2.4

2.8K 316 360
                                    

tw : aşırı uzun bölüm

Baji

Chifuyu'yla evlenmem gerektiğini öğrendiğim günden beri, hiçbir arkadaşımla zaman geçirmemiştim. Açıkçası, gereksizce hızlı ilerleyen kraliyet saçmalıklarıyla boğuşurken Chifuyu'dan başka kimseye içimi dökememiştim bile. Chifuyu, tüm agresifliklerime rağmen beni daima dinlemiş ve bir çözüm bulmaya çalışmıştı.

Kazutora bile anlayışsızlık kusmuştu ve günler geçtikçe de bana en iyi arkadaşı gibi davranmayı kesmişti. Onun için, prensin nişanlısıydım artık. Hatta, herkes beni bu şekilde tanımlıyordu sadece.

Prens Chifuyu'nun nişanlısı Keisuke... Geleceğin prensi ve de kralı... Tanrım...

Annem için bile, oğlu olmamdan önce saraydaki konumum geliyordu. Her mesajlaşmamızda, işleri batırmamam gerektiğini hatırlatıp duruyordu. Tanrım, sanki unutkan bi' amcıktım da buna gerek vardı!

İki erkeğin birlikteliği, muhtemelen sarayın da baskısıyla, pek de tepki çekmese de ilk başlarda halk olumsuzmuş bana karşı. Kavgacı kişiliğim, berbat notlarım ve de orta okulda Chifuyu'nun kafasına yanlışlıkla top atmam gibi hususlar yüzünden anketlerde düşük puanlar almışım.

En azından, Wakasa bu sabah böyle söylemiş ve beni gafil avlamıştı.

"Neden şimdiye kadar bana tek kelime bile edilmedi?" diye sormuştum.

Omuz silkmiş ve "Çünkü artık durum değişti," demişti. "Chifuyu'yla iyi göründüğün için sana bayılmaya başladılar. Chifuyu sayesinde muhteşem birine dönüştüğüne dair bolca yorum var."

Dolan gözlerimi görmemesi için odadan sıvışmış, saraya ait ormanda gezinerek sinirlerimi yatıştırmaya çalışmıştım. Kişiliğim yüzünden çektiğim nefret ve şekilci toplum, midemi kaldırmıştı.

Tüm ülkeyi ateşe vermek ve o sırada da Chifuyu'yu öpmek istiyordum.

Siktir, ne? Neyi istiyorum ben?

Chifuyu... Tuhaf prens... Algı evrenimi çokça kaplayan kedi kılıklı çocuk...

Kızaran yanaklarımı avuçlayıp alt dudağımı kemirdim. Ne zaman içim daralsa, ona kayıyordu düşüncelerim ve teselliyi onda bulmayı diliyordum.

Minik bedenine sarılınca, ömrüm boyunca tatmadığım cinsten bi' huzurla sarmalanıyor ve onu bırakma fikrinin korkunçluğuyla sarsılıyordum. Aşkla parlayan okyanus mavisi gözlerini gözyaşlarına boğamazdım yeniden.

Sağlığı iyiye gitmeye başlayan Poe'ya sarılırken bulmuştum onu. Kocaman gülümseyince, içimdeki sıkıntılar azalmıştı bile. "Bebeğim çok güçlü, Kei. Beni asla bırakmayacak."

Boktan kraliyetteki tek güzel detaydı, Chifuyu. Şefkat dolu kalbi, her bir duvarımı itinayla aşıyordu ve kendimi savunmasız buluveriyordum. Günden güne, ona yeniliyor ama kazanıyor gibi hissediyordum.

Başımı omzuna gömüp güzel kokusunu soludum ve kucağıma tüyen Noodle'ı okşadım. "Poe'nun iyileşeceğini söylemiştim."

Boştaki kolunu belime dolayıp başımın tepesini öptü. "Sevgilim, canın sıkkın gibi. Anlatmak ister misin?"

Yanaklarım ısınmış, kalbim teklemişti. Birkaç gündür, yalnızken bana bu şekilde sesleniyordu ve hoşlandığımı reddedemezdim. Tatlı bir çocukla çıkmak, evlenmekten daha mantıklıydı.

Ah, keşke normal bir ilişkimiz olabilseydi...

