5

694 82 87
                                    

Bu bölüm "kendine zarar verme" içeriyor. Kısa bir sahne ama haberiniz olsun.

Seungmin en sonunda açılan telefonla birlikte çığlıklar atarak Jeongin'in kolunu çekiştirdi ve diğerlerine etrafına toplanmalarını söyledi. Hyunjin ne olduğunu anlayınca kalbinin hızlı hızlı atmasına engel olamadı. Çok endişeliydi ve kendini suçluyordu.

"Tanrı aşkına Felix! Neden telefonunu açmıyorsun?!"

Jisung dolu gözlerle ona bakarken Minho oracıkta sevgilisine sarılmamak için zor duruyordu. Bunun yerine Hyunjin'in elini zoraki şekilde, okuldaki herkes onları izliyordu, tuttu ve sarışın olan büyüğüne dönüp gülümsedi. Her ne kadar gülümsese de muhtemelen içlerindeki en gergin oydu.

"Üzgünüm Seungmin. Başım çok ağrıyordu, telefonu da kapatmıştım. Biraz kütüphanede oyalandım eve gidiyorum şimdi. Merak etme."

Diğerlerinin onu merak etmesi Felix'i burukça gülümsetmişti. Yaklaşık kırk beş dakika önce onların yanından ayrılınca yokluğunu bile fark etmemişlerdi ancak şimdi onu arıyorlardı.

"Chan hyung hemen eve gitsin diyor. Kendine dikkat et."

"Tamam Seungmin, görüşürüz."

Felix telefonu kapatıp gizemli kütüphaneden aldığı kitaba bir bakış attı. Renjun adındaki görevlinin dediklerinden hiçbir şey anlamamıştı ancak içinde tutuşmaya başlayan bir merak vardı. Cesaret edip de bakamadığı kitabın kapağını kendine doğru çevirdi.

Beden Değiştirme Gizemi.

Kaşlarını çatarak okuduğu başlıkla birlikte gözleri kapağı taradı. İki insan figürü tasvir edilmiş, ortalarına kan lekesine benzer kırmızı bir desen çizilmişti. Koyu mor renkteki kapağın üstüne gümüş rengi parlak yazılarla yazılan başlığın altına baktı bir yazar adı görmek için ama yoktu. Bu Felix'in içinde bir huzursuzluğa sebep olunca evde incelemek üzere kitabı çantasına koydu. Yol boyunca istemeden de olsa Hyunjin ile bedenlerini değiştirse nasıl olurdu diye düşündü.

Belki de istediği hayatı elde edebilirdi.

Eve gelir gelmez annesinin kapıya valiz taşıdığını gördü. Demek ki iş seyahatine gidiyordu.

"Hoş geldin canım, erkencisin?"

"Biraz başım ağrıyordu da izin aldım."

Annesi kafasını aşağı yukarı sallarken bir yandan saçlarını bağlıyordu.

"Anlamışsındır zaten valizlerden ama akşam iş için Almanya'ya gidiyorum. Ne kadar kalacağım henüz belli değil."

Felix annesine yardım etmek için yerdeki poşetleri aldı ve kapının önüne getirdi.

"Teşekkür ederim." Deyip ayakkabılarını çıkardı Bayan Lee. "Havaalanına gitmeden önce şirketteki işleri halletmem gerek o yüzden şimdi çıkacağım. Kendine çok dikkat et bebeğim, tamam mı?"

"Tamam, merak etme."

Annesinin yanağına bir öpücük kondurup el salladı ve taksiye binişini izledi. Sonunda biraz yalnızlık, sessizlik ve huzur bulabilirdi. Ağzına masada duran kurabiyelerden bir tane attı çünkü bütün gün bir şey yememişti ve açlıktan ölmeye niyeti yoktu. Gerçi pek yemek yemezdi hatta o kurabiye bile midesini bulandırmıştı.

Odasına girip evde kimse olmamasına rağmen kapıyı kapattı ve çantasından gizemli kitabı çıkardı.

"Beden değiştirme demek... Bakalım neymiş."

Kitabı açtı ve içindekiler bölümüne baktı. Tarihçe ve araştırmalar kısmını geçip istediği bölümün sayfasını buldu ve oraya geçti.

jealousy, jealousy | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin