Önceki bölüm
Fakat Gu Langan, başını salladı ve reddetti. Eliyle Sa Jin'in olduğu yeri gösteriyordu. Bu konuda inatçıydı ve hedefe de kilitlenmişti.
Elinden kaçması imkansızdı!
.
.
.
.
.
.
Sa Jin, etrafında ki insanların çekilmesiyle panikledi ve hemen insanların arkasına doğru koşturdu. Gerginlikle yanağının içini ısırıyordu.-Sakın kaçmayın. Beni saklayın. Gitmeyin ama..
Öğrenciler neden Sa Jin'in saklanmaya çalıştığını anlayamadılar. Hazine inatla onu gösteriyordu. Minnettar olması gerekmez miydi?
Gu Langan, eliyle kendisinden saklanmaya çalışan adamı inatla işaret edip durdu. Ne cüretle ondan kaçardı?
Bu kabul edilemezdi!
Gu Langan, vücudunu hareket ettirdi. Hala net bir kontrole sahip değildi. Gücü de keskin bir şekilde düşmüştü. Eskiden 9 halkalı büyük bir büyücüydü. Fakat şimdi ise sadece 4 halkaya sahipti. Bu da en fazla 4. Seviye büyüler kullanabilir demekti!
Gu Langan, kaşlarını çattı ve ellerini salladı. Rüzgardan oluşmuş dev bir el hızla saklanan Sa Jin'in yakasını kaldırıp havaya kaldırdı.
Sa Jin, aniden havaya çekildiğini hissettiğinde ufak bir çığlık attı ve bağırdı.
-Bırak beni! Seni şeytan hemen beni bırak!
-İmdat! Kurtarın beni!
-Kardeşim Yu Jing! Kurtar beni lütfen!
Sa Jin, bir anda onu çeken kişinin yüzünü görünce çok panik olmuştu. Şeytan, eliyle koymuş gibi onu bulmuştu. Haliyle de kaçmaya çalışıyor ama başaramıyordu.
Herkes şaşkınca rüzgardan yapılmış ele bakıyordu. Hiç böyle bir teknik görmemişti. Bu hazine ne tür yeteneklere sahipti?!
Hepsi çırpınan Sa Jin'e sinirle baktılar. Hazine onu seçmişti neden kaçmaya çalışıyordu ki? Aklında zoru felan mı vardı?
Yu Jing, tuhaf bir şekilde Sa Jin'e baktı ve konuştu.
-Kardeş Jin, neden kaçmaya çalışıyorsun? Hazine seni seçti. Lütfen tarikatı daha fazla utandırma!
Gu Langan ve Sa Jin bir anda göz göze geldiler. Sa Jin'in panik ve korku haline nazaran Gu Langan, nazik görünen ama karanlık bir gülümseme ile bakıyordu.
Gu Langan, eğlenceli bir tip bulmuştu. Sa Jin'in başının üstünde ki şans değeri bir anda 300'den 400'e çıkmıştı. Bu şans mı yoksa kötü şans mı henüz anlayamasa da ilginç olduğu kesindi.
Gu Langan, bir de beyaz saçlı adama baktı. Onun şans değeri hala aynıydı. Pek de ilginç değildi. Hala ne söylediklerini anlayamıyordu ama davranışlarından az çok bir şeyler çıkartabiliyordu.
Gu Langan, sahte bir naziklikle elini uzattı ve bekledi. Amacı tokalaşmaktı. Fakat Sa Jin'in buna niyeti yoktu. Sinirle başını çevirdi ve Gu Langan'a bakmayı reddetti.
-Seni piç kahraman, sana şeytanı al demiştim. Hıh, şansıma sokayım!
Kıdemli sahte bir öksürükle konuştu.
-Öğrenci Sa Jin. Hazine seni seçti. Bundan sonra onunla sen ilgileneceksin. Bu yüzden de aylık aldığın kaynak 2 katına çıktı!
Sa Jin hala Gu Langan tarafından havada tutuluyordu. Yaşlı kıdemliye gözü yaşlı baktı. Gözlerinde "Beni kurtar" sözcüğü gizliydi.
Fakat elbette kıdemli bunu anlayamadı. Sa Jin'in kaynak miktarının arttırılması yüzünden mutlu olduğunu düşündü.
Gu Langan, hafif bir tebessümle konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The second life of evil! {BL}
FantasyBaşka bir boyutun en şeytani varlığı bir deney yaptı. Sayısız kan ve ceset kullandı. Sınırlarına gelmiş şeytani varlığın bir amacı vardı. Tanrılardan bile üstün bir varlık olmak istiyordu! Deney başarıyla tamamlandı! Bu kitap bir kötülüğün deneyimd...