Wakasa'nın zehirli laflarını anlatırken beni bölmemiş, saçımı nazikçe okşamakla yetinmişti. Narin dokunuşları ve tatlı kedileri sayesinde yatışmıştım az biraz.

"Kraliyetten kaçmalı ve kedilerimizle yaşamalıyız," diyerek bitirdim sözcüklerimi.

Yanağımı avuçlayıp anlayışla gülümsedi. "Bunu çok isterdim ama sorumluluklarımdan kaçamam. Japon halkını hayal kırıklığına uğratamam."

Homurdandım. "Beni sevdiğini söylüyorsun ama görevlerini her haltın önüne koyuyorsun."

Bakışlarını kaçırırken gülüşü solmuştu. "Seni çok seviyorum ama ülkeme ihanet edemem. Bir kardeşim ya da yerimi alabilecek birisi olsaydı, uzun zaman önce kaçardım zaten."

Bir kardeşi ya da kuzeni yoktu... Olsaydı, arkamıza bile bakmadan sıvışırdık buradan.

Yeniden dolan gözlerimi kırpıştırdım. "Gemiye binersem ne yaparsın?"

Bakışlarındaki acı, dilimi kesmeyi diletmişti. Yanaklarındaki renk çekilmiş, Poe'nun tüylerini okşayan eli kasılmıştı.

"Chi-," diye başlamıştım ki elini kaldırarak susturdu beni.

"Seni durdurmaya çalışmam," dedi ve bana sırtını döndü. "Zaten, ilk günden beri kaçmanın peşindesin."

Çaresizce kavradım omzunu. Pati atıp giden Noodle'ı daha sonra düşünebilirdim. "Hiç kimse, gerçek kişiliğimle ilgilenmiyor. Prensin nişanlısı şeklinde anılıyorum resmen. Adımı bile unutmaya başladı bazı insanlar " Ona arkadan sarıldım. "Neden benimle gelme işini düşünmüyorsun ki? Seni bırakmak istemiyorum, anlasana."

Sırtını, göğsüme yasladı. "Yapamam, Keisuke. Benim de gerçek kişiliğim hiç kimsenin sikinde değil ki." Elimi kavradı. "Alkol sorunum bile ortaya çıksa, halk nefret kusar bana."

Daha sıkı sarılıp omzuna sığındım. "Chifuyu, sensiz gidemem ama tüm hayatımı böyle de geçiremem."

Elimi sıktı. "Orta okuldayken ben de böyle düşünmüş ve delireceğimi sanmıştım. Eşcinsel, kavgacı ve çokça da mutsuzdum. Yönelimimi kabullenmeleri, hiç de öyle göründüğü kadar kolay değildi ama işte. Hâlâ buradayım ve korkaklık taslamayacağım."

Tanrım, beni büyülemeyi acilen kesmeliydi.

Uzanıp yanağını öptüm. "Bana öğretir misin?"

Kollarımdan sıyrılıp benden tarafa döndü ve Poe'yu yastığına yatırdı. Gözleri kızarmıştı. "Neyi öğretmemi istiyorsun?"

Yumuşacık ellerini kavrayıp dudağının kenarını öptüm. "Tüm bu saçmalıklara katlanmayı." İçimi çektim. "Chifuyu, sana çok alıştım ve yokluğunu kaldırmam mümkün değil."

Yeniden parladı safir mavisi gözleri. "Vazgeçer ve Güney Kore'ye sığınmayı seçersen sana darılmam." Şımarıkça büktü dudaklarını. "Alt tarafı, yeni nişanlımın koynuna girmeye zorlanırken seni düşler dururum çaresizce!"

Siktir, onu bir başkasıyla görmektense düğün tarihinin öne çekilmesine bile katlanabilirdim.

Belini sertçe kavrayıp yüzüne eğildim. "Hiç kimseye kaptırmam seni."

Doğrudan gözlerimin içine baktı. Kararlıydı ve geri adım atmaya niyeti yoktu. "Öyleyse, buna uygun davran, sevgilim. Kalbimin piçine dönüşme yeniden."

Dudaklarını sertçe öptüm. Onu kimseciklere vermeyecektim. Chifuyu'nun güzelliği, sadece bana özel kalmalıydı.

bu tarz bi bölüm gerekiyordu bence
kei'in çelişkileri ve de kafa karışıklıkları, öylece kaybolamaz sonuçta ^^











kıçımın prensi || tokyo revengers  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin