*Sessiz soğuk bir kış günüydü.Camdan bakarken karın yağışını seyrediyordum.Annem ve teyzem birlikte televizyon izlerken onlara baktım tekrar tekrar baktım. Birbirlerine espiri yapıp duruyorlardı.Arada sırıtırken buluyordum kendimi...
Ardından çatı katındaki odama çıktım.Etrafima baktım oda lambasını yaktım.Masanın üstündeki anılarıma baktım. Fotoğrafları tek tek inceledim .Ben kimmiyim?
Ben İnci annem bir öğretmen babam ise bir kaptan. Babam bana hep huzurun denizde olduğunu söylerdi.Bunu mıh gibi aklımda tuttum hep, sonra o gün herşey sona erdi."Ben yolumu kaybettim."
*8 Nisan *
Televizyonlarda yankılanan haberler annemle endişeli gözlerle bakıyoruz daha çok küçüktüm.Haberlerde spiker;
"Metorolojiden aldığımız bilgilere göre hava mevsim normallerine göre aşırı soğuk deniz çok dalgalı gemi kaptanlarının karaya ulaşmaya çalıştığı haberini aldık. Deniz teşkilatı ayakta."
Annem korkuyla bana sarıldı.Bende anlamadan ama huzurla ona sarıldım.Annemin ağladığı her halinden belliydi.Kalbi hızlı atıyordu.Elleri ıslaktı.Defalarca aradı babamı kucağında uyuya kalacakken kucağına aldı beni odama taşıdı üstümü örttü.Defalarca aradı birisini ama aldığı tek cevap telesekreterin o klasik sözleri oldu .Annem hıçkırarak ağlamaya başladı.Dayanamadım mor pijamalarım ile çıktım yataktan saçlarımı geriye attım anneme oyuncak tavşanımi uzattım. Annem bana sarıldı. Saçlarımı öptü.Tekrar yataga yatırdı uyumuştum.
Sabahın erken saatleriydi.Annem,teyzem ve birkaç tanıdığım akrabam ağlıyordu.Amcam öfke ve çaresizlikle ağlıyordu.Ben merdivenden inerken annem babamın pusulasını ve bir kağıt parçasını galiba mektubu elinde tutuyordu.Bana baktı uzunca baktı sonra bayıldı.Ben gerçekten o an ne yapacağımı bilemedim küçücük 8 yaşında bir kızdım ama hissetmiş olacağım ki merdiven başında saatlerce ağladım.Amcam kucağına aldı hastaneye gittik .Annemin koluna sihir takıyorlar diye bağırıyordum.Amcam sarıldı.
-Evet anneye sihir takıyorlar
*1 hafta sonra
Annem beni odaya getirdi kucağında onun saçları ile oynadım. Yatağa bıraktı beni ben ona otur diye bağırmışım.
Annem oturdu. Saçlarını ellerimle düzelttim ve ona uğurlu tokamı taktım. Annem bana bakıp saatlerce ağladı. Asla durmuyordu gözleri hala haberim yoktu.Annem beni kurulmuş saat gibi okula hazırlar teyzem okuldan alır eve bırakır.Annem bitmişti onu tanımlayacak tek kelime buydu.Tavşanımı bile geri çevirmişti.Pazar günüydü.Koşarak sandalye aldım buzdolabından kahvaltılıkları aldım sütü çıkardım dolaptan.Sonra kurabiyeleri çıkardım dün teyzem almıştı.Herşeyi hazırlayıp annemin yanına çıktım.Annem yatıyordu gözleri mosmor olmuştu ağlamaktan.Bunu küçük yaşıma rağmen emin bir şekilde anlamıştım.Annemin yanına yattım.Saçlarını okşadım.Uyandı gözlerimin içine sonra kucağına aldı beni mutfağa indirdi kahvaltı masasına baktı . Uzun süre sonra mutluluktan ağladı.Bana sıkıca sarıldı.
-Sen gerçekten mucizesin bilmen gerek güzel kızım
Annem sütü ısıttı gözleri kıpkırmızı olmuştu. Eteğinden tuttum.Evet bunu sordum anneme çünkü hala farkına varmamıştım
-Anne babam nerde neden hala gelmedi?
Annem gardını düşürmüş bir savaşçı gibi yere diz çöktü bana baktı saçlarımı okşadı.Bana korku dolu gözlerle baktı bitik ses tonuyla dudaklarını araladı...
-Ben açıklamak istedim sana hep onlar durdurdu küçük dediler. Sustum ben toparlanamadım kızım senin başında dik duruşlu bir anne olamadım.Baban o gece gitti sanki hissetti bana mektup bıraktı seninki ayrıydı bana dediki o kocaman bir Deniz incisi olunca ver.Buna hazır değilsin mektubu şimdi vermeyeceğim güzelim ama baban birdaha dönmeyecek.
Son cümlesinden sonra hıçkırarak ağladı sonra ona merakla sordum.
-Ama ben ödevlerimi yaptım anne babamı neden gelmiyor sözünü neden tutmuyor.Bana ödevlerimi yaparsam gemiye gideceğimize söz vermişti
Annem yutkundu.Gerçekten elleri titredi.Bana o çaresiz gözlerle baktı.Yanağımı okşadı.
-Sen bir insanin başına gelebilecek en güzel evlatsın ama baban denizine kavuştu.Büyüdüğünde hiç anlamamayı dileyeceksin güzel kızım baban sana bunu bıraktı .
Elindeki pusulayı uzattı.Uzunca baktım.Küçüktüm anlamadım ozamanlar hiç ama acı gerçek yüzüme tokat gibi vurdu.
*6 Nisan*
Hava sıcak babamla oynuyoruz, koşuyoruz bana top fırlatıyor tutuyorum .Annem arkadan uyarıyor .
-DÜŞECEKSİN!
-Düşmez benim kızım ben varım limanı burada korurum ben onu .
Annem gülümsedi güvenle, bende babamın kucağına koştum. Sarıldım kokusunu içime çektim.
Annemle babam uzun uzun konuştular babam yarın yola çıkacaktı .Mavi denizlerine kavuşacaktı.Uzun uzun baktım onlara anneme ve babama uzun uzun baktım. Sonra koşup sarıldım bu son aile sarılışımızdı ve hayat bunu bana göstermeyecek kadar acımasızdı.Babam -annemin deyimi ile-Denizine kavuştu ama unuttuğu birşey vardı ben limansız kaldım asla kavuşamayacağım bir liman çünkü o liman yanıp kül oldu...