Bu kurgu bir başka.
Başlama tarihinizi alalım.
gri yıldızlar parlatırlmak istiyor ve onları parlatmak sizin elinizde, vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
Tanıtım: "lades lades olsun mu?"
Ellerim makyaj masasında ritmini tutturmuş akrep ve yelkovana uyum sağlarken, güneş akşamı çoktan bırakmış ayın arkasında geceye ruhumu uzatmıştı.
Geceyi seviyordum, karanlıktan korkanlardan olmamıştım ve tabi ki bu beni güçlü kılmıyordu, korkularım vardı, sadece sizin aksinize aydınlık beni korkuturdu, karanlık zaten bendim, içimde bir yerlerde yanmayı bekleyen ama asla karanlıktan kendini çıkaramayan bir aydınlık vardı ve siyahın içinde çıkmayı bekleyen beyaz sonum olurdu, çıkmamalıydı.
Derin bir nefes aldım.
Aynaya son kez baktığım da rujumu hala karar vermiş sayılmazdım,
Siyah bol paça kumaş pantolonum ve baret detay ekose mavi bluzuma hangi renk ruj yakışırdı.. Ellerim çeneme yerleşmedi hislerimi mimiklere vuran aptal varlıklardan olmamıştım. Yani sadece istediğimde bunu yapardım kendi kendine var olmazdı ben isterdim, ortaya çıkardı.
Gözlerim rujlarımın üzerinde tek tek gezinip eleme yaptı ve sona kalan iki ruj aklımın bir köşesine seçilmek amacıyla kazındı, ellerimde ki ritmi durdurdum. Şeftali rengi ruju es geçip Borda ve koyu kahvenin arasın da kalan ruja uzandı ellerim, arafı en iyi bu ruj anlatabilirdi sanırım, asillik ve zariflik, ruj ikisini birden ulaşmanı sağlıyordu,
Ruju dudaklarıma değdirip dudaklarımın üstüne adeta dansa çıkardım, yavaş ve dikkatli hareketlerle taşırmadan işlemi tamamladım, her işim gibi bu işim de kusursuz olmuştu,
kusurlarım yoktu fakat eksiklerim vardı o da içimdeydi. Etten kemikten oluşan varlığım da bunu gizlemekte ustaydı, eksiklik içime sinsice sızmıştı kalbimin orta yerine kurulmuş aklıma sızmaya çalışıyordu.
Dudağımı emip yüzüme gülümsememi yerleştirdim ve ayaklandım makyaj masasının hemen yanında ki boydan aynanın yanında durdum ve son kez kendimi kontrol ettim, enseden topladığım orta uzunlukta ki sarı saçlarımı düzeltim ve sandalyenin üstünde asılı olan siyah kabanıma uzandım kabanı sırtıma yerleştirip odamdan çıktım salondan kapıya yönelip kulpunu aşağı çektim, kapıyı kendime doğru çekerek açtım, içeriden çıkıp kapıyı kapattım ve asansöre yöneldim üç kat aşağımda asılı bekleyen asansörün düğmesine basıp ayağıma gelmesini bekledim.
Saniyeler sonra asansör kata ulaşıp açılmıştı ve rezidansın yirmi ikinci katından aşağıya inmeye başlamıştım.
🦈
Büyük bir oyun vardı oynanması gereken ve bu işten çıkarları olan yardımcı iki oyuncu. Biri bendim Füsun Avcı namı diğer Faden, biri Ezel, Ecel diye bilineninden..
Bir kibrit çakmıştım ruhuma üşümem sanmıştım, bir mum yakmıştım geceye aydınlanır sanmıştım. Ben yanılmamıştım, yanılmayı göze almıştım.
Mum eriyordu, Ateşi dışarıyı ısıtırken sıvısı kanımın yerine geçmiş vücudumu talan ediyordu.. saat on ikiyi çoktan geçmişti, fakat ben kül kedisi değildim, ben hiç bir şeydim, kimsesiz ve kimseydim, Fadendim. Geceyi ay bile aydınlatamazken topuklu ayaklarımın ince topuğu yeri delip geçiyordu gök inliyordu ve bu bana zevk veriyordu, sokakları dikkatleri üstüme çekerek geçiyordum, şevk ile nefs, gözlerinde açıkça gördüğüm duygu başımı dikleştiriyordu ve aynı zamanda, içlerinden geçeni düşününce yüzümü buruşmasını sağlıyordu adımlarım yavaş ve sertti, omuzlarım dik gözlerim hedefteydi. Rüzgâr bedenimi okşuyordu saçlarım geceye savruluyordu.
