Nikola, halısına kusan alfayı gördüğünde yanındaki diğer kişilere bakmasına gerek bile yoktu. Gözlerini devirerek "Pekala bu biraz can sıkıcı olmaya başladı, bana en güzelinden bir halı borçlusun artık Taehyung" dedi.
Taehyung sırıtarak "Hadi ama Nikola, sana da hoşgeldin!" diye yanıtladı onu, kahin ise kafasını geriye atarak "Hoş gelseydiniz hoşgeldiniz derdim ama ben titizimdir bunu biliyorsun" dedi, cadı ise kafasıyla onu onaylayarak "Pekala sana en kalitelisinden bir halı göndereceğim şimdi asıl meseleye gelebilir miyiz hızlıca çünkü çok fazla vaktimiz yok" dedi.
Beraber içeri geçip oturduklarında Nikola onlara birer bardak içecek uzattığında Yoongi içeceğe tuhaf tuhaf bakıyordu, Jimin ise "Kahin tehlikeli biri değil, öyle olsaydı Taehyung bizi buraya getirmezdi. O yüzden her şeye kuşkucu yaklaşmayı kes ve midenin düzelmesi için bize naneli içecek ikram eden Nikola'ya teşekkür et Yoongi. Odin aşkına, nasıl bir kurt insansın sen, nanenin kokusunu bile alamıyor musun?" diyerek ona sataştığında kahinden bir kahkaha koptu "Kuçu kuçu en son gördüğümden daha eğlenceli birine dönüşmüş" dedi.
Ardından Yoongi'ye dönüp "Pekala yeni kuçu kuçu, sen de turuncu kafalıya öyle yiyecek gibi bakmayı kes ve onu biran önce kafaya dik geri döndüğünüzde başkasının halısını da mahvetmeni istemem" diye de devam etti cümlesine.
Taehyung bacak bacak üstüne atarak "Son geldiğimizden bu yana oldukça fazla şey oldu ve bizim çözemediğimiz ipuçlarını belki sen çözebilirsin diye düşündüm" dedi, sonrasında da Odin'i ziyaret ettiklerini, Jimin'in posta kutusuna bırakılanları ve dün olanları sırasıyla aceleci bir şekilde anlatmaya koyulmuşken Nikola dikkatle onu dinliyordu.
Fakat Taehyung'un her söylediği cümlede daha da irkiliyor ve dehşete düşüyor gibi görünüyordu, cadının anlattığı son şeylerden sonra da hızla oturduğu yerden ayağa kalkmış ve "Şaka, bu şaka falan olmalı siktir yani böyle bir şeyin mümkün olması mümkün mü?" diye sorduğunda omega, sigma ve cadı anlamayan gözlerle onu izlediler.
Nikola "Taehyung seni daha zeki biri sanıyordum, tüm her şeyi açık bir kitap gibi koymuşlar önünüze ve sen hala bunu çözemedin mi?" diye sordu, ardından masanın üstündeki küreyi eline alırken onu ortaya doğru iyice uzatıp "Hepiniz iyi izleyin" dedi.
Bunu söylemesiyle beraber kürenin içindeki beyaz duman dağılarak merkezde oluşan görüntü açığa çıkmaya başladı "Jimin'i bana ilk getirdiğinde onun bir cadı ve kurt melezi olabileceğini düşünmüştük ama...daha fazlası olduğu belliydi, Odin'in 'O bir melez ya da cadı değil...o her şey' demesi ise mübalağadan ya da cümlelerine kattığı bir şiirsellikten kaynaklanmıyor. O gerçekten de her şey" diye açıklamaya koyuldu, bu sırada kürenin içindeki yusufçuk kanatlarını çırparken Jimin de Yoongi de büyülenmiş gibi ondan gözlerini ayıramıyorlardı, Taehyung'un gözleri ise kahinin üzerindeydi.
Tek kaşını kaldırarak "Nasıl yani?" diye sordu, kahinin heyecanı ve yerinde duramayan hali Taehyung'un da ayağa kalkmasına sebep olurken Nikola "Yusufçuk, su perisi olarak bilinen ve var olan, yaratılmış ilk canlılardan birisi bu yüzden de önemli bir hayvan.
Aynı zamanda dönüşümün temsilcisi, Jimin'e gönderilen eşyalar arasındaki ölü yusufçuk ve dişbudak ağacının üstüne bir de dün saldırıya uğradıktan sonra evindeki kırık aynaya bırakılan mesaj birbirleriyle bağlantılı. Aynı kişilerden gelmiş bu 'Diyarları birbirine bağlayamayacaksın' tehdidi.
Jimin'in bizim düşündüğümüzden çok daha önemli bir yeri ve değeri var evrende. Elbette bu da beraberinde muazzam bir güç getiriyor, sahip olduğu su gücü onun yani sembolik anlatımla yusufçuğun dönüşümünün en büyük tetikleyicisi olacak. Bu yüzden yusufçuğu, ki bu bizim bildiğimiz manada omega Jimin'i, dönüşüm geçirmeden öldürmeyi planlıyorlar" dedi, Taehyung'un solukları ağırlaşırken "Neye dönüşmesinden korkuyorlar?" diye sorduğunda kahin gözlerini yere çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Better Than Words
FanfictionKelimelerden daha iyi olan şey, duygulardır. Duyguları tamamlayan şey ise düşünceler. Duyular ve içgüdüler ise kim olduğumuzu değil kim olabileceğimizi belirler. Park Jimin, tüm türlerin dışında olan bir kurttur; varlığını türüyle değil bireyselliği...