"Sonra,"İkisi de Cherry'nin yüzüne bakarken Cherry bacaklarını çaprazlamış ve önündeki yastığa sarılmış bir şekilde oturuyordu. Hyemin ve Luna'ya yaşananları anlatıyordu ama konuşası yoktu. Duraklamasının arkadaşlarını sinirlendirdiğinin de farkındaydı.
"ANLAT ARTIK!"
"Ay tamam be."
Saçlarını geriye atıp en başından olanları anlatmaya başladı. Partiye girişlerinden nasıl tekila oyununa düştüğünü bilmediğine kadar her şeyi anlattıktan sonra asıl olaya gelmişti. Şimdi ikisi de daha heyecanlı duruyordu.
"O an içimden öyle geldi ve yaptım. Yani başka bir açıklaması yok."
"Olsun içinde kalmamış en azından."
Bunun gazına gelerek yaptığı her şeyden bir dolar alsaydı şu an zengin olurdu. Sonuçlarına katlanmak zorundaydı. Daha herhangi bir sonucuyla karşılaşmamıştı ama en azından bir sonraki adımına karar vermesi gerekiyordu.
"Ne olucak şimdi? Rahatsız olmuş mudur?"
"Rahatsız olsa karşılık mı verir geri zekalı?" Cherry onu haklı bularak dudaklarını birbirine bastırdı. Parti gününden bu yana bir gün bile geçmemişti ve muhtemelem iletişimsiz kaldıkları her gün aralarındaki garip sessizlik daha da büyüyecekti.
"Neyse bir kahve içelim." Hyemin kalkıp mutfağa yöneldi. Kahvenin bile aklına onu getiriyor olması Cherry'i bir anlığına korkutmuştu. Fazla mı kapılmıştı gerçekten? Kaybetmekten korkacağı kadar mıydı?
Gelen titreşim sesiyle üstündeki battaniyenin altında bir yerlerden telefonunu çıkardı. Mesaj tanımadığı bir numaradandı. Kalbi istemsizce hızlanırken oturuşu dikleşti. Uygulamayı açıp mesaj kutusuna girdi.
Bir fotoğraf gönderilmişti. Büyütüp baktığında çok net bir şekilde fotoğraftaki kişilerin Mark ve kendisi olduğu anlaşılıyordu. Uzun koridordaydılar ve fotoğraf tam Cherry Mark'ı öperken çekilmişti.
Gözleri büyürken tek elini kalbine koydu. Dikkatinin dağılmasına neden olan ses bu olmalıydı. Her kimse, onların fotoğrafını çekmişti ve Cherry'nin numarasını bulmuştu. Yeterince ürkütücü ve garip bir olaydı.
Kim olduğunu sorup sormama konusunda kararsızlık yaşarken tekrar mesajın gelmesiyle hemen bildirime tıkladı. Bu fotoğraf sıkıntı yaratmazdı, herkes onları sevgili biliyordu ama yayılsın da istemezdi. Mark'ta, Cherry'de doğruları biliyordu.
..930: Bu arada Tae ben :) Mark'tan aldım dün numaranı. Fotoğraf estetik duruyor, harikasınız.
Bu mesaj içini mi rahatlatmalıydı, daha mı germeliydi anlayamamıştı. Tae olması iyi bir detay gibi gözüküyordu ama neden fotoğraflarını çektiğini anlamamıştı. Üstelik Mark neden her isteyene numarasını veriyordu. Bilmeden kendini bir tehlikeye atıp atmadığını kestiremiyor olması Cherry'i korkutmuştu.
"Kızlar, attığım fotoğrafa bakın. Mark'ın arkadaşı dediğim Tae attı. Ne alaka sizce? Numaramı da Mark vermiş."
Luna onun sözleriyle önünde duran telefonunu alıp gelen fotoğrafa baktı. Hyemin'de elinde kahvelerle salona girerken onu duymuştu. İkisi de fotoğrafa çığlık atabilecek tiplerdi ama ondan önce sorgulanması gereken şeyler vardı.
"Yok canım, Mark niye versin numaranı durduk yere."
"Ne bileyim, öyle diyor."
Cherry saçlarını geriye atıp çatılmış kaşlarını düzeltti. Sarkık bir yüzle gezemezdi, streslenemezdi de. Numaranın nasıl Tae'ye ulaştığını, Tae'nin bu fotoğrafı neden çektiğini ya da ona neden attığını göz ardı edemezdi ama şimdilik bu konuyu salacaktı.
"Neyse ne olacak sanki? Fotoğraf da baya iyi bu arada." Cherry anında eski moduna dönerek gülümsemeye başladığında Luna ve Hyemin'de gülmüşlerdi. Cherry hala fotoğrafa bakarken Mark'la chatlerine girdi.
En son partiden önceki konuşmalarıyla kalmıştı ve sonrasında ne o, ne kendisi hiçbir şey yazmamıştı. Modunu düşürmemeye çalıştı, normaldi. Belki de zamansız yaptığı bu hareketten dolayı biraz zamana ihtiyacı vardı.
İçinde kötü olmasa da tuhaf bir hisle telefonunu geri bıraktı. Bu fotoğraf olayı onu huzursuz etmişti. Altında bir şey aramaktan kendini alamıyordu ama ipleri eline alacağı bir durum yoktu. Alası da yoktu.
"Donghyuck, beş dakika içinde evde olmazsanız açlıktan öleceğim, teşekkürler."
Hyemin'in sesiyle kendine gelip önüne döndü. Halledilirdi, kasmaya gerek yok gibi duruyordu.
geçisimsi bir bölüm

ŞİMDİ OKUDUĞUN
netflix teen movie?
Fanfiction"Sarışın baristanın teki için haftada bir şarap alışkanlığımı nasıl 'her gün kahve' alışkanlığına dönüştürdüm ben? Bu ben değilim ki!" Cherry söylediklerine zıt olacak şekilde kahveyi dudaklarına götürüp mutfak kısmına göz attığında bunun artık bi...