Levi x Reader (Aot x Reader)

Saray -Final-

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

NOT: BÖLÜMÜ OKUMADAN ÖNCE, BUNDAN SONRAKİ "GÖREV" VE "TOPLANTI" BÖLÜMLERİNİ OKUYUP, ONDAN SONRA BU BÖLÜMÜ OKUYUN. DAHA SONRA EK BÖLÜMLERİ OKUYABİLİRSİNİZ.

Limuzinin kapısı açıldı ve Levi elini uzatarak beni arabadan çıkardı. Arabadan inerek elbisemin eteğini düzelttim ve önümüzdeki büyük saraya baktım.

"Heyecanlı mısın?"

Ona döndüm, "Kore ve Çin temsilcilerini tekrar göreceğim için mi? Umarım başkanın oğlu da burada yoktur."

Omuz silkti, "Burada olduğunu biliyorsun."

Kafamı sallayarak önüme döndüm. "Umarım benimle konuşmaya çalışmaz. Yoksa ona da siktiri basmak zorunda kalacağım."

Babam sigarasından derin bir nefes çekti ve bize döndü, "Girelim mi?"

"Olur tabii."

Sarayın uzun kırmızı halılı merdivenlerinden çıktık. Kapıdaki korumalar başlarıyla bize selam verdiler ve yanlarından geçerek geniş, hem de çok geniş olan salona giriş yaptık.

Uluslararası bir davet tarzı bir şeydeydik. Her yıl olurdu ama geçen sene ben gelmemiştim. En son Mateolarla gelmiştim.

Babam direkt diğer ülkelerin başkanlarının yanına giderken Levi ile tek başımıza kalmıştık.

Soldaki aynayı görünce topuklu ayakkabılarımla koşarak aynanın karşısına geçtim ve kendime bakmaya başladım.

Aynadan gördüğüm kadarıyla Levi'da tam arkamda duruyordu.

"Çok güzel duruyorsun."

Hafifçe sağa dönüp kendime o şekilde bakmaya başladım. "Değil mi? Elbise çok yakıştı."

"Göğüs dekoltesi yerine sırt dekoltesi tercih ederdim. Bence daha zarif duruyor."

Ona döndüm ve ellerimi omuzlarına yerleştirdim. "Zarif değil seksi oldum. Kıskanma canısı."

Yanımıza gelen garson tepsisiyle bize içki uzattı.

İkimiz de birer kadeh aldık ve garson uzaklaştı.

Kadehinden bir yudum aldı, o sırada elini bel boşluğuma koymuştu.

"Sevgilimin neresini kıskanacağım? Zaten benim değil misin?"

Şaşırmış gibi gözlerimi büyüttüm, "Nasıl romantik olunur kursuna falan mı gitmeye başladın?"

Gözlerini kıstı, "Ha ha ha, çok komiksin."

Gülümseyerek başımı diğer insanlara çevirdim, "Dolaşalım biraz."

Eli hâlâ belimdeyken birlikte yürümeye başlamıştık.

Babamın yakın olduğu bazı ülke başkanları bana selam verirken ben de onlara başımı sallıyor ne kısa bir selam veriyordum.