Melek Okulu'nda Çaylaklar

Yıllar Geçse De Üstünden

Han nihayet elinde Paix kağıtlarıyla gelmişti. Onun geldiğini gören Bulut ayaklandı. "Ben sizi yalnız bırakayım. Sonra görüşürüz. "

Ona el salladım. "Görüşürüz. " Ve Han yanıma geldi. "Ne konuştunuz?"

"Öyle önemli bir şey değil ya. " derken Nemeton'a uzanmaya çalıştım ama boyumun yettiği yerlerdeki dallarda doğru düzgün çiçek kalmamıştı. "Ben hallederim. " diyerek ayağa kalktı Han.

"Hayır. " dedim. "Artık uçmayı öğrenmemiz lazım. " dedikten sonra başımı havaya kaldırdım.

Pekala. Kanat konusunda daha çok yenisin ama kanat olarak düşünme onları. Sonuçta orda da kemik var ve onları kolların gibi düşün. Sanki kollarını hareket ettiriyorsun.

Ayaklarımın altındaki hissin yavaş yavaş yok olmaya başladığını fark ettim. Kendimi biraz daha zorladığımda Yerden biraz daha yükselmiştim. Nemeton'dan bir kaç parça çiçek kopartıp yere indim. Ağzım kocaman açılmıştı. "Uçtum!"

Han da bana şaşkınlıkla bakıyordu. "Evet. Bu yeni bir şey. "

Heyecanla bağırdım. "Sıra sende!"

Elimden bir kaç çiçek aldı. "Buna hazır olduğumu sanmıyorum. "

Gülümsemem soldu ama hemen kendimi toparladım. "Peki. Sen bilirsin. " Paix'i yakıp derin bir nefes çektim. "Rahatladım yemin ederim ya. " hiçbir şey söylemeden sigaralarımızı içtik. Bitmeye yakın Alev yanımıza geldi. "Bensiz Paix, he?!"

Han hemen dudaklarının arasındaki Paix'i Alev'e uzattı. "Al."

Alev cilveli cilveli gülümsedi. "Teşekkürler." Paix'den derin bir nefes çekti. "Biz şimdi öpüşmüş mü olduk?"

Gözlerim kocaman açılmışken Han şaşkınlıkla sordu. "Efendim?"

Alev bir kahkaha attı. "Şaka yapıyorum, tatlı çocuk." Han utanarak elini burnunun üstüne götürdü. Sonra sinirle söylendi. "Artık gözlük takmadığımı unutuyorum sürekli."

Alev'in dikkati çekilmişti. "Dünya'dayken gözlük mü takıyordun?"

"Evet."

"Gözlük takan erkekler bana hep seksi gelmiştir." Sonra dudaklarını büzdü. "Ama malum, burada kimse gözlük takmıyor."

Han gülümsedi. "Bir gün değerleneceğimi biliyordum."

Dayanamayıp kahkaha attım. "Siz ne yaşıyorsunuz?"

"Hiiç." dedi Alev ve elinde kalan Paix'i Han'a uzattı. "Hadi gidelim."

"Nereye?"

Alev gözlerini kıstı. "Sana demedim. Ayda'ya söyledim."

Bu defa ben sordum. "Nereye?"

"Kıyafet bakmaya tabiki de!"

"Ama benim param yok ki..."

Alev dayanamayıp kahkaha attı. "Burada paralı değil zaten."

"Nasıl yani?" dedim ve kaşlarımı çattım. 

"Burada Bilinmeyen'ler de yaşadığı için bu evrende para diye bir şey yok. Bu haksızlık olurdu değil mi?"

"Yani istediğimi alabilir miyim?"

"Evet."

"O zaman Han da gelsin." dedim hemen.

"Yok. Bulut benim için bir şeyler ayarlayacağını söyledi."