12. Bölüm

89 9 0
                                    

"Bu hallerimi,kalbimi mezarlığa çevirişine say

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bu hallerimi,kalbimi mezarlığa çevirişine say."

Bir kelime, beş harf, iki hece.

Saye adeta donmuştu.

Ne demişti? Kızım?

Kökü 'kız' olan cinsiyet grubundan gelen, anlamca bakımından 'kızım' kelimesi genellikle anne-baba tarafından kız evlada olan sesleniş,benimseyiş şeklidir. Günümüz sevgilileri tarafındanda çokça kullanılmaktadır ama o kısmı atlıyoruz.

Duygusal anlam bakımından ise 'kızım' kelimesi aynı anda birçok cümleyi ifade edebilir.
Örneğin; Sana hiçbir erkeğin vermeyeceği en güzel şefkat ve sevgiyi vereceğim. Arkanda bir dağ gibir duracak, seni koruyacağım.

Fakat günümüz babaları tarafından genellikle tercih edilmeyen bu 'kızım' kelimesi eskiyerek tarihe karışmak üzeredir.

Nadir kullanıldığı için duyanları şaşkına çevirmekle kalmayıp duymayanları ise gecelerce ağlatıyor.

Sırf akıtılan gözyaşları için bile bu kelimeyi bilmeyen babaları kınıyor, olay yerine geri dönüyorum.

Saye derin bir nefes aldı. Çatışma durmuştu. Macit ve Vural ellerindeki silahları Saye'nin arkasına doğrultmuşlardı.

"Baban seni çok özledi. Yoksa babasının biricik prensesi onu özlemedi mi?"

Macit öne doğru atıldığında Saye elini kaldırdı. Macit yumruk yaptığı elini dizine indirirken Saye arkasını döndü.

Şimdi namlu yüzüne doğrultulmuştu.

"Rahat dur beynini dağıtırım."

"Dağıt. Hadi dağıtsana! Ne bekliyorsun?"

Adam çıldırmış gibi bir kahkaha attı.

"Ah ah! Sence bu hayatı güzel sonlandırarak mi öleceksin? Tabiki hayır. Daha görmen gereken acı gerçekler var. Uğraman gerek hayal kırıklıkları, dökmen gereken gözyaşları var. Sabri Çamur. Bu ismi aklına iyi kazı çünkü senin cehennemin olacak."

"Sen ne zırvalıyorsun lan!"

Vural sinirle Sabri'nin üzerine yürüyeceği sırada Sabri'nin adamları Vural'ı tuttu. Macit ise aynı şekilde engellenmişti. Saye'nin sinirden çenesi kasılmıştı.

"İtlerine söyle adamlarımı bıraksın!"

"Tabi tabi. Gençler! Saye hanımıda alın. Kendimizi tanıtalım onlara."

Sabri mekandan çıkarken Saye yanına gelen adama baktı.

"Tırnağın bile bana çarparsa yaşamayacağını biliyorsun?"

Koruma hiçbir şey söylemeden Saye'ye eliyle yol gösterdi.

Macit ve Vural, Sabri'nin peşinden ite kakıla arabalara bindirilmişti. Saye ise Sabri'nin arkasındaki araca bindirildi. Sinirli bile hissetmiyordu. Hissizdi şuan.

Kısa bir süre sonra deponun önünde durdular.

Aynı şekilde depoya sokuldular. Saye tavanda olan kelepçeleri görünce kaşlarını çattı.

"Arkadaşlar Saye hanımı makamına alalım."

Yandaki kolu çevirdikçe kelepçeler aşağıya iniyordu. Macit bağlandığını sandaliyeden bağırdı.

"Onun kılına zarar gelirse senin derini yüzlerim lan! Duydun mu beni!"

"Arkadaşın ağzını bağlayalım. Çok konuşuyor. Diğerinde unutmayalım."

Saye bileklerinden kelepçelenirken hiçbir karşı koyma hissi yoktu. Aynı zamanda omuzlarına,kollarına hatta ensesine bile türlü kablolar bağlanıyordu. Yavaş yavaş yukarı doğru çekildi.

"Yapabileceğin hiçbir şey yok farkındasın dimi?"

Saye, Sabri'nin suratına tükürdü.

"Allah belanı versin senin!"

Sabri yüzünü sildi.

"Hepimizin inşallah."

Bölüm Sonu*
Olaylar ısınıyor gibi.
Kısa olduğunun farkındayım ama bu aralar sık bölüm atmayı planlıyorum.
Tekrar görüşmek üzere.

A.

SAYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin