Giriş

2.7K 86 5
                                    

Giriş

"Anne, babam nasıl biriydi?" Kızımın her mutfağa girişimizde bana sorduğu bu soru içimde bir burukluk yaşatırken gülümsedim. Elimdeki çırpma telini kabın içine birkaç defa vurup üstünde bir şey kalmamasını sağladıktan sonra kabın yanına bıraktım.

"Baban..." dedim içimi titreten bir nefes alırken. "Özel bir adamdı. Uzun boylu, yuvarlak yüzlüydü ama hatları belliydi, senin burnun gibi küçük bir burnu vardı." İşaret parmağımla burnuna dokundum.

"Ben sana mı benziyorum, babama mı?" diyerek tezgâhta bağdaş kurdu, sağ dirseğini dizine yaslayıp yüzünü eline dayadı.

"Bana benzemeyen tek şeyin burnun." Kabın içindeki harcı kalıba döktüm yavaşça. "Bana derdi ki, kızımız olsun. Sana benzeyen. Bende her defasında burnu hariç her şeyi benzeyebilir, derdim. Öyle de oldu."

Kalıbın altını silerek daha önceden ısıttığım fırına döndüm. Kalıbı bırakıp zamanlayıcıyı ayarlayıp kızıma döndüm. "Adını ona ilk söylediğimde çok gülmüştü." Aklıma düşen anılar beni üzmüyordu. Aksine mutlu oluyordum. Anılarıyla boğuşan değil, kucaklaşan bir yapım vardı.

"Benim adım çok güzel bir kere. Neye gülmüş ki?"

"Baban o yaşlarda hem çok ciddi hem de çok şakacıydı. Küçük bir şeye bile gülecek, güldürecek bir sebep bulurdu." Ellerimi tezgâhın iki yanına dayayıp kızımın burnunu öptüm. "Baban hep insanları düşünürdü. Kendinden çok..." Beni düşündüğünden çok...

"Bir gün babam gelecek, değil mi anne?"

"Gelecek kızım, bir baharda gelecek yanımıza."

Herkese merhabaaaaa!
Bir yeni asker kurgusuyla geldim sizlere. Akıcı bir hikaye bizlerin yolu olsun.🤍

ASENA "Son Bakış"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin