Bölüm şarkısı: Sena Şener/ Sevmemeliyiz.
"Her şeyi gören sen, göremedin mi beni?"***
Yirmi iki"Seni bu hale getiren sevgi miydi?"
&
00:22
Bugün günlerden perşembe.
Tuhaf bir gece, yalnızım, bir hastane odasının tavanına bakıyorum. Gülümsüyorum sonra. Buraya geldiğimden beri öylesine bile olsa ilk defa kıvrılıyor dudaklarım. Şu dakika, şu saniye gülmesi gereken en son insan benim belki de. Çünkü beceremedim.
Denedim, yemin ederim hiç de titremedim.
Ama olmadı.
Ölmeyi beceremedim Asya. Yanına gelmeyi beceremedim. Nasıl oldu bilmiyorum ama, sanki beni sen gönderdin buraya. Söylesene beni bu kadar mı istemiyorsun? Yaşadığım yeri hayat mı sanıyorsun? Halbuki senin ruhun göklerde artık, zemine kazınan ve oraya karışan her bir parçasıyla benim ruhum.
01:37
Biliyor musun, öyle bir yerdeyim ki şu an ve öyle bir haldeyim ki ne duysam inanacağım. Nereye adım atsam kovuluyorum. Öylece durduğum yerde bile kovuluyorum. İnsan daha önce böyle lanetlenmiş midir acaba diye merak ediyorum hatta.
Bu bir ceza mı Asya, bu bir bedel mi, bu karma mı bilmiyorum ama artık ya sonu gelsin ya da sonumu getirsin diye dua ediyorum. Bir ceza mı bana bunları yaşatan, bütün ruhumu baştan aşağı sızlatan, uykularımı böldüren, koca bir kabusu göz kapaklarıma örten?
Burayı bilmiyorsun Asya, burayı hiç görmedin. Senin gittiğin yerler buralardan değil. Hayır, ben kaybolmadım, sadece hep aynı yere varıyorum. Ne kadar yürürsem yürüyeyim, ne kadar koşarsam koşayım, hatta ne kadar yaralansa da diz kapaklarım, sonunda hep bir yere varacağımı umarak devam ediyordum yoluma.
Ama sen yoksun, ve dünyanın en uzun kilometrelerinin sonunda bile seni bulamayacağımı fark ettim. Sen buradayken, dizimin dibinde, başımın ucunda, ben de sana aynısını hissettiriyordum değil mi? Üstelik onca yolları aşmaya, yükseklere tırmanmaya, uzaklara uzanmaya gerek yoktu. Kafamı kaldırsam seni görürdüm, kulak versem seni duyardım, adımımı atsam içeri de alırdım seni.
Ama yapmadım.
Bu yüzden bütün o mesafelerin en hakikatlisini aramıza koydun değil mi?
Hatta öyle bir mesafe ki bu, hem çok uzak hem çok yakın.
Yaşıyorsam uzak, ölmüşsem yakın.
Nefes alıyorsun, halbuki beni nefessiz bırakmıştın, diyormuşsun gibi. Bunu kaldıramadığım için nefesimi kesmek istedim. O an belki de bunu, yaşamayı, daha fazla sürdürmenin sana haksızlık olduğunu düşündüm. Ama bunu da istemediğini gördüm bu gece. Gözlerimi tavanda beyaz ışıkların olduğu, tanıdık bir kokuyla açtım, evet, bunlar sana gelmediğimin kanıtıydı.
Nefesimin kesilmesi bile yetmeyecekti, anladım.
Bana hayatım boyunca içinden kurtulamayacağım, üzerimden atamayacağım tezatlık verdin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAYİZ
Teen FictionHer şeyi üstlenmekten, her şeyle yüzleşmekten kaçan bir adamın dağ gibi bir acı omuzlarına çökünce başlıyor hikaye. Cihangir, genç yaşında ellerine bulaşmış iki kanın günahıyla yeryüzüne sığmaya çalışıyor. Birine geç kaldığı için artık hiçbir telaşı...