Keyifli okumalar gece kuşları 💫Bakışmamız Ali'nin gözlerini kaçırmasıyla çok kısa sürmüştü. Nasıl olur da yüzü böyle güzel olan bir adam kadınlardan kaçar olmuştu? Kadınların gözdesi olacak kadar yakışıklıyken, kendini eve kapatmıştı? Önümden çekilirken açılan yoldan devam ederek lavaboya ilerledim. İhtiyacımı görüp abdest aldıktan sonra başıma verdikleri örtmeyi bağlayıp yardımcı kadın nereye giderse peşinden devam ettim. Kaderim bir hizmetlinin yönlendirmesiyle gözümün önünde çiziliyordu. Korkuyordum. Bir daha oraya dönmediğim için de hayatımda ki en doğru kararı alıyordum. Bir çaresizliğin pençesinde kıvrandığımın farkında bile değildim.
Hoca karşısında, ana yok baba yok.. Şahidimi bile tanımadığım bir nikahın ortasında. Yabancı insanların arasında, sağım solum bilinmezlerle çevrili. Hızlı hızlı nefes alıp vermelerim bu yüzdendi. Kardeşleri gelmişti, bana bakıp bakıp gülüyorlardı. Hocanın içerden gelmesini beklerken biraz zaman geçmişti. Yanımda başını eğmiş nefes sesini bile duyurmayan bir adam.. Nereye düştüğünden habersiz. Ne yaşıyorduk böyle, ne gülüyordu karşımda ki kahpeler götüm açıkta gibi?
'Ne gülüyorsunuz lan siz? Geldiğinizden beri hah hah hoh hoh! Gülünecek ne var? Karşınızda şebek maymunu mu var?'
Çıkışımla birlikte odadaki gürültü bir anda silindi. Kız kardeşi neye uğradığını şaşırırken erkek kardeşi ağzını toplayıp sessizce gülmeye devam etti. Müstesna elini ağzına kapatmış, diğer çalışan alnını müstesna'nın omzuna yaslamış kıkırdamaya devam ediyorlardı. Ali tek bir saniye karşısındakilere baktı ve tekrar başını eğdi. Burnumdan seslice soludum. Kendimi korumam yetmeyecek birde Ali'yi koruyacaktım anlaşılan. Sesim yan odadan duyulmuş olacak ki, Şahsine hanım şalını tuta tuta telaşla içeri girdi.
'Noluyo burda hoca içerde!'
'Anne bu ne Allah aşkına? Bula bula bunu mu buldun? Gülüyoruz diye haşladı bir güzel bizi!'
'Gülünecek şeyi ortaya söylede hep beraber gülelim! Bi daha suratıma bakıp bakıp gülersen seni haşlamaktan beter ederim!'
Oturduğum yerden fırlayacağım zannedip yanıma geldi Şahsine hanım. Omzumu tutup sıvazladı.
'Kız Alev azıcık sakin oluver kız! Sabahtan beri ne tansiyon bıraktın ne şeker! Allah'ım nası bi belaya bulaşıverdik? Zahide sende aval aval gülme, şu nikah bitene kadar ağlamanızı gülmenizi tutuverin! Beni zıvanadan çıkarıvermeyin!'
Adının Zahide olduğunu öğrendiğim kişiyle birbirimizi kesecek gibi bakışmaya devam ederken hocanın gelmesiyle sonunda gözlerimizi ona çevirdik. Besmele çekip karşımıza oturdu ve usül erkan neyse gereğini yaparak bizi Allah katında karı koca ilan etti. Nikahın hemen ardından büyük salona, çaylarını, dökülen lokmaları yemeğe geçti kalabalık.. Kim kimdi kimin nesiydi henüz bilmiyordum. Bir daha görmeyeceğim için de ilgilenmiyordum.
Başımda ki örtüyü çıkarıp katlayarak dizime koyarken başımı kaldırıp Ali'ye bakamıyordum. Hala yanımda sessizce oturuyordu. Örtmenin oyalarıyla oynarken Şahsine hanım yanımıza geldi, onu gördüğüme sevinip rahatlarken ayağa kalktım.
'Ne diye oturup kalıverdiniz burda? İster yanımıza gelip çay içiverin, isterseniz odanıza geçiverin. Oğlum, kalksana yerden..'
Ali kalkıp karşıma dikildiğinde gözleri bir an olsun bana değmiyordu. Annesine bakıyordu sadece.
'Alev, ben seni hiç anlatmadım Ali'ye. Tanışın, konuşun, isterseniz buraya çay gönderivereyim?'
'Benim için fark etmez hanım teyze.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alev | Kara Bela
Short StoryHikaye yetişkin okurlar içindir, yaş sınırlaması en az 18'dir!! Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür gerçek hayatla hiçbir ilgisi yoktur. Argo konuşmalar, yetişkin içerikler ve gece hayatı içermektedir! Eski dönem hikayesidir🍁