Bölüm 8 : AYBALA

41 4 0
                                    

AYBALA

Görevi kabul ettikten sonra generaller son sözlerini söylediler ve toplantı bitti.

-Eee KESKİN görüşmeyeli nasılsın ? Bizim kız sana çok zorluk çıkarttı mı ?

-Daha iyi günlerim olmuştu , tüm askerlik stresimi şu iki günde yaşadım. Aybala bana gönderdiğin zamanda şimdi de aynı.

-İyi iyi. Aybala komutanınla birlikte sende git , eşyalarını topla Kaplan Timiyle birlikte yarın sabah İstanbul da ki karargahta olun . Resmi göreviniz 3 gün içinde başlıyor ama tabii ki gerekli ayarlamalardan sonra evinizi sağlık durumunuzu vs. ayarlamak için zaman vereceğiz sırasıyla.

-EMREDERSİNİZ KOMUTANIM.

-KESKİN daha iyi günlerde görüşmek dileğiyle.

-O iyi günler biz emekli olmadan zor gelir.

İki albay tokalaştıktan sonra birbirlerine kafa selamı vererek odadan çıktılar. Albay KESKİN'i takip ederken bir yandan da durum analizi yapıyordum. Bir anda binbaşı ve rütbesiz oldum o da yetmez gibi Gölge Alayında aldım bu unvanları . Çok kolay olmadı mı ? Belki de ben pireyi deve , deveyi pire yapma konusunda çok başarılıyımdır.

Mardin'e döner dönmez Albay Kaplan Timini toplantı odasına çağırdı ve yeni görev yerlerini açıkladı. Aralarında sadece Atıf ablasıyla birlikte kalıyordu kalanların ailesi kendi memleketlerinde olduğu için çok sıkıntı çıkmamıştı. Ben de eşyalarımı toparladıktan sonra Sezin'i ziyaret ettim. Bir iki saat sohbet ettikten sonra tam kalkıyordum ki Sezin'in sorusuyla yerime geri oturdum.

-İyi hoş benden bahsettik de senin evlilik işi ne olacak sen onu söyle. Nişanlın asker olmana ne diyecek birde ayağın var ?

-Biliyorsun sana fazla bir şey anlatamam. Bana bu yüzüğü veren adam şuan avlamaya çalıştığım biri gerçekten evleneceğim yok. Sana bunu neden söylüyorum ? Resmi bir görev olmamasının yanı sıra Ömer'i gördüm. Özel Kuvvetlerde Teğmen olarak. Bu 5 sene de o kadar şey yaşadım ki ölümün de yaşamın da kıymetini daha iyi anlıyorum artık. Şuan gidip Ömer'in boynuna sarılmamak için zor tutuyorum kendimi. Vatani görevde olsa hiç bir açıklama yapmadan seni boşuyorum deyip kayboldum sonuçta. Gözlerine bakmaya korkuyorum ya o gözlerde nefret görürsem ? Anlayacağın benim işler karışık. Sen beni boş ver , Atıfla konuş ve Mardin de tek ne yapacaksın onu düşün.

-Birincisi seni boş vermiyorum , sen benim tüm kötü günlerimde yanımda oldun arkadaşın olarak sıra bende. İkincisi tabii ki de görevime devam edeceğim , burada ki işim biterse sonra ailemin yanına İstanbul'a dönüp çalışmak istiyorum. Kadın başına biraz zor oluyor benim için. Şimdi gelelim Ömer sorununa sana sevineceğin bir haberim var. Ömer'in seni hala sevip sevmediğini anlaman için bir yol var. Seviyorsa dümdüz yürü gitsin , zaten evlenecektiniz. Burada hatalı olan sen olduğun için bence ilk adımları sen atmalısın.

-Neymiş o yol?

Elimdeki gazoz kutusunu masaya koyup Sezin'in konuşmasını bekledim.

-Gözlerin şimdiden parladı. Yolumuz çok basit Ömer'e seni boşayıp boşamadığını sor.

Bu kız benimle dalga mı geçiyor , boş ol dedim ben.

-Aybala Hanım istediğin kadar feminist ol dini kurallar var , senin bunları bilmemen bu kuralların olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Dinen kadın nikah sırasından kocasından boşanma hakkını isterse ve kocası da verirse kadın kocasını boşayabilir. Eğer sen istemediysen yada istediğin halde vermediyse boşama hakkın yok. Kadınlar erkeklere göre daha duygusal varlıklar olduğu için böyle bir kural konmuş.

Neden Olmasın ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin