3

1.3K 81 10
                                    

Aşağı sanki hiçbir şey olmamışçasına indiğimde, koltukta oturan çapulculara hafif bir şekilde bakıp ortak salondan çıktım. Benim kim olduğumu bilmiyorlardı, ancak nasıl biri olduğumu onlar da anlayacaklardı.

Lily ile beraber girdiğimiz dersliğin boş sıralarından birisine oturduk. Gelen profesör bildiğim şeyleri tekrar tekrar anlatıyordu. Gelen bıkmışlık hissi ile gözlerimi sıralarda gezdirdim. "Bayan Brave, dersime oldukça aşina olmalısınız ki, dersimi dinlemiyorsunuz. Rica ediyorum bu önünüzdeki kurbağayı yok edebilir misiniz?" Edebilirdim. "Pekala Profesör, Evanesco." Önümdeki kurbağa buharlaşıp yok olduğu vakit Profesör kafasını salladı. "Gryffindor'a 5 puan." Bunu beklemediği belliydi.

Karşıdan bakan mavi gözlerle karşılaştığımda yanında oturmuş ona benzeyen bir diğer sarışına baktım. Tanrım, herkes ebeveynlerine nasıl bu kadar benzerdi? Draco, alaycı bakışlarını göndermişti üzerime.

Bu bakışlar aklıma bir planı getirmişti. Bu sabah yaşamış olduğum olayın intikamını gerçekleştirecek o planı bulmuştum.

Salonda keyifle yudumladığım sıcak çikolatam ile şöminede dün uyuduğum koltuktaki yerimi almıştım. Yanımda oturan Lily, bu keyfime anlam veremese de o da anlayacaktı. Merdivenlerden inen o genç büyücüye baktım. Sirius Black'e. Parmağımla onu gösterdim Lily'e ve kahkaha atmaya başladım. Çevredekiler ilk anlamamış olsa da, gösterdiğim yere baktığında herkes kahkaha atmaya başlamıştı. Sirius Black bu olaya anlam verememiş olsa da arkasından gelen James Potter ile Ortak Salon daha da kahkahaya boğulmuştu. Sirius arkasını döndüğünde gördüğü James ile dehşete düştü.

Pembe saçları oldukça yakışmıştı bence. Kahkahalar arasında birbirine korku dolu gözlerle bakan bu iki gence bakarak kahkaha atıyordum. Gözlerimden akan yaşları durduramıyordum. Yanımdaki Lily'nin de benden pek bir farkı yoktu.

"Kime bulaştığınıza dikkat edersiniz umarım tatlı pamuk şekerleri" söylediğim şeyle bana sinirle dönen Sirius Black'e baktım. James etrafa 'haketmiştik' bakışları atarken, gözlerinden ateş çıkan Sirius Black kahkahamı söndürmek yerine daha da alevlendirmişti.

"Bu sert bakışlarını örtüleyen pembe saçların yüzünden seni ciddiye almıyorum, kusura bakmıyorsun değil mi?" James, kıkırdamıştı.

Sırıtan yüzüme sinir olduğu belli olmuştu indiği merdivenleri tekrar çıkarak sertçe kapattı kapıyı. Bu iyiydi, bir aydır yapmadığım olayı yapıp dozumu almıştım.

"Bu iyiydi Brave, bunu beklemiyordum." James gülümseyerek o da Sirius Black'in peşinden girdi odaya.

Yemek vakti, bana sinirle bakmayı bırakmamış olan Sirius Black'e sırıtarak baktım. Saçlarındaki pembeliği yıkasa da henüz geçirememişti, tam olarak. Sırıtmama sinir olmuş olacak ki, kalktı ve adımlarını Büyük Salon'dan dışarıya doğru attı. Hızlıca oturduğum yerden kalkıp ona yetişmeye çalışıyordum. Arkasından geldiğimi hissedince adımlarını daha da hızlı atmaya başlamıştı.

Sonunda yetiştiğimde konuşmaya başladım. "Buna neden bu kadar sinirlendin Black? Aynı şeyi sen de yapmamış mıydın?" Omuz silkti. "Ben yapabilirim, sen yapamazsın." Güldüm, hadi ya?

"Sebep?" "Çünkü öyle istiyorum." Aman, meşhur Sirius Black işte. Klasik.

"Bence barışabiliriz?" Kafasını olumsuzca sallayıp uzaklaştı. Aman, seninle mi uğraşacaktım. Tanrım, kendi dönemimin Sirius Black'inin böyle olmadığına eminim.

Ortak Salon klasiğiydi. Şömineye yakın olan koltuğu iyice benimsemiştim. Lily ile beraber otururken karşımızda oturan çapulcuların dedikodusunu yapıyorduk.

"Öyle işte Freya. Yıllardır bana o randevu sorusunu sormayı asla bırakmadı." Vay be James Potter. Sen de iyisin he.

"Hey Freya! Sende ufak bir çapulcu havası sezdim." Gülerek konuşan James Potter'a güldüm. Belki kendi dönemimin bir çapulcusu olabilirdim.

"Tanrı aşkına Çatalak! Ne çapulcusu?" Sirius benden pek hazzetmiyordu bu belliydi. Kendi dönemimde de böyle miydi?

İçeriye giren Alice Longbottom - daha doğrusu o zamanların Alice Fortescue - bana doğru yaklaştı. "Hey Freya, Slytherin'den adının Draco olduğunu söyleyen bir çocuk seni çağırıyor. Kapının önünde seni bekliyor." Ona gülümsedim. "Teşekkürler Alice, haber verdiğin için." Hızlıca dışarıya çıktığımda kapıdaki Malfoy'a baktım ve konuşmasını istermişçesine kaşlarımı kaldırdım.

"Ne yapacağız?"

Kayıp Parça || ÇapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin