"Tamam dur! Dur dedim! Konuşacağım, söz."Cherry onu sıkı sıkı tutan arkadaşlarının ellerinden kurtularak derin bir nefes aldı. Koskoca kafenin ortasında rezil olmuştu. Resmen rezillikti.
Etrafına kısa bir bakış atarken saçını yüzünden çekti hırsla. Hyemin ve Luna'ya bunu gerçekten ödetecekti. Ama ondan önce onların istediklerini yapmak zorundaydı. İkinci bir sürüklenişi kaldıramazdı, hele de tezgah tarafına doğru.
Onlar masalarına dönerken Cherry son kez saçlarını düzeltti. Ondan gidip artık Mark'la konuşmasını ve kendi varlığını ona fark ettirmesini istemişlerdi. Cherry itiraz edince de onu resmen kollarından tutup mutfak tarafına sürüklemişlerdi.
Kendine birkaç saniye içerisinde özgüven depolayıp oraya ilerledi. Zaten buraya çok sık geliyor ve Mark'la olabildiğince göz teması kurmaya çalışıyordu. Muhtemelen Mark ne yapmaya çalıştığını ya da neden buraya gelip durduğunu biliyordu.
"Her zamankinden alabilir miyim?" Bu saatlerde çok kişi olmuyordu. Boş sayılabilirdi. Bu yüzden gidip kollarını hazır olduğunda içecekleri koydukları tezgaha yasladı.
"Geliyor." Mark onun sesini duyunca sol taraftan gelmiş ve sormaya gerek duymadan sütü eline almıştı bile. Cherry bu samimiyete başını eğip gülümsedi. Konuşmaya gerek kalmadan tanışmış gibi görünüyorlardı.
"Mark?"
Mark adını duymasıyla küçük bir sersemledi. Hiçbir zaman birbirlerine adlarını söyledikleri bir tanışma fırsatları olmamıştı. İsimlerini tesadüfen, müşteri ilişkisinden dolayı biliyorlardı ama yine de onun ağzından duymak onu şaşırtmıştı.
"Efendim?" Duraksamadan sonra işine devam ederek onu cevapladı. Arkaya dönmemişti.
"Daimi müşterilerin var mı? Unutamadığın,"
Mark sorusuyla gülümsedi ama hemen cevap vermedi. Her hafta gelen yaşlı bir çift ve Cherry vardı. İkisi de onun için özel sayılırdı. Biri sevgiye olan inancını güçlendirirken, diğeri onu heyecanlandırıyordu. Yine de Cherry'e istediğini hemen vermedi.
"Bilmem, dikkat etmedim." Cherry bu cevapla suratını astı. Ne demek dikkat etmemişti? Her hafta iki gün buraya boşuna mı gelmişti? Hepsini kafasında mı kurmuştu?
Elinde hazırlanmış içecekle arkasına döndü Mark. Cherry'nin yüzündeki ifadeyi görmek onu eğlendirmişti. Kafasını sallayıp ilerledi. Kahvesini tam onun önüne koydu.
"Sen hariç." Cherry onun son cümlesiyle düşüncelerinden kurtulmuş ve kollarındaki baskıyı azaltarak dikleşmişti.
Mark bu sefer saklamaya gerek duymadan şaşırmış ifadesine gülerken Cherry'nin arkasında masaları silen çalışma arkadaşı imalı bir şekilde onlara baktı. Önüne dönüp masayı silmeye devam ederken Mark onun bakışını yakalamıştı bile.
"Bu sefer adının yazılı olduğu yerin altına bakman gerekiyor. Sana özel bir şey yazılmış olabilir." Mark ellerini dayadığı tezgahtan çekip işine döndü. Oldukça eğlenmişti, yüzündeki gülümsemeyi durduramıyordu.
Cherry heyecanla, belki de küçük bir çocuk gibi görünerek elindekini çevirdi ve adının altında yazan numaraları gördü. Gördüğüne inanamıyordu ve şu an içinden gelen zıplama isteği onu zorluyordu. Hiçbirini dışarı yansıtmadı. Bunu bekliyormuş gibi kendi kendine gülüp kızların masasına ilerledi. Masaları silen çocukla göz göze gelmişti.
Özgüveni çok daha fazla yerine gelmiş bir şekilde masaya döndü. Kızlar merakla ona bakıyordu. Numarayı almış olmak bir başarı mıydı yoksa bir aydır kendi içinde yaşadığı heyecan için bir adım mıydı henüz bilmiyordu. Masaya oturup sırıtarak kağıt kahve bardağının adı yazılı kısmını onlara çevirdi.
İkisi de senkronize ellerini ağızlarına götürdüğünde Cherry güldü. Saçını kulağının arkasına atıp başını eline yasladı. Mark'ı da görebilecek bir şekilde oturmuştu.
"İnanmıyorum gideli beş dakika olmadı bile. Ne yaptın?" Hyemin'in sorusuyla tekrar güldü. Açıkçası kendisi bir şey yapmamıştı ve bu biraz şüphe uyandırıcı olsa da Mark numarayı kendi vermişti. Belki aradaki çekimi kendisi de hissediyordu.
"Bilmiyorum, bir şeyler soruyordum ve sonra kahve bardağıma bakmam gerektiğini söyledi."
"Cheers!" Luna aniden kahve bardağını ortaya getirip kaldırınca Hyemin ve Cherry'de sorgulamadan onu takip etmişti.
Bu hareketle Cherry'e büyük bir farkındalık gelirken durdu.
"Bir dakika, ben uzun zamandır buraya geliyorum."
"Sarışın baristanın teki için haftada bir şarap alışkanlığımı nasıl 'her gün kahve' alışkanlığına dönüştürdüm ben? Bu ben değilim ki!"
Cherry söylediklerine zıt olacak şekilde kahveyi dudaklarına götürüp mutfak kısmına göz attığında bunun artık bir alışkanlıktan fazlası olduğunu biliyordu. Kendini kaptırmak istemeyip daha doğru düzgün tanışamadığı çocuğa kapılmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/294645100-288-k645793.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
netflix teen movie?
Fiksi Penggemar"Sarışın baristanın teki için haftada bir şarap alışkanlığımı nasıl 'her gün kahve' alışkanlığına dönüştürdüm ben? Bu ben değilim ki!" Cherry söylediklerine zıt olacak şekilde kahveyi dudaklarına götürüp mutfak kısmına göz attığında bunun artık bi...