Adımlarım yavaşladı gece sessizliğe bürünürken büyük demir kapı sürüklenerek açıldı, takım elbiseli saçları ensesinde bağlı adam eliyle içeri geçebileceğimi gösteren bir hareket yaptı, bunu yaparken hafiften eğilmişti, gözlerinde karşımda, bir kadının karşısında itaatkarlığın verdiği kini görmek zor olmamıştı.
Karanlığı kısa bir süreliğine ardıma bırakıp topuklu ayakkabılarımın çıkardığı tınının geceye karışmasını sağladım. Arkamdan gelen iri cüsseli bedenin gölgesi yanıma düşüyordu bir süre bu şekilde yürüdük ta ki sağ ve sola çıkan yolları görene dek, durakladım. Ben sağa doğru dönecekken.
"Sağ'dan gideceğiz Faden hanım" Bunu anlamak zor olmamıştı, yapmacık sesine başımı sallamakla yetinip dediğini yaptım adımlarım sağa döndü, gözlerim hissiz kulaklarım tetikteydi makyajımda yaptığım kontörün hakkını veren yüz hatlarımla karşıya bakıyordum, deri koltuklar, ortaya kurulmuş bir masa, geceye ihanet edecek derece de parlak ışıklar ve gözleri görüş alanıma girdi, Elit bir yer olmadığını yürüdüğüm sokaklardan anlamıştım fakat böylesine bir yer olacağını düşünmemiştim, sigara ve içki burnuma dolan ve akciğerlerime sızan iki koku alışık olduğumdan beni etkilememiş ortamı samimi kılmıştı.
Bakışlarını arsızca üzerimde dolaştırıp gözlerimle buluşturdu, Ezel Kapuz tabi kayıtlarda. Yüzünü kısa bir süre inceleyip gözlerine dokundum açık renk gözlerin de bir duygu göremedim iyi bir gizleyiciydi, ve bu yıllardır aranmasına rağmen bulunamamasından belliydi, dikkatimi de çekmişti. Yanında dikilen iri cüsseli adamlar da ellerini sırtında birleştirmiş bana bakıyordu. bakışlarımı insancıklardan çekip masanın üzerin de duran imzalanması gereken evraklara çevirdim.
Kılçık yoktu bu oyunun bozanı, kuranı ve kemiği bendim. Alt dudağımı ısırdım, bir süre dişlerim dudaklarımda soludum, konuşmayacağını anladığım da dişlerimi dudaklarımdan ayırdım ve gözlerimi gözlerine yerleştirdim, harelerinde ki hareketsizlik ve bakışlarında ki hiçliği es geçtim ardından dudaklarımı kapamadan,
"Lades lades olsun mu?" Dedim. Çünkü biliyordum orta da bir oyun varsa galibi ve mağlubu da olacaktı,
Buna ancak büyü engel olurdu, sonuçta,
Ladesi bozan büyüdür.
-
Lütfen okuyunn kısa tutmaya çalışacağım;
Bu tarz bir kitap yazmak hep aklımın bir köşesindeydi fakat böyle bir kurguya yetebilecek yeteneği hiç bir zaman kendim de bulamamıştım ancak istersem çabalarsam yapabileceğimi gördüm her saniye kendime bir şeyler katmaya çalıştım, her cümleyi düşündüm ve şimdi benim için zor ama eğlenceli geçeceğine emin olduğum kurgum sizlerle. Eksiklerim elbette ki olacak ve Fadenin aksine kusurlarım da ama her saniye gelişmeye çalıştığımı bilerek okuyun. Son olarak Alyeska kurgum bir süreliğine kaldırılmıştır. Ama yeniden yayımlanacaktır, Orion da finalden sonra yeniden yazılacaktır.
Desteğinizi bekliyorum, bu yolda yol arkadaşım olun..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LADESİ BOZAN BÜYÜ
RomansaGERÇEK BİR HAYAT HİKAYESİNDEN ESİNLENİLMİŞTİR| Bu kitabın yazılmasının nedeni B. D. 'dir. Bu isimle yazılmış ilk kitaptır, izinsiz kullanılması halinde yasal işlem başlatılır. [ +18] "Yasaksın bana." Dedi ilk, olduğumuz vaziyete bu kadar aykırı bir...