Duymamazlık

2K 234 158
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

"Ağızlarına sıçacağım. Görecekler günlerini."

Saçlarımı havluyla kuruturken Levi'a döndüm, o da saçını havluyla kurutuyordu.

"Çok abartıyorsun."

Çatık kaşlarıyla bana döndü,

"Abartıyor muyum? Yarım saat önce kafanda puding kasesi vardı, tüm yemekhane yemekler yüzünden kirlenmişti ve tüm askerlerin üstü çorba oldu. Farkındasın değil mi?"

Omuz silktim, "Ne olacak? Temizliyorlar en azından."

Kaşları daha da çatıldı ve gözlerini önüne çevirdi. "Manyaksınız. Manyak."

Eh, kendisi eğlence anlayışı neredeyse olmayan biriydi. Bu kadar sinirlenmesi normaldi.

Konu değiştirmek istiyordum ama ne konu açacağımdan emin değildim.

Havluyu saçından çekti ve kenara bıraktı. O an gözlerim saçlarına kaydı.

Gülümseyerek havluyu omuzuma attım ve ona ilerlemeye başladım.

Sanki onu öldürecekmişim gibi ben yaklaştıkça kendisi daha da duvara yapıştı. "Ne oldu? Niye geliyorsun?"

Bir anda iki elimi de saçlarına attım ve saçına şekil vermeye başladım. "Saçların çok hoş duruyor."

"Ne? Normal saç işte."

Saçına normalinden farklı şekiller vermeyi denedim ama cidden sadece ortadan ikiye ayrılmış hâli yakışıyordu.

Parmaklarımı saçlarının arasından geçirerek hafifçe taramaya çalıştım ve daha sonra ortadan ikiye ayırdım.

2 adım geriye gidip bir elimi belime koydum.

"Sende biraz playboy tipi var biliyor musun? Eğer seni tanımasam tam şu şerefsiz erkeklerden sanırdım seni."

Gözleri büyüdü, "Ne?"

Ayağa kalktı ve duvardaki aynaya ilerleyerek yüzüne bakmaya başladı. "Hayır, hiç de öyle durmuyorum."

"Aynen, durmuyorsun. Ben de erkeğim, pipim var."

Aynada kendisine bakarken kaşları çatıldı ve bu sefer aynadan bana bakmaya başladı.

"Komik mi?"

"Komik olsun diye söylemedim."

İç çekerek bana döndü, "Açım ben, Isabel. Karnım gurulduyor. En son saatler önce yemek yedik. Karnım yemek istiyor. Anlıyor musun beni?"

Başımı hafifçe sağa eğerek saf ayağına yatmaya devam ettim. "Ne yapmalıyım? Yemek için sana kendimi mi sunayım?"

"Hayır." söylerken gözleriyle beni 1 saniyeliğine süzmüştü.

Gözlerimi kıstım, "Sapık herif."

"Ne? Ne yaptım ben?"

Omuzumdaki havluyu oturaklardan birine bıraktım ve kapıya ilerledim, o da peşimden geldi.

Koridora çıktığımızda benim de karnım guruldadı. Elimi karnıma attım, "Açım."

"Hep açsın."

"Sen de."

Yemekhane kapısına yaklaştığımızda ikimiz de derin bir nefes aldık.

"Umarım o veletler yerleri temizlemiştir. Yoksa yeri onlarla temizlerim."

Yaklaştığımız için otomatik kapı açılmaya başlamıştı. "Evet, ben de içkimi içerek sizi izlerim."

İçeri girerken yüzüme yine puding kasesi yeme ihtimalim yüzünden gözlerimi kapamıştım.

Ama birkaç saniye boyunca hiçbir şey bedenime çarpmayınca gözlerimi araladım.

Yerler temizlenmişti. Muhtemelen hepsi Levi'dan ölümüne korktuğu için bu kadar hızlı temizlemişti.

Soluma baktığımda Levi'ı göremeyince kaşlarımı çatarak etrafa baktım. Çoktan yemek bölümüne gitmiş ve tabağına yemek alıyordu.

Homurdanarak hemen yanına gidip ben de tepsime yemek almaya başladım. "Açlıktan gözün dönmüş sanırım."

Tabağına kaşık kaşık yemek alırken mırıldandı, "Buranın en sevdiğim şeylerinden biri yemekleri."

Ben de tabağıma yemek alırken güldüm, "Sevdiğin başka şeyleri de mi var? Şaşırtıcı."

Kaşığı geri yerine koyarken bana cevap vermediği için ona baktım. Sanki beni duymamış gibi bu sefer de salata alıyordu.

Tepsisini alıp masalardan birine ilerlediğinde ben de yanında gitmeye başladım.

"Hey! Bana neden cevap vermedin?"

Kaşları hafifçe havaya kalktı ve başını bana çevirdi, "Bir şey mi demiştin?"

Gözlerimi kıstım, "Yüzündeki şu sahte ifadeyi sil. Yemin ederim tepsiyi suratına çarpasım geliyor. Ayrıca beni duymuştun."

Masaya tepsisini bıraktı ve oturdu, ben de karşısına oturdum.

Bardağına su doldurdu ve daha sonra benim bardağımı doldurma başladı. "Bazen duymamazlıktan gelmek daha iyi."

Salatamdan bir çatal alıp onu yemeye başladığımda kaşlarımı çattım. "Sik kafalı. Bana boş konuşuyorsun mu demek istiyorsun?"

Suyundan bir yudum aldı, "Evet. Ama merak etme, buna katlanabiliyorum."

Yemeğinden bir çatal aldı ve ağzına almadan önce göz ucuyla bana baktı. "Seni duymamazlıktan gelerek."

Sesinden resmen alay ettiği anlaşılıyordu. Kaşlarımı çattım ve başımı tepsime çevirdim.

"Piç herifin tekisin."

Levi x Reader (Aot x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin