NARE (Aşık Mafya SERİSİ)

21- Ah canım sevgilim..

Mabel Matiz- Hanfendi
Rei- Ah canım sevgilim

SÜPRİİZZZ!!! Ben geldim yanak çiçeklerim!

Şaşırdınız demi! Ayol bu ne sevinç! Ağlamayın lütfen... Döveirm sizi!

Ben hastayım.. Ağlama Kıvırcık! Altı üstü boğazın ağrıyor ve burnun akıyor! Grip time kızım!

Neys, hadi akşam geleceğim ben bebeğim, siz kaynatın ben gelince devam ederiz❤

Ve aşşağıda ki açıklamama bakın!  ARTI-İnstadan alıntı atıyorum, bilginize ❤

Oy ve yorum bol olsun aşklarım! İyi okumalar🌺❤

(Buraya bir narçiçeği alayım ↙)

🌺

Saniyeler, dakikaları kovaladıkça saatler devriliyordu.

Ardın da bıraktıklarına acımıyordu.

İçim de bir şey vardı. Beni dipsiz bir kuyuya çeken. Canımı acıtan. Dilimi damağımı kurutan, kuruttuğu yerde yeller estiren.

Neydi bu? Allah'ım neydi bu içimi kasıp kavuran şey?

O telefon kapandığınadan beri böyleydim. Hiçbir şeye aklımı veremez, odaklanamaz olmuştum. Elimde kalemim, sayfası açık defterime boş karalamalar yapıyordum.

Oysa en sevdiğim defterimdi. Kullanmaya kıyamazdım.

Yazık.

Dağhan'ın bakışlarını da üzerimde hissediyordum. Ama ona dönüp bir kere bile bakmamıştım. Zeynep seslenmişti bir ara. Yüzüme baktığında zaten sarımsı tenimin daha da sarardığını söylemişti. Hasta olduğum için endişelenip eve gitmem gerektiğini söylemişti. Uyursam geçer dedim ve uyudum.

Ona uyumak denir mi, emin değilim.

Zihnimi ele geçirmiş düşünceler bir örümcek gibi ordan oraya dolanıyor, heryere ağlarını örüyordu.

Örümcekleri de severdim oysa. Şirinlerdi.

Küçükken cam bir fanusa, bulduğum bir örümceği alıp koymuştum. İçine deniz kabuğu, ağaç dalları, taşlar vs değişik süslemelerle canlandırmıştım. Adını da Gırgır koymuştum.

Ah canım Gırgır.. Acaba şimdi ne yapıyorsun? Yavrularını görmek isterdim.

Ne saçmalıyorsun Nare?

İçimden kendime gözlerimi devirdim. Şu an düşmanım olmaya meyletmiş örümceklerden -Gırgır hariç- ne ara buraya geldim.. Kaşlarım çatılırken, derin bir soluk alıp, yüzümü ekşittim.

Herşey, limon gibi ekşi gelmeye başlamıştı artık.

İçimi yakıyordu.

"Serçe? Neyin var senin? Bir yerin mi ağrıyor?"

'ağrıyor'

İyiydi, hoştu ama artık acıtıyor.

İçime dolan sinirle yanaklarımı şişirdim. Aklım şaşırmıştı yahu! Elim saçlarıma karışıp onlara asılırken, saç diplerimi sızlatacak kadar çektim. Canım acırsa duymazdım.