Beğenin lütfen 🔪
Yorum da atın
Elimdeki şişeyi kafama dikip bacaklarımı karşımdaki masaya uzattım.
Kapı açılma sesini duyduğumda arkamı dönüp kimin geldiğine bakmaya çok üşendiğim için kıpırdamadım bile.
Adım sesleri gittikçe yakınlaştı ve karşımda soğuk nevale belirdi.
Onu umursamadan hemen yanımda yerde duran kasadan yeni bir şişe alıp açtım ve onu içmeye başladım.
"Isabel."
Onu umursamamaya devam ettim. Onu görmek bile istemiyordum.
Şişeyi tekrar dudaklarıma yaklaştırırken bileğimi tuttu, başımı kaldırıp ona baktım.
"Bileğimi bırak."
"İçmeyi bırak."
"Sanane lan bundan?"
Bileğimi hızla geri çektim ve içkiden bir yudum daha aldım.
"Tüm gün ortalıkta yoktun, yaptığın tek şey burada oturup içmek miydi?"
"Evet, sorun ne?"
"Sen askerlere eğitim veren birisin. Eğitim saatinde nasıl gelip burada keyif yapabilirsin?"
Elimdeki şişeyi yere bırakarak ona baktım, "Aa... Mahmut bir şey diyeceğim, bu başkasının hayatı lan."
Kaşlarını çattı, "Sarhoş musun sen?"
"Hayı-"
Gözünün önüne düşen saçlarını düzeltirken mırıldandı, "Nasıl komutansın anlamıyoru-"
Cümlesinin bitmesiyle ayağa kalkıp yakasını tutmam bir oldu.
"Sen ne haddine benim komutanlığımı sorguluyorsun?"
"Isabel, sakinle-"
"1 haftadır geldiniz burada keyif yapıyorsunuz!"
Onu geriye doğru hızlıca ittirdiğimde tahta masanın üstüne düştü.
Ellerimi iki yana açarak bağırmaya başladım. "SİK GİBİ YAŞAYAN DA BEN OLUYORUM!"
Masadan destek alarak doğruldu, "Ne saçmalıyorsun?"
"BABAM DA SENİ MÜKEMMEL ÖTESİ GÖRÜYOR! ÇOK EĞLENİYORSUNDUR ONUNLA!"
"Başkanın ne alakası va-"
Gözlerimden yaşlar süzülürken elimi kaldırıp işaret parmağımla onu işaret ettim. "Neden buraya geldin biliyor musun? Neden bilinen en güçlü askerlerden birini buraya transfer ettirdi biliyor musun?"
Kaşları çatılmış, hâlâ anlam veremiyordu. "Çünkü burada asker azdı."
Sinirden gülmeye, hatta kahkaha atmaya başladım. Bu sefer ona doğrulttuğum işaret parmağımı kendi göğüsüme bastırdım.
"ÇÜNKÜ BANA GÜVENMİYORDU!"
Kapının hızlıca açıldığını ve terasa birilerinin girdiğini duydum.
"Komutanım!"
Jean'ın sesi ile hâlâ bağırmak isteyen ağızımı zorla kapadım, ama gözlerimden yaşlar süzülmeye devam ediyordu.
"Sasha, Connie! Komutan Isabella'yı aşağı götürün!"
Birkaç saniye sonra iki kişi iki kolumdan tuttuğunda kollarımı havaya kaldırdım. "Kendim yürüyebilirim!"
"Efendim... Sakinleşin lütfen."
Sasha'nın bana acıyan sesini duyduğumda ellerimi sıktım ve sağa sola yalpalanarak kapıya ilerledim.
Merdivenden aşağı inerken hâlâ ikisinin arkamdan geldiğini duyuyordum.
Merdivenin ortasında durup omuz üstünden Connie ve Sasha'ya baktım.
"Ben iyiyim, Jean'ın yanına gidin."
"Ama komutanı-"
Gülümsemeye çalıştım, "Connie, gerçekten iyiyim."
Connie bir adım daha atsa bile Sasha kolundan tutarak onu durdurdu ve kaşlarıyla yukarıyı işaret etti.
Connie'de son kez bana baktı ve başını sallayarak tekrar yukarı çıkmaya başladılar.
Sakince merdivenlerden aşağı inerken babamın odasının katına geldiğimde tüm koridorda babamın gür sesi yankılandı.
"ISABEL! BURAYA GEL!"
Dudaklarımı büzerek hafifçe ıslık çaldım. "Aaa, kralımız yine çağırıyor. Ne oldu ki acaba?"
Ellerimi eşofmanımın cebine sokarak onun odasına ilerlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Levi x Reader (Aot x Reader)
Hayran KurguDevlerle savaşılan bir evren. Tek düşman onlar. Sen, Isabella Amston. Ordu komutanısın ve oldukça güçlüsün. Trajedi yaşanır, ve üstün tarafından emredildiği için sizin birliğinize yeni kişiler gelir. Onların komutanı ise Levi Ackerman. Bilinen en gü...