altı

58.8K 2.5K 444
                                    


Keyifli okumalar gece kuşları 💫

Şahsine hanım bizi yalnız bırakıp gideli bir on dakika oluyordu. Çantamı kapının arkasına geri asmış, ayakta öylece duruyordum. Sevinsem mi üzülsem mi bilememiştim. Ali ne güzel durdurmuştu beni.. O kaçıp lavaboya girdiğinden beri ben tek başıma ayakta bekliyordum hala. Nasıl teşekkür etmeliydim? Ellerimi birbirine kenetlemiş sağa sola dolanıp durdum.

Yemek yapmayı bilmezdim, şöyle hoş bir masa hazırlamayı isterdim ama öyle bir kabiliyetim yoktu. Yıllarca sadece kendime kolay yemekler hazırlayıp idare etmiştim.

Karşısına çıkıp oynasam, bu sefer kızılcık sopasıyla girişirdi, onun için de daha erkendi.

Oflayıp durdum, memnuniyetimi nasıl dile getireceğimi bilemiyordum. Daha önce kimse benim için böyle bir güzellik yapmamıştı. İkili ilişkim olmamıştı ki, bir erkeğe nasıl davranacağımı bilmiyordum. Şeyi biliyordum ama. Şeyi.. Şeyi işte.. dokunmayı..

Mekanda ben dans ederken masalarda dolaşan kadınlar oluyordu elbette. O kadınların erkekleri nasıl etkilediklerini izleyerek öğrenmiştim. Beni bile izlemeyi bıraktıracak kadar nasıl baştan çıkardıklarını görmüştüm. Şimdi Ali'nin karşısına geçsem, cesaretimi topladığım an o kadınlardan bir farkım kalmazdı. Ali çok yakışıklı bir adamdı. Ona dokunmak için delirirdim ve gereğini yapardım. Ama erkendi işte, çok erkendi. Önce Ali'nin beni arkadaş olarak değil de, bir kadın olarak görmesi gerekirdi.

Ben düşüncelerim arasında boğulmuşken oda kapısı açıldı tekrar. Avucunda kremle hanım anne girdi içeriye. Hala sırıtıyordu, elinde ki kremi bana uzatırken imalı sesiyle konuştu.

'Kız sabah dövüşüveriyordunuz, ne dedin de oğlan göndermedi seni?'

'Patron alıkoyabilir dedim. Bu son görüşmemiz olabilir dedim. Deneriz dersen gitmem, annenin taktığı hediyeyle kendime kıyafet alırım dedim. Tam o sırada sen geldin işte, gerisini biliyorsun..'

Gülen yüzü bir anda soldu ve kaşları çatıldı. Bana doğru gelip aramızda ki mesafeyi kapattı.

'Onu sakla zor gününde kullan diye takıverdim sana, çul çaput için altın bozuverir mi insan?'

'Ne yapayım hanım anne, zor günüm bu işte. Bomboş koştum geldim size, bugün kullanmayacağım ne zaman kullanacağım..'

'Sen orasını hiç dert etme. Baktım oğlan kararlı, hemen çağırdım benim terziyi. Çeşit çeşit kumaş getir dedim, bi hanım kızım var, döpiyesinden entarisine kadar dikivereceksiniz dedim. Elim boşaladığı an gelivercem dedi. O zamana kadar benim kızın bıraktıklarıyla idare ediver olur mu..'

'Olur olmasına da, iç çamaşırı, makyaj malzemesi, koku, sigara. Alınacak daha çok şey var. Saçıma toka bile lazım..'

'Doğru, onlara senin gitmen lazım..'

Şalını omzuna atarken, yakınında ki koltuğa oturup düşündü bir süre. Bende gidip yanında dikilmeye devam ettim, oturamıyordum tabi hala.. Acısı sızım sızım kendini hissettiriyordu. Elleri de amma büyüktü delinin! İki kalçamı tek avucuna toplardı yemin ederim, diğeriyle de yakar bir sigara içerdi..

'O zaman şöyle yapalım gelin hanım.. Orhan bey sabahtan haber gönderiverdi senin patrona. Çok köpürmüş, olmaz demiş, ortalığı inletmiş.. Gelip alacağım demiş, öyle haber gönderivermiş.'

'Yaaaa..'

'Korkma, gelemez bu kapıya. Hem gelse bu saate kadar geliverirdi. Orhan bey gidiverecek birkaç güne mekanına. O gidip konuşana, bu meseleyi hallediverene kadar çıkma evden. Ben ne gerekiyorsa kendim gidip alıvereyim, kendin alana kadar idare ediver olur mu?'

Alev | Kara BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin