Gözlerimi ağrıyan başım ile açtım dün balo olduğu için bugün dersler yoktu profesör Dumbledore dinlenmemizi istemişti.
Dün gece olanları zihnim yeni yeni algılamaya başlamıştı Black'in dedikleri, Carmen ile sohbetimiz en son Matt çok içtiği için onu merdivenlere kadar taşıdıktan sonra Regulus'a bırakmış ve biz Astrid ile yatakhanemize çıkmıştık.
Banyoya girdiğimde moraran göz altlarımı görmüştüm işlerimi halletikten sonra banyodan çıktığımda Astrid'i uyanmış oturur vaziyette boş boş karşısındaki duvara baktığını gördüm.
"Günaydın Astrid." "Lanet olsun!" Diyerek kendini yatağa uzanır şekilde bırakmıştı.
"Eğer biraz daha yatarsan yiyebileceğin hiçbir şey kalmayacak." "Başım çok ağrıyor." "Hastane kanadına uğrayıp geçirebilecek bir şey var mı bakarız yemekten sonra." Bunu dedikten sonra kalkıp lavaboya girdi bende o sırada bugün dersler olmadığı için üstüme gündelik kıyafetlerimden geçirip Astrid'i beklemeye başladım.
"Günaydın Reg." "Günaydın All." "Matt nerde?" "O kadar içmeye bu saate uyanabileceğini mi düşünüyorsun?" Bu dediğine güldüm haklıydı "Hadi yemeğe gidelim bir yılan kadar açım."
Büyük salona girdiğimizde normal günler kadar çok kişi yoktu büyük ihtimalle Matt gibi ayılamayan bir sürü kişi vardı yanıma Astrid karşıma da Regulus oturunca yemeğe başladım Tanrım çok açtım.
Büyük salonun kapısı açıldığında içeri giren Matthew'i görmüştüm o da bizi gördüğünde yavaş adımlarla yanımıza gelmişti.
"Salazarın donu aşkına kafamın içinde ev cinleri tepişiyor sanki." O kadar içmeye bu baş ağrısı çok normaldi. "Yemekten sonra sizin için ağrı kesici bulmaya çalışırım merak etmeyin." Bunu diyen Regulustu sanıldığının aksine çok merhametli bir kalbi vardı.
"Salazar seni kutsasın Reg." "Çok konuşma da yemeğini ye Matt." Astrid'in Matthew'a kaçamak bakışlar attığını fark etmiştim bu ikisini anlamak kehanet dersini anlamaktan daha zor.
"Astrid ne zamandır kız kıza takılmıyoruz bir şeyler yapmak ister misin?" "Bu güzel olur peki ne yapacağız?" "Sen orasını bana bırak."
"Astrid ile zaman geçirebileceğimiz bir yere ihtiyacım var,
Astrid ile zaman geçirebileceğimiz bir yere ihtiyacım var,
Astrid ile zaman geçirebileceğimiz bir yere ihtiyacım var."Karşıma çıkan kapıya gülümsedim Astrid şaşkınlıkla kapıya bakarken kimsenin bizi görmemesi için elinden tutup hemen içeri soktum.
"Burayı keşfedeli üç sene olmuş olması lazım o zamanlar yalnız kalmaya ihtiyacım vardı kimsenin beni bulamayacağı bir yere koridorlarda boş boş gezerken birden karşıma çıktı ve benim sırrım olarak kaldı tabi artık seninde sırrın." "Burayı benimle paylaştığın için teşekkür ederim All." "Sen benim kardeşimsin tabikide paylaşacağım." "Reg veya Matt ile paylaşmadın ama?" "Onlara çaktırma ama onlar üvey." Bu dediğime gülmüştü.
Sıcak şöminenin önünde oturmuş sıcak çikolatalarımızı içerken hala İhtiyac Odası adını verdiğim yerde oturuyorduk.
"Matt ile aranızda neler oluyor Ass?" Bu sorduğuma şaşırmışa benziyordu. "Ne ben ve Matt arasında mı? Aramızda ne olabilir ki arkadaşız işte." Hemen kendini savunmaya geçti. "Ben veya Regulus'tan bahsederken kardeşim diyip ona arkadaş demen birbirinize attığınız kaçamak bakışlar fark etmemek elde değil." Derin bir iç çekti "Ben" sustu gözlerimin içine baktı "Ben Matthew'dan hoşlanıyorum All." Şaşırmadım "Bunu zaten biliyordum." "Ne? Nasıl?" "Gözler Ass gözler her şeyin dilidir." Bu cümleyi iki gün içerisinde ikinciye kurmanın tuhaflığına güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore/HP
Fanfiction"İyi ki doğdun Rose." Kulağıma fısıldadı. Saat on ikiyi geçmiş miydi? Daha önemlisi doğum günümü hatırlıyordu unutmamış. "Unutmamışsın" diye fısıldadım. "Saçının her telini bile ezbere bilirken doğum gününü nasıl unuturum ki?" Kendi kurgum ve yoruml...