Medya:Lana Del Rey-Doin time
Merhaba!
Mbb'den sonra yeni bir kurguyla karşınızdayım. Ve yazacağım klasikler serisinin ilk kitabının ilk bölümünü yayınlamış durumdayım. Bu kitap için çok heyecanlıyım umarım sizde seversiniz.
Buraya başladığınız tarihi yazabilirsiniz.
İyi okumalar❤️
♣️
"Bir Akarcalı olmak mı?"
0.5 TANITIM:
Medyaların göz bebeği olan Akarcalı ailesi uzun bir iş gününün ardından yemek salonlarında ailecek yemeklerini yiyorlardı. Agâh Akarcalı, karşısında ki 6 oğluna göz attığında masada ki sessizliğin sebebi hiçbirinin yemek yerken konuşmayı sevmiyor oluşuydu. Soğuk bir aileydiler.
Adam boğazını hafifçe temizleyerek tüm bakışları üzerine çekti. Hepsi, babalarının bir şey diyeceğini anlayarak ellerinde ki çatal bıçağı bıraktıklarında Agâh memnunca gülümsedi.
"Sizinle konuşmam gereken bir konu var."
Evin en büyük oğullarından biri olan Eflah peçeteyle naifçe ağzını temizlerken sözü aldı. "Seni dinliyoruz baba."
Agâh sıkıntılı bir nefes alırken huzursuzca önündeki bardaktaki suyu kafasına dikti. Bu oğullarının hiçbirinin dikkatinden kaçmazken Akel gözlerini kıstı.
"Ne oluyor baba? Kötü bir durum mu var?"
Agâh, son gelişen olayları onlara anlatacakken aynı zamanda kesinleşmeden bir şey demek istemiyordu ama yine de bilmeye haklarının olduğunu düşünüyordu. Tam ağzını aralamıştı ki odaya giren sağ kolu Kerem ile bakışları hızla ona döndü.
"Evet Kerem, sonuç?O yaşıyor mu?"
Kerem, başını aşağı yukarı salladı."Yaşıyor efendim."
Agâh başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissederken böyle bir şeyi yıllar önce nasıl farketmediğini düşünüyor, bir evladından ayrı kaldığı için üzülüyordu. Evin en büyük oğlu olan Pars kaşlarını çatarak babasına baktı.
"Kim yaşıyor? Neler oluyor burada?"
Kerem, izin isteyerek başıyla selam verip çıktığında yeniden başbaşaydılar. Agâh, ikiz oğulları olan Reha ve Deha'ya döndü.
"Bu anlatacağım bu odadaki kimsenin hoşuna gitmeyecek ama sizin için belki durum farklı olabilir çocuklarım."
Reha ve Deha sessizce onun devam etmesini beklerken, diğerleri de onu tekrardan bölmek istemiyor olmalılardı ki bu sefer hiçbiri konuşmuyordu.
"Bugüne kadar tek bir kadınla evlilik yaptım. O da benim tüm kalbimle aşık olduğum annenizdi. Bu evliliğim bana 6 tane oğul kazandırdı ancak 1 tane de kız çocuğu kazandırdı." Masada ki herkes bir kız kardeşlerinin olduğunu ancak onun doğarken öldüğünü biliyorlardı. Babalarının ondan bahsettiğini düşünselerde hepsinin içini merak ve huzursuzluk kaplamıştı.
"Son evliliğimden ise üçüzlerim dünyaya geldi. Üçüzlerden birinin kız olduğunu duyunca çok mutlu olmuştum ancak ölü doğması beklenmedik bir şeydi. Reha ve Deha onun yokluğunu hissetmiş gibi huzursuz bir çocukluk dönemi geçirdiler." Reha, rahatsızca kıpırdanırken babasının bu konuda konuşmasından hoşlanmadığını farketti. Deha ise konuşmanın nereye gideceğini az çok tahmin edebiliyordu. Gergince babasına bakarken Reha'yla göz göze geldiklerinde bu cümlelerin devamını onunda anladığını farketmişti.
"O...yaşıyor."
Bu cümle yemek salonuna bomba gibi düşerken Agâh'ın dudaklarında uzun zamandır hiçbir oğlunun görmediği bir gülümseme oluştu.
"Kızım yaşıyor."
O günden sonra Akarcalı ailesi her yeri sorgulamaya, karış karış aratmaya başladılar. Kendi kanlarından olan yanlarına gelecek, buna sebep olanlardan ise hesap sorulacak, cezaları kesilecekti.
Bir Akarcalı, hiçbir zaman kendisine yapılanı karşılıksız bırakmazdı.
♣️
Bölüm sonu.
Yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmeyin. Kitabın diğer bölümlerinde görüşmek üzere!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN BAĞI
Teen FictionOkuyabileceğiniz en iyi aile kitabı. ♠️ "Bir Akarcalı olmak ne demektir biliyor musun?" "Hayır." "Bir Akarcalı için en önemli şey kandır. Çünkü bizlere göre kopmayan tek bağ, kan bağıdır. Ve biz bu bağa sonuna kadar sah...