FİNAL

147 12 4
                                    

"Belki cennete temizlerim kalbini

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Belki cennete temizlerim kalbini. Sevgimle, ellerimle..."

Saye'nin kalbi gümbür gümbür atıyordu. Nefesleri derin derin, sanki koşudan geliyordu.

Önüne düşen Sabri ile ne kadar rahatlanabilinirse o kadar rahatladı.

Farkında olmadan yanındaki koltuğa yaslandı. Korumalardan biri elini kulaklığına götürdü. Gözleri Sayede idi.

"Patron tamam. Sabriyi öldürdüler. Yok kız güvende. Tamamdır."

Aniden belinden çıkardığı silahla Macit Ve Vural'ı alnından vurdu. Saye'nin gözleri büyüdü ve konuşamadı.

Lâl olmuştu.

Yas tutması için bile zaman bırakmadılar. Kollarından tutup sürükleyerek dağın arka tarafına getirdiler. Yağmur yağıyordu.

Koruma Saye'yi sertçe yere fırlattı. Saye dizlerinin üzerine düştüğünde kısa saçları yüzünü kapatmıştı.

Öylece durmuş olanları sindirmeye çalışılırken önünde duran pahalı ayakkabılar ile hırsla başını kaldırdı.

Başını kaldırmamış olmak için milyonlarca dolarları tereddüt etmeden yakardı. Kalbini bağışlardı, canına kıyardı.

Ozan yukardan ona bakarken yüzünün yarısı yanmıştı. Saye ayaklanmaya çalıştığında Ozan silahını çıkarıp Saye'nin alnına yasladı. O an herşeyi anladı Saye. Tüm herşeyin bir plan olduğunu...

"Biliyor musun çok safsın! Aşk denen acizliğe yenik düşecek kadar küçüksün! İntihar etmeni bekledim. Etmedin. Savaşacak kadar aptalsın. Sen-"

Saye dağları titretecek kadar güçlü bir çığlık attı. Başını ellerinin arasına almıştı.

"SUS! Allah aşkına sus lanet herif! Senin Allah belanı versin! Sen bunu nasıl yaparsın Ozan nasıl! Kalbindeki cehenneme nasıl atarsın beni? Ben her gün canımı verdim! Her akşamın sabahına küllerimi toparlamaya çalıştım. Neden yaptın NEDEN?"

Ozan ruhsuzca bakıyordu Saye'ye. Sanki bir yabancıya bakarmış gibi. Hislerini ve duygularını görmezden gelerek.

"Annen benim babamı öldürdü! ANLIYOR MUSUN? SENİN LANET ANNEN BABAMI ÖLÜRDÜ! Ellerimde babamın kanı varken yemin ettim. Sana öyle bir hayat yaşatacaktım ki artık yaşayacak bir hayatın kalmayacaktı. Öyle de oldu. Tam bir hafta içinde hayatını cehenneme çevirdim. Sadece bir hafta!"

Ozan nefretini kusuyordu.

"Hayatımı mahvettiğin için özür dile!"

"Sen özür dile. Haberimin bile olmadığı bir olayın cezasını bana çektirdiğin için sen özür dile!"

Saye ağlamadı. Çamurlaşmış toprağa ellerini yasladı. Ayağa kalktı ve silahı alnına daha sıkı bastırdı. Yağmur o kadar şiddetli yağıyordu ki sanki Saye için ağlıyorlardı bulutlar.

"Canın cehennemin olsun. Öldür beni. ÖLDÜR BENİ! Sana verdiğim her emek zehir zemberek olsun. "

Ozan silahın kabzasını daha sıkı kavradı ve silahın emniyetini serbest bıraktı.

"Sen güzel karakterdin ama yanlış kitapta. "

Saye gözlerini kapattı.

"Sen de güzel karakterdin ama yanlış rolde."

Ve bir el ateş sesi.

Durmadı.

Tüm şarjör boşalana kadar durmadı. Saye'nin delik deşik olan bedenini orda bırakarak terk ettiler. Ama Saye'nin beddualarının ayaklarına dolanıp onları kazaya sürükleyeceklerinden habersizdiler.

Kadın gerçekten çok sevdi. Ömrünü adadı. Yetmedi canını verdi. Ama Ozan'ın da dediği gibi.

Saye güzel karakterdi ama yanlış kitapta.

Kitap Sonu*
Belki daha iyi bir final bekliyordunuz ama bu aralar çökmüş durumdayım. İlerde toparlandıkça bölümleri de toparlamaya başlayacağım.

Bu zamana kadar yanımda olan, okuyan, vote atan herkese çok teşekkür ederim. İyiki varsınız.

Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.

A.

SAYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin