun için yaşıyordu, onun için vardım. Bunu onunla tanıştığım ilk günden beri biliyordum.
"Biliyorum, bunun için minnettarım." omzuna dayadığım alnımı kaldırıp boynuna küçük bir öpücük bıraktığımda huylanarak kendini geri çekti.
Karşı karşıya oturuyorduk. Gözlerimi bir tek ona bakarken yorgun hissetmezdim. İç çektiğimde o da iç çekti. Zaman geçtikçe iki beden olmaktan çıkmış tek beden olmuşuz gibi hissetmeye başlamıştım. Kötü hissettiğimde o da öyle hissederdi, o bir şeylerden bunaldığında ben de onunla olurdum. Benim eşimdi. Hem ruhumun hem bedenimin.
"Seni seviyorum." gülümsedi sonra ayağa kalkıp ellerini uzatarak kalkmamı sağladı. "Ben de seni seviyorum ama ben ağzına bir şeyleri zorla koymasam yemek yemeyi aklına bile getirmiyorsun, üzülmeye başladım." uzanıp dudağını öperek hala elimde olan elini ayırmadan önden yürümeye başladım.
"Sen yiyor musun?" kendine iyi baktığını biliyordum. Sadece daha fazla konuşsun, sesini daha çok duyayım diye sormuştum. "Tabii ki. Sana iyi bakabilmem için gücümün yerinde olması gerek."
Bir anda kendimi kucağında bulduğumda şaşkınca yüzüne baktım, şirin şirin gülümsüyordu bana. "Gücüm yerinde olmalı ki seni rahatça taşıyabileyim, değil mi?"
"Yürüyemeyecek kadar kötü değilim, sevgilim. Fazla endişeleniyorsun." daha rahat taşıyabileceği şekilde kollarını düzelterek yürümeye devam etti.
"Sevgilim daha az yorulsun diye uğraşıyorum." dediğinde kucağında bayılıyormuş gibi rol yaptım. Halime kahkaha atarak tepki verdiğinde durarak onu izledim. O kadar güzeldi ki ömrümün sonuna kadar onu izlemek istiyordum.
Göğsümün üzerindeki ağırlık her ne kadar ağır olursa olsun günün sonunda gelip karanlığımı aydınlatacak birine sahiptim. Giderse halim ne olurdu düşünmek bile istemiyordum. Bu konuyu da düşünürsem karanlığım daha da büyüyeceğini biliyordum. Gerek de yoktu. Buradaydık ve kucağındaydım.
*
neden yaptım bilmiyorum.. sadece yazmak istedim sanırım...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.