"Özerk bölgelerde yaşayan kurtlar tehlikelidir, uzun süredir kurt bedenlerinde kalmış hatta belki de hiç insana dönüşmemiş kurt insanlar olabilir bunların arasında. Biz nasıl en çok insan bedenimizi kullanıyorsak onlar da en çok kurt bedenini kullanıyorlar ve kurallar daha katıdır onlar için.
Sınırları keskindir ve işaretledikleri bölgeye giren diğer kurtlara karşı son derece düşmancıldırlar. İnsanlarla vakit geçirmezler ve bizden çok daha vahşiler, biz içgüdülerimizi ve duyularımızı kontrol ederken onlar kontrol etmezler. Daha özgür yaşadıkları doğru ama daha zarar veren tiplerdir bunlar, bizden daha ilkeller. Önünüzdeki haritada onlara ait bölgeler bulunuyor, girilmesi yasak yerler buralar.
Yakında yetişkin birer kurt olarak okulu terk edecek ve mezun olacaksınız, mezun olmadan ava çıkmanın da yasaklandığını biliyorsunuz. Ava çıktığınızda ormanın bize ait kısmının dışına geçmemelisiniz, artık türleriniz belli olduğu için ve eşleriniz de belli olduysa en yakın zamanda kurdunuz da kendi bedenini ve avlanmayı isteyecektir. Mühürlenme ise bildiğiniz üzere-"
Sıkılmıştım, kendimi bildim bileli aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorlardı bu okul ve etrafımdaki herkes. Bunları yüz elli milyar kere anlatmalarına gerek yoktu zaten hepimiz biliyorduk her şeyi, tehlikeliydi falandı ve de filandı. Camdan dışarı baktığımda ensemdeki güçlü karıncalanma hissi ile başımı arka sıralara çevirdim, tam tahmin ettiğim gibi.
Min Yoongi, bakışlarını üzerime dikmişti ve müthiş bir kıvılcım çakmıştı ensemde biri sanki tam boynumun arkasında maytap patlatmış gibiydi. Kurdumun sinirlendiğini hissediyordum, Yoongi bile bile yapıyor olmalıydı biraz olsun dikkatimi çekebilmek için. Burnumu kırıştırarak ağzımı hafifçe aralayıp dişlerimi gösterdiğimde omegam hırlamak için debeleniyordu ama bunu yapmayacaktım çünkü hırlamak insan bedenimizdeyken bana fevkalade komik geliyordu.
Sevgili annem bir sigma ile eşleştiğimi öğrendiğinden beri tepemden inmiyordu. Onlardan biraz olsun kurtulmak için yalnız başıma çıktığım eve zırt pırt ziyaretime gelip bir sigmanın omegam için ne kadar eşsiz olduğundan bahsediyordu. Sigmalar son derece nadir bulunan türlerdendi ve bir omega için müthiş bir eş olurdu gibi hikayeleri dinlemekten çok ciddi anlamda bunalmıştım.
Biraz olsun onun çenesinden kurtulabilmek için bana ziyarete geldiğinde yatıya kaldığında sabahın köründe uyanıp koşuya çıkıyor ve hemen okula geçiyordum çünkü ister öfkeyle ister şefkatle yaklaşayım annemin beni anlama olasılığı bulunmuyordu. Babam ise ondan daha da beterdi ama neyse ki annem kadar sık görmek zorunda kalmıyordum onu, beni biraz daha kendi halime bırakmıştı.
Sadece iletişim kurmak zorunda olduğumuz her an beni darlamayı kendine hedef edinmişti. Lanet bir sürü lideri olarak sık sık ava çıkıyordu ve ben, onun sürüsünü reddettiğimden beri o da beni bir nevi evlatlıktan reddetmiş gibiydi. Yani bunu tam anlamıyla oturup konuşmamıştık ama birbirimizden geri dönülmez biçimde uzaklaşmıştık. Genel kültürlü ve zeki olduğunu sürekli öne süren ama son derece cahil gördüğüm bu adam kalbimden çoktan çıkmıştı ve ben de onun kalbinden çıkmıştım ama bu henüz bir somutluk kazanmamıştı.
Benimle her konuştuğunda "Omega bile olsan güçlü bir erkek olmalısın" diyordu, sanki omega olmak güçsüzlükmüş gibi...Sadece kendisine ve sürüsüne sadık bu adam gibi olmamaya ant içmiştim ama bu bir saplantı gibi değildi asla. O, iyiyi ve kötüyü, doğruyu ve yanlışı daha kolay ayırt etmeme yardım etmişti aslında kendinden habersiz bir şekilde. Ders bitene kadar uyumak için kafamı sıraya yasladığımda tekrar sigmanın bakışlarını üstümde hissetmiştim ama bunu ders çıkışı halledecek ve şimdi dinlenmeye vakit ayıracaktım.
...
Sınıftan çıkarken Min Yoongi'nin bileğinden kavrayarak onun yanımdan geçip gitmesini engellediğimde gözlerinin bir an için mor renge dönüşüp sonra tekrar eski halini aldığını gördüm. Dokunuşum sigmasını uyarmış olmalıydı ama bu en son umrumda olan şey bile değildi "Bana derste dik dik bakmayı kes" dedim. Yoongi "Gözlerimi nereye çevireceğimi bana sen söylemeyeceksin" dedi, dilimi dişlerimde gezdirirken Taehyung'un bana saldırgan davranmamam için yaptığı uyarısı kafamda yanıp sönse de beni zorlarsa eğer saldırmaktan çekinmezdim karşımdaki "ruh eşim" de olsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Better Than Words
FanfictionKelimelerden daha iyi olan şey, duygulardır. Duyguları tamamlayan şey ise düşünceler. Duyular ve içgüdüler ise kim olduğumuzu değil kim olabileceğimizi belirler. Park Jimin, tüm türlerin dışında olan bir kurttur; varlığını türüyle değil bireyselliği...