Karanlık tüm salonu kaplamışken kalabalık elektrikler gitmiştir ya da teknik bir hatadır diye düşünerek duruma kayıtsız kalmıştı ve yetkililerin olayı düzeltmesini beklemeye başlamışlardı. Zaten kurt insanlar gece görüşüne sahip oldukları için karanlıktan normal insanlar kadar çok etkilenmiyorlardı, haliyle Jimin ve Yoongi de bu durumu çok ciddiye almamışlardı.
Fakat karanlık bir türlü sona ermeyince ön sıralarda oturan ebeveynlerden biri "E hadi artık düzeltin şu ışıkları, koskoca okulun bir jeneratörü bile yok mu?" dediğinde okul müdürü de söze girerek "Jeneratör kırılmış, bunu kimin yaptığını tespit eder etmez onu cezalandı-" o cümlesini tamamlayamadan üstüne atlayan kurtla beraber yere devrildi.
Bu duruma herkes hazırlıksız yakalandığı için kurt insanların kendilerine gelmeleri ve tehlikeyi sezmeleri gerektiğinden geç olmuştu, müdürün boynundan tutan kurt belli ki onu boğmaya çalışıyordu. Herkes birer birer kurt formuna dönüşürken eğitmenlerden biri de müdürün üstündeki kurda doğru atılmış ve onun kuyruğuna sivri dişlerini geçirerek geriye doğru sürüklemişti.
Jimin ile Yoongi hala daha kurda dönüşmemişlerdi, Yoongi "Jimin, gidelim buradan"dediğinde Jimin yerde boğuşan eğitmenleri ve yabancı kurdu izlerken transa geçmiş gibi görünüyordu. Sol taraflarında karanlığın içerisinden gelen derin soluma seslerini işiten sigma, o tarafa baktığında bembeyaz gözlerle göz göze geldi.
Yoongi, Jimin'in kolundan tutarak "Jimin kendine gel" demişti, Jimin ise gözünün önüne hızlıca düşen renkli ipleri parmaklarının ucuna dolamış kişinin görüntüsünden kurtulmuştu. Kukla oynatırcasına ipleri tutan bu kişi kimdi bilmiyordu ama şuanda odak noktasının bu vizyon olmaması gerektiğini biliyordu, Jimin de beyaz gözlünün olduğu tarafa baktığında beyaz gözlü kurt karanlıktan öne doğru atılmıştı.
Jimin'in omegası dişlerini çıkarttığında, kurt insan lanetinin kendi kontrollerinde olmasına rağmen neden diğer herkes kurtlarına dönüşmüşken Yoongi ve Jimin'in dönüşemediği kendilerinin de merak konusuydu.
Beyaz gözlüden kaçmak için kalabalığı yara yara ilerlemeleri, en azından küçük insan bedenlerine sahipken daha kolay olmuştu. İkisi de kelimelere gerek kalmadan iletişim kurarak iki büyük kurdun kapattığı çıkış yerine sahne arkasına doğru koşmuşlardı, merdivenleri indiklerinde karşılarına çıkan bir kurt yollarını kestiğinde Jimin nefesini tutarak iki avucunu da ona doğru ittiriyormuş gibi hareket ettirdiğinde büyük bir su duvarı oluşmuş ve kurdu geriye doğru sürüklemeye başlamıştı.
Jimin, sinirliydi çünkü yine bedeninin hakimiyeti onda değilmiş gibi hissediyordu ve bu da bu öfkeyi omegaya çevirdiği için omeganın içinde daha da geriye sinmesini sağlıyordu. Kurt sürüklenirken Jiminle Yoongi de bunu fırsat bilerek acil çıkış kapısına doğru ilerlerken aniden burada ışıkların gelmesiyle beraber, Yoongi ve Jimin durduklarında Yoongi arkalarına baktı fakat hiçbir şey göremedi.
Jimin ise çıkış kapısını ittirerek açmaya çalışırken birinin ona seslendiğini duydu "Yusufçuk, bize gel" tıslamaya benzer bu sesin nereden geldiğini algılayabilmek için etrafını incelese de bulamamıştı, neden kendisine Yusufçuk diye seslenildiğini bilmediği gibi bu lakabın kendisine ait olduğuna nasıl karar verdiğini de bilmiyordu.
Yine de kendisine seslenildiğinden emindi, çıkış kapısını açtıklarında ormana açılan kapıyla beraber hızlıca ikisi de ağaçların arasına dalmışlardı. Yoongi ellerinden başlayarak tüm vücudunu saran sıcaklığı hissettiğinde insan bedenlerinde koşarlarken, kurtlarının onlardan önde gittiğini sezmişlerdi ve kısa bir an ikisi de duraksadıklarında kurtları ve insan bedenlerini eşlemeye çalışsalar da tüm bunların ne olduğunu kavrayamıyor ve nasıl çözeceklerini bilmiyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Better Than Words
FanfictionKelimelerden daha iyi olan şey, duygulardır. Duyguları tamamlayan şey ise düşünceler. Duyular ve içgüdüler ise kim olduğumuzu değil kim olabileceğimizi belirler. Park Jimin, tüm türlerin dışında olan bir kurttur; varlığını türüyle değil bireyselliği...