"Sana and olsun sevgilim. İntikamımızı almadan tekrar gelmeyeceğim."
Arkamı dönüp mezarlıktan çıktım.
***
Hep yakınından vurulur insan. Semaya açtığın ellerle kimin için dua ediyorsan o öldürür seni.
Saye güzel karakterdi ama yanlış kitapta.
Saye'nin sözünün hemen ardından duyulan korna sesi ile ayaklandılar. Önemli olan ufak tefek eşyaları ceplerine sokuşturup çıktılar. Macit Burak'ın omzunu sıkıp konuştu.
"Bak koçum. Biz buraya gelmedik. Bizi bilmiyorsunuz. Biz buraya gelene kadarda bu eve gözünüz gibi sahip çıkıyorsunuz. Bu evin her tarafında abinin parmak izleri var. Eğer birşey olursa beni uğraştırmadan kafanıza sıkın. Anlaşıldı mı?"
Burak başını salladı.
"Anladım abi. Gözünüz arkada kalmasın."
"Nereye gideceğiz yenge?"
"Benim doğuda bir evim var. Dağ başı gibi bir yer. Oraları seviyorum diye Ozan almıştı bana."
Arabaya binip havaalanına doğru yol aldılar. Macit özel jeti hazırlamaları için havaalanını ararken Vural hem arabayı sürüyor hemde arkalarını kontrol ediyordu.
*** Eve girdiklerinde Macit etrafı kontrol etmeye başladı. Vural ise arabayı dikkat çekmeyecek şekilde park etmekle meşguldü. Malûm böylesine yüksekte olan bir tepenin dibinde böyle lüks bir araba ne arardı?
Saye koltukta oturdu. Az sonra karşısına oturan iki adamda Saye gibi uykuluydu.
"Gençler biraz uyuyalım. Sonra ne yapacağımıza karar veririz."
Macit yerinde dikleşti.
"Siz uyuyun yenge ben nöbet tutacağım. Biri gelir falan."
Saye Macit'in güç toplaması için uyuması gerektiğini biliyordu. Etrafa göz attı.
Ayağa kalkıp çekmeceleri karıştırmaya başladı.
"Macit bana çekiç gibi birşey bulsana."
Macit ve Vural bakıştılar. Macit el mahkum ayağa kalkarak aramaya başladı.
Az sonra Macit elinde tornavidayla geldiğinde Saye kucağındaki ampulleri ve bardakları orta sehpaya bıraktı. Banyoya girip el havlusunu alıp geri döndü. Macit tornavidayı Saye'ye uzattı. Saye bir tornavidaya bir de Macit'e baktı.
"Ne kadarda çekice benziyor."
Vural gülecek gibi oldu ama kendini sıkarak buna engel oldu.
"Yenge valla bu tek vardı."
Saye sabır çekerek ampullerden bir tanesini alarak havlunun içine koydu. Macit'in elindeki tornavidayı alıp ters tuttu. Tornavidanın tutma yerini sertçe havluya indirdi. Kırılan ampul parçalarının sesi odayı doldurdu.
Macit ve Vural pür dikkat Saye'ye bakıyordu.
Saye ayağa kalkarak havlunun içerisindeki cam parçalarını kapının önüne döktü. Evin tüm girişlerine yaptı bu işlemi.
Evdeki tüm odaların kapılarını kilitledi ve koltuğa uzandı. Hâlâ ona bakan Macit ve Vural'a tek gözünü açarak baktı.
*** Üçlü silah sesiyle doğrulurken önce ne olduğunu anlamaya çalıştılar. Silahların emniyetleri çekilirken ayağa kalktılar. Saye elindeki silahı sıkı sıkıya tutuyordu. İki el silah sesinden sonra kapı kırılıp açıldı. Sabri önde olmak üzere korumalar içeri girdi. Sabri'nin yüzündeki o alaycı gülümsemesi o an Saye'yi çıldırtacak gibi oldu.
"Dağ ceylanı yuvasına mı kaçmış?"
Saye silahı Sabri'ye doğrulttu.
"Siktir git buradan."
Sabri dilini damağına vurarak şıklattı.
"Çok ayıp. Sana yakışıyor mu hiç?"
Vural daha fazla dayanamadı ve hızlı adımlarla Saye'nin önüne geçti.
"Bas git Sabri! Eceline susadın belli ama bu gün mesai bizde değil!"
Macit silahını doğrulttuğu Sabri'nin tam başını hedef aldı. En küçük harekette uçuracaktı.
Sabri kahkaha attı.
"Bak hele sen! Çekil kenara yoksa olan sana olur."
Vural yerinde dikleşti.
"Çekilmiyorum lan!"
Sabri silahını Vural'a doğrulttu.
"Sen kaşındın delikanlı. Bay bay!"
Evden yükselen silah sesi ile ağaçlara konan kargalar gaklayarak büyük bir telaş ve gürültüyle uzaklaştılar. Onların sesine Saye'nin feryadı eşlik etti ve dağlarda yankılandı.
"VURAL!"
Bölüm Sonu* Yasta mıyız yoksa? Biraz meraklanın. Haftaya görüşürüz İnşallah.
