Sarışın çocuk ona gülerek bakmayı sürdürüp ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Kime saydırıyordun?"
Elindeki poşetlerle kapıda durmayı sürdüren genç sonunda Minho'yu itip içeriye girdi.
"Bize bir şeyler-"
"Chan'ı aramalıyım."
"Ha?"
"Hyunjin lütfen, lütfen bekle burada."
Minho hızla telefonu eline alıp ezberlediği numarayı çevirdi.
"Hadii, hadi...Chan!"
(Ne oldu? İyi misin?)"Chan hemen geri gel! Yukarıya çık hemen!"
(Tamam, tamam sakin ol.)Ve telefon ardından kapanmıştı. Hyunjin yaşanılan şeyi anlamaya çalışıyordu ama bir şey demeden poşetteki eşyaları çıkarmaya devam etti.
Minho yanına gelip tezgaha yaslandı.
"Biliyorum ne oluyor falan diye düşünüyorsun ama tanışmanı istediğim biri var."
"Sorun değil vaktim var zaten ama biraz korkuttun beni çıldırmış gibi davranıyorsun çünkü."
"Üzgünüm, doktorum biraz fazla üzerime geldi. Deliymişim gibi davranıyor."
Hyunjin anlayışla başını salladı sonrasında zaten kapı çalmıştı. Minho hızla mutfaktan çıkıp kapıyı açmıştı. Chan'in yanındaki kişiyi umursamadan ikisini içeriye davet etti.
"Hyunjin'in hayal ürünüm olduğunu düşünüyordunuz değil mi?"
"Minho sen yanlış anla-"
"Hayır gayet doğru anladım. Şu an Hyunjin mutfakta ve bana bulunduğun ithamlardan dolayı özürünü dilesen iyi edersin."
Chan şaşkınlıkla Minho'ya bakmaya devam ederken Minho içeriye doğru seslendi ve Hyunjin elini kurulayarak içeriye girdi.
"İşte Hyunjin, bunlar da doktorum Chan ve arkadaşı."
Chan şok şok Minho'nun yanına bakıyordu aynı şaşkınlık Felix'in de üzerinde vardı ama kendini çabuk toparladı.
Minho gülerek Hyunjin'e bakıyordu sonunda sarışın çocuk elini Chan'a uzattı.
"Hyunjin ben."
Chan hâlâ şaşkınlıkla bakmaya devam ediyordu sonunda Felix karnına dirsek atınca kendine gelip elini uzattı.
"M-memnun oldum."
Tereddüt ile alttan alttan Felix'e bakıyordu ama Felix hiçbir şekilde oralı olmadı o da elini uzattı ve selamlaştı.
Minho nefesini dışarıya verip tekli koltuklardan birine oturup yanını işaret etti.
"Hyunjin gelip otursana."
Genç başını iki yana salladı.
"Minho arkadaşlarına ayıp olmazsa ben bir şeyler atıştırsam olur mu çok açım siz de oturursunuz?"
"Yok sorun olmaz, değil?"
Sorarcasına koltukta yan yana oturan ikiliye baktı. Chan anlamsızca Minho'nun suratına bakıyordu.
"Ne sorun olur mu?"
Chan'ın sorusuyla Minho kaşlarını çattı.
"Dinlemiyor musun? Hyunjin diyor ki yemek yiyeceğim onlara ayıp olur mu?"
Felix, Chan'den önce lafa atladı.
"Hayır, hayır kesinlikle sorun olmaz biz de kalkıyorduk zaten işimiz vardı."
"Ne işi-"
Felix'in bakışları ile karşılaşan Chan hemen kendini toparladı.
"Evet, evet işimiz vardı."
Sonunda ikili oturduğu yerden kalkınca, Minho'da peşlerinden kalktı. Kapıya kadar onları uğurladı ve kapıyı kapattı.
Chan kapı kapanır kapanmaz Felix'e döndü.
"Felix!"
"Sus! Biliyorum ama aniden tepki verseydin Minho'yu tetikleyebilirdin."
"Az önce ben olmayan biriyle selamlaştım Felix farkında mısın?!"
"Chan daha kötülerini gördüm inan bana sadece Minho hakkında birkaç bilgiye ihtiyacım var."
"Nasıl bilgiler?"
"Geçmişi ile ilgili bilgiler."
"Minho kendine zarar vermez değil mi?"
"Chan sen de doktorsun biraz doktor gibi düşünmeye çalış."
İkili konuşa konuşa binadan çıkmış arabaya binip ordan uzaklaşmıştı.
"Daha önce hiç böyle bir vakaya denk gelmedim bilmiyorum ve Minho... Minho normaldi Felix çok normaldi ben, ben bilmiyorum."
"Hiçbir insan normal değildir Chan."
"Peki ya şimdi, şimdi ne yapacağız?"
"Ben Minho ile ilgili birkaç şey araştıracağım sen de hiçbir şey belli etmeyeceksin. Biz Hyunjin ile tanıştık ve Minho haklıymış gibi davran gerekirse özürünü de dile."
"Peki ya fiziksel özelliği ile ilgili bir şey konuşursa? Ya o zaman, o zaman ne yapacağım?"
"Onu da sen bul Chan, ya boşuna mı okul okudun?"
Chan hâlâ şaşkınlığını üzerinden atamamanın verdiği etkiyle konuşmayı kesti ve arkasına yaslandı. İşte şimdi işler boka sarmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
silent cry; hyunho
Acak4 yıl boyunca evden çıkmayan Lee Know, hiç görmediği arkadaşı Changbin sayesinde doktor Bang Chan ile tanışır. Doktor Bang'in isteği üzerine günlük yazmaya başlayan Lee Know günlüğe yazmak için konu ararken kendini hiç tanımadığı birini günlüğüne an...