Bir Kaç Ay Sonra
"Yakaladım seni." Oğlan genç kızı yakaladığında kızın ağzından küçük bir çığlık kaçtı.
"Yeter yoruldum." diyerek ağacın dibine oturdu.
Oğlanda onu takliet ederen yanına oturdu.
"Sirius sana bir şey sorabilir miyim?"
"Sor Ally." Merak etmişti ne soracağını.
"Bir gün yanlış kararlar versem benden nefret eder misin?" Oğlan alayla güldü.
"Senden nefret etmem için beni öldürmen gerek Rose." Kız oğlanın gözlerinin içine baktı.
"Neden sordun ki bunu?" "Hiiç" diyerek geçiştirdi Sirius'u.
"Hadi gel diğerlerinin yanına gidelim."
İki genç arkadaşlarının yanlarına gitmişlerdi.
Sıcak havayı bulan Hogwarts'ın gençleri kendilerini bahçede bir ağacın altında bulmuşlardı.
Ally ise Sirius'un saçlarını karıştırdığı için Sirius tarafından bahçede kovalanmıştı.
Peter ve Carmen çifti ağaca yaşlanmış Carmen Peter'ın omzuna yaşlanmış Peter ise kolunu sevgilisinin omzuna atmıştı.
"Çiftte kumrular nasılsınız?" Carmen gülümsedi Ally'nin sorusuna mutluydu Peter ile masallardaki gibi bir ilişki yaşıyorlardı bir kaç aydır.
"Güzel" sevgilisine baktı Peter "Her şey çok güzel teşekürler Ally."
Ally Peter'a en samimi gülümsemesini sundu.
Ally ile Sirius barıştıktan daha doğrusu Ally Sirius'a bir şans verdikten sonra hepsi bir araya gelir olmuşlardı sürekli.
Matthew bile adını anmayıp Gyrffindorlu dediği James Potter ile Quidditch hakkında konuşuyorlardı.
Astrid ise Matthew onu satınca kendisine en yakın bulduğu insan Remus Lupin ile sohbet etmeye başlamıştı.
Oğlanı kütüphanede görüyordu arada Astrid'de kütüphanede çok zaman geçirirdi arkadaşlarıyla olmadığı zamanlarda.
Onların muhabetine Lily Evans katılmış üçlünün sohbeti hararetli bir şekilde devam etmişti konuştukça bir sürü ortak oktaları çıkmıştı.
O sırada Sirius ve Ally ikilisi bu durumdan gayet memundu.
Artık nefret yoktu çocuk gibi etrafta koşturup gülüyorlardı.
Tabi bu durumu bütü Hogwarts garipsiyordu McGonagall bile ama bu durumdan memnundu aynı zamanda.
Sirius Black ve Ally Rose Scott iki yakın dost olmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore/HP
Fanfiction"İyi ki doğdun Rose." Kulağıma fısıldadı. Saat on ikiyi geçmiş miydi? Daha önemlisi doğum günümü hatırlıyordu unutmamış. "Unutmamışsın" diye fısıldadım. "Saçının her telini bile ezbere bilirken doğum gününü nasıl unuturum ki?" Kendi kurgum ve yoruml...