/PARS/
Asansör nihayet indi ve kapısı açıldı. Boş kabine girip, daha 1 saat önce ayrıldığım kata bastım. Bugün artık hemen bitse keşke. Bir yarım saat amcama rapor verir, sonra eve geçerim. Yarın boşum nasıl olsa iyice dinlenirdim. 2. katı geçmiştik. Ne olduysa son bir iki saatte olmuştu hep. Görevi başarıyla yerine getirmiştik, kutlamak için kafaları dağıtmıştık. Sonra amcamın kalp krizi haberiyle buraya uçmuştum. Daha toparlanamadan, kriz yüzünden kalan yarım kalan alışverişi tamamlamak için Almanlarla buluşmaya gitmiştim. Neyse ki bir pürüz daha çıkmadan hallolmuştu her şey. Amcamın ölmesi hâlinde bütün bu sorumluluk üzerime yıkılacaktı. Bu gece kıl payı kurtulmuştum bundan, kalp krizi haberini aldığım an uzun zamandır hissetmediğim bir duyguyu tadar gibi olmuştum. Panik. Zaten tüm bunları istemiyordum, üstüne bir de beklenmedik bir anda üzerime yapışsalardı ne yapardım bilmiyordum. Aslında komik olan yanı çocukluğumdan beri bunun için yetiştirilmemdi. Ama yapmak zorunda olmakla yapmak istemek arasında dağlar kadar fark vardı. 3. kattaydık.
O kız geldi aklıma birden. Amcamın haberinin acısını ondan çıkarmıştım. Haketmediği bir şekilde davranmamıştım aslında. Madem ailenden bu kadar korkuyorsun, o zaman onlara yakalanmamayı akıl edecektin. Saçma sapan hikayeler uydurmak yerine, aklını kullanarak hareket etmeyi öğrenmeliymiş. Gerçi o beyinsiz Onur'un bize içirttiği şey yüzünden kız ne ara yanıma geldi, ne zaman birlikte olduk hiç hatırlamıyordum bile. Odaya bir kızla girdiğimi hatırlıyordum ama gerisi hep karanlıktı. Belki de birlikte olduğum kız o değildi bile, emin değildim.
Asansör 4. katta durdu. Kapının açılmasıyla, amcamın odasına doğru yürümeye başladım. Kapıya yaklaştığımda içeriden sesler geliyordu. Bir kadın sesi. Bizimkilerden biri ziyarete gelmiş olamazdı bu saatte. Kapıyı tıklatıp, açtım. İçeri doğru yürürken Zehir, Kafka ve Pisi'yi gördüm. Birde yanlarında minicik duran bir kız vardı. Omzuna kadar gelen dağılmış saçlarıyla arkası bana dönüktü, ben girmeden önce kapıdan duyulan ses ona ait olmalıydı. Amcam kızdan bakışlarını ayırıp bana çevirdi. "Pars, sonunda gelebildin," diyerek karşıladı beni. Ben daha cevap veremeden, kız bana doğru döndü ve biran için aklımın benle oyun oynadığından şüphe ettim. Bu o kızdı. Beni görünce alnı kırıştı, bir şeyi hatırlamaya çalışıyor gibiydi. Beni. Yüzündeki ifade saliseler içinde kafa karışıklığından şaşkınlığa dönüştü. Gözleri büyüdü, ağzı yavaşça açıldı, aynı ifadeden benim suratımda da olduğuna emindim. Bir elini bana doğru kaldırıp beni işaret etti ve onu pişman edeceğime yemin etmeme sebep olan o sözleri söyledi:
"Çetin Bey bu... Bu o, beni kandırıp, sonra bu gece terk eden çocuk!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARYA
Teen FictionBakışlarındaki bir şey tüylerimi diken diken etmişti. Etrafımda yavaşça yürümeye başladı, korkudan mı bilmiyorum ama ne kaçabiliyordum ne de ağzımı açıp tek kelime edebiliyordum. Bakışlarımı yere sabitlemiş adım seslerini dinliyordum. Birden arkamda...