4.Av

95 14 139
                                    

...

Tüm kızgınlık dönemimi bastırıcılarla ve evde kalarak geçirmiştim, bu süre zarfında da sadece Taehyung ile görüşmüştüm. Okuldan beş günlüğüne izin almak hiç zor olmamıştı çünkü ilk kızgınlığımdı ve neyse ki en azından buna karşı anlayışlı ve insaflı davranıyorlardı. Yine de yarın okula gitmek zorundaydım çünkü hava bolca karlı olsa da mezun olmamıza çok az kaldığı için ve mezun olmadan ava çıkmamız da yasak olduğu için ilk av deneyimimizi okul ve eğitmenler eşliğinde yaşayacaktık, ben her ne kadar kimsenin bana ya da türümüze avlanmayı öğretmelerine ihtiyaç duyacağımızı düşünmesem de bu aslında işe yaradığı için okul bunu gerçekleştiriyordu.

İlk olarak, kurtlarımıza ilk kez dönüşecektik, en azından çoğumuz için bu ilk olacaktı, bu nedenle de nasıl kontrollü davranmamız gerektiğini ve kendimizi kaybetmeden toplu bir katliamdan ziyade sadece ihtiyacımız kadarını avlayacağımız öğretiliyordu. Ayrıca diğer hayvanlar dışında herhangi bir canlıya ya da birbirimize saldırmamamız için de kontrol altında olmamızı sağlamak istiyorlardı. Bu kabul edilebilir neden olsa da ikinci neden, kurtların güç gösterisiydi.

Tüm sınıf arkadaşlarınızın ve eğitmenlerinizin önünde, üstelik türleriniz de belirlendikten sonra, varsa ruh eşiniz de ordayken ve sizi göz hapsinde tutarken avlanacaktınız. Bu da hata yapma lüksünüzü sıfıra indirdiği gibi baskı altında hissetmenizi sağlıyordu ama daha çok zayıf olanın ve güçlü olanın en net gözler önüne serileceği alandı bu. Benim için devasa bir bilinmezlikten oluştuğu için ve hemen kızgınlığımdan sonra gerçekleşecek olduğu için endişeli olsam da kendime güvenimi kaybetmeden tüm ahmaklara omegaların ne kadar güçlü olduğunu göstermek istiyordum. Yine de ilk kez deneyimleyeceğim bir şey olduğu için şüphelerim ve korkularım vardı.

Benim de kurdumun da hiçbir şekilde kendimizi güçsüz göstermememiz gerekirdi, kurdumun da benimle aynı fikirde olduğunu bildiğim için bu ayaklarımın yere sağlam basmasını sağlıyordu. Ama yine de işler sandığım gibi ilerlemezse, olay bir akran zorbalığına uğramak ya da okuldaki beyinsizlerin benimle dalga geçmesine maruz kalmaktan ibaret olmayacaktı. Ava çıktığımızda amaç, ilk olarak vahşi dürtülerimizi gidermek ve açlığımızı doyurmaktı ama bu açlık sadece kurdumuzun midesinden ibaret değildi.

Temel iç güdülere göre hareket ediyorduk, doyurmamız gereken bu iç güdülerdi ve av ile avcı durumu sadece bir kurt ile bir geyik arasında yaşanmıyordu. Kurt ile kurt da birbirleri için av ve avcı konumuna düşebiliyordu, bir kere gardınızı düşürürseniz tüm sürü liderleri ve alfalar peşinize düşerdi. Sizi kontrol altında tutmak ve yönetebilmek için her yolu denerlerdi, bizi doyuran sadece yemek yemek değildi.

Biz adrenalinden hoşlanırdık, kaçanı kovalamaktan, sabırla ve odaklanarak, ağır ağır ya da büyük bir çeviklikle bir canlıyı ele geçirme hissinden zevk alırdık. Bir kıyı boyunca koşarsanız boğazınıza geçen dişler ve pençelerle karşılaşabileceğiniz gibi daha da kötüleri gerçekleşebilirdi, evcil bir hayvan gibi himaye altına girmeniz beklenirdi yakalanırsanız. Güçlü olanın güçsüz olanı ezdiği bir kumardı bu ve vicdan ile merhamet, sezgiler ve güdüler söz konusu olduğunda özellikle kurdumuz için en aza indirgeniyordu.

Bedenimizin çeşitli ihtiyaçları vardı, koşmak ve kükremek, yakalamak ve parçalamak, pençelerimizdeki tırnakları ağaç kabuklarında törpülemek gibi tüm gereksinimleri de av sırasında gerçekleştirirdik. Bu av sırasında olabileceğimden de iyi olmak zorundaydım, aksi takdirde diğer alfalar muhakkak ki omegamı avlamak isteyeceklerdi, şimdi olmasa bile okul bittikten sonra tepeme bineceklerdi. Daha kötüsü babam da sürüsüne katılıp onun himayesi altında bir omega olmam konusunda her zamankinden daha fazla talepkar ve baskıcı olacaktı çünkü bir alfanın oğlu olarak, omegasının başka bir sürü ya da alfa tarafından avlanması ya da himaye altına girmesi alfa için kötü bir şöhret demekti.

Better Than WordsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin