Önceki bölüm
Gu Langan, her zaman tanrılardan nefret etmişti. Kiliselerin görevlerini de yapmıştı. İyilik altında bir çok şey yapıyorlardı. Hatta, kilisenin askerlerinin nasıl oluştuğunu da görmüştü.
Zaten insanlık dışı deneylerin nasıl yapılacağını da kiliselerde öğrenmişti..
.
.
.
.
Gu Langan, uyandığında karşısında Yu Jing'i görünce kaşlarını kaldırdı ve sorguladı. Onu görmeyi beklemiyordu.Toplasan sadece bir kaç saat uyumuştu.
Yu Jing, sadece 1 saat kadar beklemişti. Hemen elinde ki yemekleri uzattı ve konuştu.
-Bunları sana aldım. Beni anlamıyorsun değil mi? Hehe..
Gu Langan, alaycı bir şekilde sırıttı ve yemekleri alıp yemeye başladı. Gerçekten de bu adam işi biliyordu. Tam da ağzına layık yemeklerdi.
Gerçekten de nasıl biliyordu ki?
Gu Langan, odaya gelen Sa Jin'e sorgular bir şekilde baktı. Bu adam hani benim düşmanımdı? Daha çok benim hizmetçim gibi görünüyor! Demek istemişti.
Sa Jin, Gu Langan'ın ne demek istediğini anlamamıştı. Sadece Yu Jing'in neden burada olduğunu sorguladığını düşünmüştü.
Gu Langan, yemeğini yedikten sonra başıyla teşekkür etti. Daha sonra cebinden bir eşya çıkarttı. Bu bir yüzüktü.
Gu Langan'ın mekansal halkası idi!
Gu Langan, mekansal halkadan bir tane şeytan çekirdeği çıkarttı ve Yu Jing'e verdi. Bunu elbette bedavaya vermemişti. Sadece Sa Jin'de iş olmadığı için Yu Jing'in ona daha iyi hizmet etmesi için vermişti.
Fakat Yu Jing, aldığı hediye ile şaşkınca taşa baktı. Görünüşü güzeldi. İçinde bir miktar da Qi hissediyordu. Bu bir hediye!?
Tam da düşündüğü gibiydi!
Yu Jing, çok çaba harcarsa kesinlikle Gu Langan'ı düzeltebilirdi! Bu kibarlığının bir göstergesi olmalıydı! Hemen o da belinde ki keseden bir tane ruh taşı çıkarttı ve Gu Langan'a uzattı.
Hediye karşılıklı olmalıydı sonuçta!
Sa Jin, kahraman ve şeytanın tuhaf ilişkisine ağzı açık bir şekilde bakıyordu.
-Bu ne sikim şeydir? Hani bana hediye? Pislik şeytan çok cimri!
Gu Langan, gerçekten de hayatı boyunca ilk kez bu kadar saf bir adama rastladığını hissetti. Yu Jing tam saf, salak biriydi! Ona zorbalık etmemek için zor duruyordu!
Yu Jing, sesini düzeltti ve konuştu.
-Teşekkürler. Dilimizi bildiğinde bir kez daha teşekkür edeceğim. Imm, ben gideyim en iyisi.
Yu Jing, Sa Jin'e küçük bir veda etti ve ayrıldı. Sa Jin, Gu Langan'a tuhaf bir şekilde baktı ve konuştu.
-Tch, gerçekten de kötüsün! Seni her yere taşıyorum ama sen ne yapıyorsun? Seni öldürecek birine hediye veriyorsun!
Gu Langan, bir kahkaha attı ve konuştu.
-Çok çalış da sana da vereyim aptal köle! Hani bu kahraman beni öldürecekti? Hani adaletin köpeği pardon, insanı idi? Daha çok hizmetçiye benziyor. Hehehe..
Sa Jin, omzunu silkti ve konuştu. O da Yu Jing'in neden bu şekilde davrandığını anlayamıyordu. Çok tuhaftı.
-Ben nereden bileyim? Git ona sor.
Gu Langan, soğuk bir bakış attı ve merakla sordu.
-Bu elime verdiği taş neyin nesi?
Sa Jin, taşa baktı ve açıklamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The second life of evil! {BL}
FantasyBaşka bir boyutun en şeytani varlığı bir deney yaptı. Sayısız kan ve ceset kullandı. Sınırlarına gelmiş şeytani varlığın bir amacı vardı. Tanrılardan bile üstün bir varlık olmak istiyordu! Deney başarıyla tamamlandı! Bu kitap bir kötülüğün deneyimd...