Önceki bölüm
Gu Langan, pis bir şekilde sırıttı. Ondan daha güçlü olan bu aptal çocukla oynamak kendisini iyi hissettirmişti.
Sa Jin, gücünü kullanmayı bilmeyen hatta savaşmayı da bilmeyen bir aptaldı sadece!
.
.
.
.
-Şimdi beni kütüphaneye taşı.Sa Jin, hala kendisine gelememişti. Bir süre duraksadıktan sonra Gu Langan'ı korka korka kucağına aldı ve evinden çıktı. Bacakları titriyordu.
Şeytan çok korkunçtu!
Artık daha dikkatli olmak zorundaydı.
-Gevşek ağzıma..sikeyim, gerçekten de bacaklarımı kırdı manyak!
Sa Jin, içinden oldukça bu sefer oldukça yaratıcı küfürlerini Gu Langan'a söyledi. Yüzüne karşı söylemeye cesareti yoktu.
Bir süre sonra kütüphaneye gelmişlerdi. Sa Jin, kaçmak için arkasını döndüğünde Gu Langan'ın sahte öksürüğü ile hemen geri döndü ve karşısına oturdu.
Gu Langan, sabaha kadar kitap okudu. Daha sonra Sa Jin ile beraber geri eve döndüler.
Zaman yavaşça geçmeye başladı...
O günden sonra Sa Jin, biraz daha itaatkardı. Yine de sinirini çıkartmak için ufak bazı sorunlar çıkartıyordu.
Mesela çorbaya çok fazla tuz dökmek, suya sirke karıştırmak vb.
Gu Langan, gözlerini deviriyor ve uğraşmıyordu. Kitaplar onun daha çok ilgisini çekiyordu. Elbette gelişim yapmak da öyle...
Yu Jing, elinde bir tepsi ile yine gelmişti. Her gün bir kez geliyor ve kendi kendine konuşup gidiyordu. Şimdi bir kez daha karşısındaydı.
Gu Langan, artık ufak çapta konuşması gerektiğini biliyordu. Sesini düzeltti ve konuştu.
-Teşekkürler...Ben ımm, merak ettim.
Gu Langan, bilerek saçma sapan konuşmuş ve bir şeyi hatırlıyormuş gibi bir süre düşünüp cümle kurmuştu.
Fakat onun konuşması bile Yu Jing'i çok memnun etmişti. Saf ve hoş bir gülümseme ile konuştu.
-Kardeş Gu, neyi merak ettin? Sana yardımcı olmaya çalışacağım.
Gu Langan, içinden alayla güldü ve sesini düzeltip konuştu.
-Biz...ımm, siz kardeş? Neden?
Yu Jing, nedense Gu Langan'ın bu tuhaf konuşmasını çok sevimli bulmuştu. Ne demek istediğini de anlamıştı.
Gu Langan, neden birbirlerine kardeş olarak hitap ettiklerini soruyordu. Bir yabancı olarak merak etmesi doğaldı. Hemen sade bir açıklama yapmaya başladı.
-Gerçek kardeş değiliz. Sadece aynı tarikattın öğrencileri olduğumuz için kardeş olarak hitap ediyoruz. Hepimiz kardeş sayılırız.
Gu Langan'ın gözlerinde tuhaf bir parıltı oluştu. Sa Jin'in aksine Yu Jing fazla saf ve tatlı bir çocuktu. Ona zorbalık etmek de zevkli olurdu.
-Kardeş Yu...ismin Yu?
Yu Jing, biraz düşündü. Onlarda soy isim başa, gerçek isim ise sona yazılırdı. Birine hitap ederken soy isimle hitap edilirdi. Sadece çok yakın olan kişiler birbirine ismiyle hitap ederdi.
-Hayır, ismim Jing! Soy ismim Yu. Senin de ters yazılmış değil mi?
Gu Langan, alaycı bir şekilde güldü. Gerçekten de kahkaha atmamak için kendisini zorluyordu. Başını "hayır" anlamında salladı ve konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The second life of evil! {BL}
FantasíaBaşka bir boyutun en şeytani varlığı bir deney yaptı. Sayısız kan ve ceset kullandı. Sınırlarına gelmiş şeytani varlığın bir amacı vardı. Tanrılardan bile üstün bir varlık olmak istiyordu! Deney başarıyla tamamlandı! Bu kitap bir kötülüğün deneyimd...