Parçalanmış Ayıcık

78 7 2
                                    

Medyayı dinlemenizi öneririm.

Hayatımız da çoğu kararı kendimiz veririz. Bir çöpü atmak ya da atmamak, beğendiniz şeyi almak ya da almamak bunların çoğu kendi öz kararımızdır.

İnsanlar kaderin olduğunu söylerler bana soracak olursanız kadere inanıyor muyum? Belki.

Senin kaderin böyle gibi yapacak bir şeyin yok gibi cümleler bana saçma gelirdi. Çünkü kaderiniz ne kadar yazılı olursa olsun siz kendiniz bir şeylere yol açardınız.

Kendim için konuşacak olursam şu an bu üniversitede olmayabilirdim. Ya da belki onu unutmuş olabilirdim. Ama ben kendi seçimim ile buraya gelmiş ve unutamadığım kişinin yüzünü yüzlerce kez görmüştüm.

Yaptığım saçmalıktan başka bir şey değildi şu an bakınca. Ne hayaller ile geldiğim yerde çok fazla hayal kırıklıklarıyla duruyordum.

"Yine dalıp gidiyorsun Eren."

Omzumda ki kolun sahibi konuşurken başımı biraz kaldırarak yüzüne bakmıştım. Yüzüne baktığım anda resmen kalbim sızlarken gülümseyerek yanıt vermiştim.

"Kendi kendime boş edebiyat yapıyorum."

Yaralı yüzünde bir sırıtış belirirken yüzünü yüzüme yaklaştırıp sorgularcasına bir kaşını kaldırmıştı.

"Edebiyat okuduğun için normal ama ne olduğunu merak ettim."

Başımı yüzünden çevirirken kantinde ki yüzlerde gezdirmiş ve omuz sallayarak ondan önce yürümeye başlamıştım.

"Bazı şeyler çok saçma geliyor Ayato. Şuraya otur kahve alıp geleceğim."

Kahve makinasının önündeki yoğun sıraya bakarken yüzümü buruşturmuştum. En arkada ki yere yerleşirken yerim de oflayıp duruyordum. Lise de gibi hissediyordum kendimi.

"Neden bu kadar ofluyorsun?"

Bi on saniye önce arkama gelen bedenin tanıdık sesi ile arkamı dönerken dudaklarımın arasından adını çıkarmıştım. Gelip konuşması biraz da olsa şaşırtmıştı.

"Ah Levi.. sadece lise de gibi hissettim. Bu kadar sıra olması garip değil mi?"

Yüzü şekil değiştirmezken yüz hatlarının ne kadar iyi olduğu ile ilgili şiir yazacak kıvama gelmiştim. Eski sevgilim olmasa ve burda görmüş olsam bile muhtemelen yine aşık olurdum.

"Hey beni dinliyor musun?"

Gözümün önünde sallanan el ile gözlerimi kırpıştırırken kendime lanet okumaya başlamıştım. Ulan Eren adamın ağzına düşeceksin biraz daha kalsan.

"Affedersin dalmışım da ne diyordun?"

Konuşmaya başlaması ile onun omzunun arkasında görünen Mikasa ve Connie bana değişik hareketler yapıyordu. Ayato'u oturttuğum masanın tam yanındaydılar.

Bu salak Connie neden deniz anası taklidi falan yapmaya çalışıyordu. Gülmemek için yanaklarımı şişirirken dudaklarımdan hafif bir kıkırdama kaçmıştı.

"Beni cidden dinlemiyorsun."

Önümde ki beden arkasını döner dönmez Connie Mikasa'ı eğmiş ve birbirlerini gizlemişlerdi. Şu an sadece Ayato buraya bakar vaziyette idi.

Foreign-RirenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin