Dokunsalar

513 51 10
                                    

O her zaman oradaydı. Kendini bildi bileli, hoş. Mekanlar değişiyordu lakin olduğu konum asla değişmiyordu. Demirbaşıydı buraların ve diyordu ki kendisine ; anason kokusunun müdavimi.

Yaşlı adam buz dolu rakısına bakınıp gülümserken kendi kendine gelip geçen kalabalıklara bakındı. Kırık kalpler, aşkla dolup taşan kalpler. İhtiyarlarlığın sakinliği,gençliğin endişesi.

İnsan gence kızamazdı. Kendi de genç olmuştu zamanında. Genç ise ihtiyara kızabilirdi pekala. Çünkü henüz ihtiyarlamamıştı ruhu.

Dilerdi ki bu yaşlı adam ; kimsenin ruhu ihtiyarlamasın.

Yine orada ne yapacağını bilmeyen ruhlar geziniyordu amasızca. Bir sebep arayanlar. Bir sebep kaybedenler. Sebep yaratmaya çabalayanlar. Sebepleri gömenler. Anlamlar çıkaranlar,anlamları gömenler.

Gençten bir oğlan gözüne çarptı ihtiyarın. Gömleğin üzerine giydiği süveteriydi, deri evrak çantasıyla,üzerindeki gri renkte takım ceketiyle civan gibi delikanlıydı. Sinekkaydı tıraşlı temiz yüzüyle, dolu dolu bakan çakırlarıyla elini koyacak yer bulamıyordu heyecandan bırak bir masaya oturmayı.

"Genç!"diye bağırdı ihtiyar, oğlana.

Oğlan karmaşık bir yüz ifadesiyle ihtiyara bakarken ihtiyar olgunlukla gülümsedi yorgun gözlerini dikerken. "Gel hadi otur sen de şöyle. Anlat da sana derman olalım."

"Benim yara derindir bey amca."dedi temiz yüzlü süveterli genç evrak çantasını masaya koyup saygıyla ceketini ilikleyerek adamın karşısında otururken. "Tabipler derman olamaz bana."

"Tabip değilim lakin.."dedi ihtiyar adam yorgunca. "Anlat da aksın zehir. Sen de dinle,ben de dinleyiyim."

"Arkada Müzeyyen Hanım Efendi çalarken."dedi oğlan gülümseyerek. "Saadet dolu olmak mümkün değil ama ben saadet doluyum bey amca."

"Adın ne senin genç ?"dedi ihtiyar bilmiş bir gülüşle.

"Yaşar'dır Beyamca."diye tanıttı kendini genç. "Benim adım Yaşar.."



Kadehlerce AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin