Bölüm 1 - Aybala

265 15 2
                                    

YN : İlk bolümler yavaş gelişmeler yada biraz durağan olabilir ama karakterler ve bazı olayları anlatmadan ilerlersem de gelecek bölümlerde kopukluk oluşur. Kitap sonuna kadar beraber olmak dileğiyle.


Uçak yere inince pilot anonsunu yapmaya başlamıştı.

'Sayın yolcular ben kaptanınz Berk ****  uçağımız Mardin Havaalanına inmiş bulunmaktadır. Umarım yolculuktan keyif almışsınızdır. Bizimle seyehat ettiğiniz için teşekkür ederiz.' Uçaktaki diğer yolcuların inmesini bekledim geriye birkaç kişi kalınca da koltuğun üstündeki bagajdan sırt çantamı aldım ve telefonumu elime alarak uçaktan inmeye başladım. Uçağın kapısından çıkar çıkmaz beni ilk önce  temiz ama bir o kadar da soğuk olan rüzgar karşıladı. Hızlıca valizimi almaya gittim ve havaalanının dışında bekleyen taksilerden birine bindim.

'Askeriyeye lütfen.' dedikten sonra telefonumu açıp dayıma mesaj atıp yanına geldiğimi haber verdim.  Taksi durup taksici konuşunca kafamı telefonumdan kaldırıp camdan dışarı baktım. 'Abla buradan itibaren yol kapalı , yürümeniz lazım.' dedi. Çantamdan cüzdanımı çıkarıp taksiciye ücreti ödeyip indim. Çantamı sırtıma aldıktan sonra valizimi sürükleyerek yürümeye başladım. Birden karşımdaki ağaçları görüntüsü kaybolup yerine mavi gökyüzü gelmişti. Tam bir rezillik sokağın ortasında düşmüştüm. Ben ki dağlarda seke seke dolaşan Aybala düz yolda yürüyemiyordum artık.

Gel de sinirlenme. Ayağa kalkmaya çalıştım ama 1 ay önce sakatladığım ayağımın üstüne düştüğüm için yerden kalkamadım. Kaldırımın kenarına oturup ayağımı uzatarak ağrısının geçmesini bekledim ama bir türlü geçmiyordu. Görüş açıma ilk önce bir çift postal girdikten sonra kafamı kaldırdığımda karşımda asker üniformasıyla bir asker  dikiliyordu.

-İyi misiniz? Uzun bir süre kaldırımdan kalkmadınız da isterseniz yardım edebilirim.Sizi gideceğiniz yere kadar eşlik edeyim yada durumunuz ciddiyse hastaneye götürelim.

Çoğul eki kullanmasıyla etrafıma bakınmaya başladım ve üç tane daha asker görüş açıma girdi.

-Teşekkür ederim. Size zahmet olacak ama askeriyeye dayımı ziyarete gelmiştim sadece valizimi taşımama yardım ederseniz sevinirim.

-Ben Teğmen Ömer YILDIZ , buyurun. Burayı geçtikten sonra araçla devam edeceğiz. Askeriye yürüme mesafesiyle baya uzakta kalıyor.

Ömer teğmen valizimi aldıktan sonra kalkmam için elini uzattı.

-Teşekkür ederim.

Kibarca reddettikten sonra araca doğru yürümeye başladık. Ayy resmen ikinci rezillik , ben ki Yıldırım Komutan bavulumu bir askere taşıttırıyordum ve askerlerin yanında sağ ayağım aksaya aksaya elimde değnekle yürüyordum.  Allahtan beni burada tanıyan yoktu. Arabaya bindikten sonra askerler kendi aralarında sohbet ediyorlardı bende dayıma söyleyeceklerimin provasını yapıyordum. Askeriyenin kapısına gelince kimliğimi uzattım ve ...

-Albay Ahmet KESKİN'i ziyarete geldim.

Nöbetçi asker kimliğimi kontrol ettikten sonra bana hitaben konuşmaya başladı.

-Albayım haber vermişti , buyurun Aybala hanım.

-İsterseniz albayın odasına kadar size eşlik edeyim , dedi Ömer teğmen.

-Lütfen.

Kibarlıktan kırılıyorum , evet . Peki neden ? Tabi ki de başka belaya sebep olmamak için. Mesela 'Hayır tarif etsen yeter ya da koşmadan önce düşün istersen aslanım' diyebilirim ama dememeliyim. En son vukuatımı dayıma anlatıp çözmeden yeni bir olaya karışmamam lazım. Odaya girmeden önce isimliğe baktım ardından da Ömer teğmen kapıyı tıklatıp gel emriyle içeri girdi ve tekmil verip valizimi içeri bıraktı ve ikisi de benim girmemi bekledi. Yüzüme şirin olduğunu düşündüğüm bir gülümseme koyup dayımın tabiriyle yağcılık modumu açıp içeriye girdim.

Neden Olmasın ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin