4. Bölüm

139 14 0
                                    

🫀

'Bir nefese kaç ömür sığar?'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Bir nefese kaç ömür sığar?'

"Eveet!"

Saye siyah cerrahi eldivenlerini eline geçirirken karşısındaki incecik,yaprak gibi titreyen adama baktı.

"Sana napalım Dursun? Sen söyle. Bak ilk defa birine ölümünü seçtiriyorum. Ona göre değerimi bil."

Ağzı bantlı olan zavallı Dursun kafasını sağa sola salladı.

Saye yüzündeki gülümsemeyle Dursun'a yaklaştı.

"Pekâlâ ben seçerim. Hatta seçtim bile."

Saye sağ yumruğunu Dursun'un yüzüne sertçe geçirdi. Dursun sandaliyeyle beraber geriye doğru düştü. Saye yakalarından tutarak sandaliye ile havaya kaldırdı. Bedeni hızla duvara doğru savurdu. Sandaliye'nin kırılma sesi gelirken Saye, Macit'e doğru seslendi.

"Çöz ve önüme getir. Ağzınıda aç."

Macit ve birkaç koruma adamı çözüp Saye'nin önüne getirdiler.

Saye alnındaki teri silerek arkasını döndü adama. Birkaç saniye bekledikten sonra hırsla arkasına dönüp elinin tersiyle sertçe tokat attı.

"Neden lan neden!"

Yere düşen adamı tekmelerken sesiyle depoyu inletti.

"Soyunuzu kurutmazsam ne olayım! Pezevenkler!"

Saye durup nefeslenirken adam ağzındaki kanı tükürüp sırıtmaya başladı. Saye Macit'in önüne uzattığı paketten bir dal alıp dudaklarının arasına yerleştirdi. Çakmakla ucunu yakıp derin bir nefes çekti.

"Dişli çıktın. Bu kadarını tahmin etmezdim."

Saye oturduğu sandaliyeye sigarasını içmeye devam ederken kısa bir bakış attı adama.

"Kes sesini."

"Şahsen sevgilin bu kadar korkakken senin bö-"

Saye sandaliyeden kalkıp hızla Dursun'un yüzüne tekme savurdu.

"Bak bakayım dilini yerinde bulabilecek misin?"

Hızla sedyenin yanına gidip eline penseyi aldı Saye.

"Macit,Vural gelin tutun şunu!"

Macit ve Vural adamın başını sıkı sıkı tutarken Macit adamın burnunu kapattı.

Saye adamın açık ağzına soktuğu penseyle dili kavradı ve sertçe çekti. Depoda acı bir çığlık yankılanırken Saye sedyeye doğru ilerleyip dili bıraktı.

"Vural! Bu dili bir güzel paket yapıp itlerin inine gönderin. Herkes ahiret cevaplarını hazırlasın."

Macit başıyla onaylarken Saye belindeki silahı çıkardı ve ardı ardına Dursun'a ateş etti. Kevgire dönen cesede iğrenircesine baktı ve depodan çıktı.

Depodan çıkar çıkmaz uğradığı kurşunlar ile depoya geri girdi.

"Noluyo lan!"

Korumaların hepsi Saye'ye siper olurken Macit başını hafif dışarı çıkarıp etrafı gözetleri.

"Tahminen yirmi kişiler. Napalım yenge?"

Saye zehir zemberek gözleriyle fısıldadı.

"Hepsini canlı istiyorum Macit. Birine bile birşey olursa beni uğraştırmadan sıkın kafanıza."

Macit ve adamlar dışarı çıkarken,Vural ve geri kalan adamlar Saye ile birliktelerdi. 1 saatlik bekleyişten sonra adamların hepsi teker teker ite kaka depoya sokuldu. Hepsi önünde boncuk gibi dizilirken depoda duyulan tek şey Saye'nin topuklu ayakkabısının sesiydi ve bu ses adamları geriyordu.

"Kimin adamısınız lan siz?"

"Saye hanım bizi yaşat-"

Saye elindeki silahı adama doğrultarak iki el ateş etti. Adam geriye düşerken Saye derin bir nefes aldı.

"Bir daha sormayacağım."

"Bize emri veren Yiğit Bey."

Korumalardan biri hızla cevap verirken depoda on dokuz el silah sesi yankılandı.

"Macit. Bul."

Macit ecel terleri dökerken bugünün hemen bitmesini istiyordu.

"Hemen yenge."

Bölüm sonu*

'Ne ölmek nefessiz kalmaktır, Ne de yaşamak nefes almaktır... Yaşamak; sevilmeyi hak eden birine yaşamını harcamaktadır.'

Oğuz Atay

A.

SAYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin