Sonunda son derse gelmişlerdi ve şu an Seungmin ile Hyunjin koyu bir sohbete dalmış durumdalardı. Konu bittiği için İngilizce öğretmenleri son ders onları serbest bırakmıştı ve Felix huzur içinde kitap okumayı umut ederken yanı başında sohbet eden ikilinin başka planları vardı.
"Şey Hyunjin... Şu soruya bakabilir misin bir türlü çözemedim de."
Onlara yaklaşan Chaeryeong ile Felix gözlerini devirdi. Bugün kırk beşinci kez falan sınıftaki, ve okuldaki diğer, kızlar Hyunjin'e soru soruyordu.
"Tabiki Chaeryeong. Bana birkaç dakika ver Seungmin, hemen döneceğim."
Seungmin onaylayıp telefonunu çıkardı ve birine mesaj yazmaya başladı. Bu sırada Felix de Hyunjin'i izliyordu. Bileğindeki tokayla saçlarını düşük bir at kuyruğu yaparak toplamıştı ve önden iki tutam dışarı çıkmıştı. Hayır Felix etkilendiğini kabul etmeyecekti. Etkilenmemişti. Hyunjin'in mükemmel olan ellerini görünce onları kendi bedeninde gezinirken hayal etmemişti. O Lee Minho'yu seviyordu.
Daha fazla dayanamayıp gözlerini telefonuna gülümseyen Seungmin'e çevirdi. Mesajlaşırken böyle sırıttığına göre tek bir kişi ile konuşuyor olabilirdi: Yang Jeongin.
"Sanırım sevgilinle konuşuyorsun?"
Yanakları kızaran Seungmin çatık kaşlarla Felix'e baktı.
"Sevgili değiliz biz."
Felix "tabii tabii" dercesine elini havada salladı ve kitabına döndü. Hazır sessizlik bulmuşken bundan yararlanmalıydı. Tam kitabına dalmışken birinin bakışlarının üstünde gezindiğini hissetti ve dayanamayıp kafasını kaldırdı. Kaldırır kaldırmaz Hyunjin ile göz göze gelmesi ve nefesinin kesilmesi bir olmuştu. Bu çocuk iyice sinirlerini oynatıyordu ve hızlanan kalbi de bunun göstergesiydi. Gittikçe daha da nefret etmeye yaklaşıyordu.
"Bir şey mi oldu?"
Felix elinden geldiğince sakin kalarak sormuştu bu soruyu. Hyunjin bunun karşılığında gülümsedi ve Felix yemin edebilirdi, o kısılan gözleri bütün sinirlerini alt üst etmişti.
"Hayır. Sadece kitqp okurken o kadar huzurlu görünüyordun ki bakmadan edemedim."
Felix Hyunjin'e ters bakışlarını gönderip göz devirdi.
"Neden dik dik bakıp huzurumu bozdun peki Hwang Hyunjin? Bakacaksan da rahatsız etmeden bak!"
Kısık sesle ve sinirle söylediği şeylere Hyunjin kendini tutamayıp kahkaha attı. Felix cidden ilgisini çekmişti.
"Peki Lixie."
Felix duyduğu kelimeyle hızlanan kalbini fark etmemiş gibi yapıp kaşlarını çattı.
"Sakın bana isim takma Hwang."
Hyunjin'in dudakları yukarı kıvrılırken Felix de onun dudaklarına bakıyordu. O dudaklara bir yumruk geçirmek için her şeyini verebilirdi. Her şeyini.
Felix'in göz devirmesiyle zil de çalmıştı. Hızlıca çantasını toplayıp Seungmin'e döndü.
"Bugün kütüphaneye gideceğim. Siz Jisung'la bensiz gidin."
Seungmin onu onaylayınca çantasını sırtına taktı ve gitmek için ayaklandı. Tam sınıf kapısından çıkacağı sırada ona seslenen kişiyle çantasının askılarını koparmak istercesine sıkmaya başladı.
"Görüşürüz Lixie!"
Diğer sınıflardan dersteyken beden dersleri çakışan iki sınıftan iki öğrenci soyunma odasında oturmuş konuşuyorlardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
jealousy, jealousy | hyunlix
Hayran Kurgu"Sen ne biliyorsun ki Hyunjin?! Benim hayatım hakkında ne biliyorsun?!" - Lee Felix, Hwang Hyunjin'in hayatını kıskanıyordu. Hatta o kadar çok kıskanıyordu ki onunla bedenlerini değiştirmenin bir yolunu bile bulmuştu. Başlangıç: 290122 Bitiş: 100222