Felix eve vardığında kapıyı açıp derin bir nefes aldı.
"Hoş geldin canım."
Harika. Annesi evdeydi.
"Hoş buldum anne."
Doğrudan odasına ilerlemeye başlamıştı. Sadece sessizlik içinde ders çalışmak istiyordu.
"Aç mısın?"
"Hayır değilim, ders çalışacağım."
Annesinin yanağına bir öpücük kondurup ellerini yıkadıktan sonra odasına girdi. Yapması gereken ödevleri, çalışması gereken quizleri ve sorgulaması gereken bir kendisi vardı.
Çantasını kapının yanına koyup kapıyı arkasından kapattı. Formasını çıkarıp üstüne bir eşofman ve sweatshirt geçirdi. Tabii formasını askıya asıp dolaba kaldırmayı da unutmamıştı.
Sarı saçlarını karıştırıp çantasından matematik test kitabını ve kalemliğini çıkardı. Önce matematik çalışacaktı, zor olanı bitirirse gerisi gelirdi nasıl olsa.
Konuyu çok iyi bildiği halde konu anlatımı dinlemekten zarar gelmeyeceğini düşünüp bilgisayarını açtı ve rastgele bir videoyu seçip izlemeye başladı. Derste eksik aldığı notları videodakilerle tamamlayıp video bitince test kitabını açtı ve kendini tamamen kitaba kapattı.
Tam olarak ne kadar çalıştığını bilmiyordu ancak artık tarih paragrafları başını ağrıtmaya başlayınca durması gerektiğini fark edip kitabını kapattı ve sandalyesini geriye itip gerindi. Önemli bir şey var mı diye telefonunu açıp baktı. Seungmin ve Jisung'dan gelen birkaç mesaj dışında pek de önemli bir şey yoktu. Onlara kısaca cevap verip bir yirmi dakika kadar da sosyal medyada takıldıktan ve Minho'nun gönderilerine baktıktan sonra, ki yine bu onu hiç heyecanlandırmamıştı ve bu artık garibine gitmeye başlıyordu, sıkıldığını hissedip telefonu kapattı ve son zamanlarda okuduğu kitabını alıp okumaya başladı. Bir saat kadar kitap okuduktan sonra yine sıkılmaya başlamıştı ve saat de geç oluyordu. Annesinin ne yaptığını kontrol etmek için odasından çıkıp evde göz gezdirdi. Annesi salonda koltuğa yatmış film izliyordu.
"Anne ben yatıyorum, çok yoruldum."
"Tamamdır Felix. Umarım bir şeyler yemişsindir."
Annesi gözlerini televizyondan ayırmadan konuşunca Felix onun filme fazlasıyla odaklandığını anlamıştı.
"Evet evet, meyve atıştırdım." Yine yalan.
Annesinin kafa sallamasıyla odasına girdi ve pijamalarını giyip yatağını açtı. Odasının ışığını da kapatınca yatmaya hazırdı artık. Normalde yorulduğu zaman hemen uyurdu ancak bu kez uyuyamadı. Nedenini bilmiyordu ama huzursuzdu. Ve bunun sebebi yeni çocuktu.
Yeni çocuğun daha gelmeden onu bu kadar huzursuz etmesi sinirlerini bozuyordu.
Sabah alarmının sesine uyanıp her zamanki gibi rutinini tamamladı ve son kez aynasından kendine bakıp odadan çıktı.
"Felix! En azından gel şu kreplerden bir tane ye. Dün de bir şey yemeden gittin."
Aslında hiçbir şey yemek istemiyordu ama annesinin ısrarları ve krep yemek arasında bir seçim yapması gerekiyorsa kesinlikle krep yemeyi seçiyordu.
Annesinin rulo haline getirdiği kreplerden birini peçeteyle tutup annesini yanağından öptü ve kapıya doğru ışık hızında koştu.
"Görüşürüz anne!"
Annesi arkasından ona gülerken kapıyı kapattı ve yüzüne zorla yerleştirdiği gülümsemeyi silip iç çekti.
"İşte başlıyoruz..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
jealousy, jealousy | hyunlix
Fanfiction"Sen ne biliyorsun ki Hyunjin?! Benim hayatım hakkında ne biliyorsun?!" - Lee Felix, Hwang Hyunjin'in hayatını kıskanıyordu. Hatta o kadar çok kıskanıyordu ki onunla bedenlerini değiştirmenin bir yolunu bile bulmuştu. Başlangıç: 290122 Bitiş: 100222