15𝘐 𝘥𝘰 𝘦𝘷𝘦𝘳𝘺𝘵𝘩𝘪𝘯𝘨 𝘩𝘦 𝘥𝘰𝘦𝘴 𝘵𝘪𝘮𝘦𝘴 𝘵𝘩𝘳𝘦𝘦

1.7K 209 104
                                    

Wattpad 13. bölümü silmiş bu yüzden de 16. bölüm 15. olarak sayılıyor😭 Üstelik geri gelmeyecek gibi ve bunlar hep benim başıma geliyor🥺

Smut

Changbin masaya dönen ikiliye pek önem vermeyerek içkisini yudumlamaya devam etmiş ve bıkkınca etrafta gezinen bakışları hiç beklemediği, daha bu sabah kollarının arasında ağlayan bedenle kesişmişti.

Kaşları merakla havalanırken gözlerini kırpıştırarak hayal görüp görmediğini ve Minho'nun gerçekten de burada olup olmadığını anlamlandırmaya çalışmıştı.

Halen daha karşı masada oturmaya devam eden beden, onun gerçekten de burada olduğunu gösteriyordu ve Changbin masada tek başına oturan bedenin buraya yalnız geldiğini anlarken yavaşça diğer ikiliye dönmüştü.

"Eve gitmeye ne dersiniz?"

"Daha çok içeceğini söylemiştin hyung?"

Felix az öncesinin aksine şimdi eve gitmek istediğini söyleyen bedenin neden bu kadar hızlı fikir değiştirdiğini anlamaya çalışırken, Hyunjin Changbin'in bakışlarını takip ederek arka masalarında oturan Minho'yu fark etmişti.

"Öyleyse biz gidelim hyung, endişelenme ve eve gelmene gerek yok"

"Hyunjin kapa çeneni ve sadece git"

Hyunjin Minho'yu işaret ederek konuştuğunda Changbin sinirle gözlerini devirmiş ve Felix'in de Minho'yu fark etmesiyle şimdi ikisi de sırıtarak kendisine bakıyorken, söylenerek masadan kalkmıştı.

Birkaç adımda diğerlerinin bakışları üzerindeyken, Minho'nun oturduğu masaya ilerlemiş ve tam önünde durmuştu.

Küçük olan kafasını kaldırarak merakla kendisine baktığında gözleri kesişmiş ve iki beden de hissettikleri gerginlikle derince yutkunurken Changbin ilk konuşan olmuştu.

"Oturabilir miyim?"

"Elbette Changbin-ah"

Minho o gece Changbin'i masasına davet ettiğinde her şey biraz daha netleşmiş ve ilk defa Minho'nun aklında gece boyunca Chan'a dair hiçbir düşünce belirmemişti.

Bir diğer yanda yüzlerindeki sırıtışla ikilinin yakınlaşmasını izleyen Hyunjin ve Felix Changbin'in masaya oturmadan hemen önce arkasını dönerek kendilerini attığı soğuk bakışla, korkuyla kalkmak zorunda kalmışlardı.

Changbin'in uyarılarını hatırlayan Hyunjin onları rahat bırakmaları gerektiğini bilerek küçüğün elini kavramış ve ikili el ele çıkışa doğru ilerlemeye başlamıştı.

Hyunjin'in, Felix'in elini kavrayan büyükçe eli ve el ele tutuştukları anda ortaya çıkan uyum fazla güzeldi.

İkili için el ele tutuşmak artık bir alışkanlık haline gelirken Felix buna ek, eve gittikleri zaman neler olacağını bildiğinden kızarmadan edememişti.

"Heyecanlandığını hissedebiliyorum Lixie"

Hyunjin yoldan geçen taksiye durması için işaret yapıyorken yüzünden silemediği yaramaz gülümsemesiyle konuşmuş ve Felix'in bir şey söylemesini beklemeden iki eliyle omuzlarını kavramıştı.

İkisi de arabanın arka koltuğuna yerleştiğinde, Felix yalnız kalmalarından dolayı git gide daha da gerildiğini hissederken camdan dışarı bakmaya başlamıştı.

"Bana bak Felix"

Hyunjin'in emir veren ses tonu kulağına dolduğunda yutkunarak bakışlarını camdan çekmiş ve gözlerini yanında oturan sarışının koyu kahvelerine çıkarmıştı.

𝘄𝗵𝗮𝘁 𝘆𝗼𝘂 𝗻𝗲𝗲𝗱/ 𝗵𝘆𝘂𝗻𝗹𝗶𝘅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin