silent cry; hyunho

28;

Felix elindeki kağıda bakıp geldiği adresin doğru olup olmadığını kontrol etti tekrar. Sonunda doğru yerde olduğunu anlayınca kapıdaki güvenliğe yöneldi.

"İyi günler ben doktor Felix, Bay Han ile görüşme ihtimalim var mı acaba?"

Güvenlik garip bir şekilde Felix'e bakıp işine geri döndü.

"Pardon bir şey sordum?"

"Beyefendi gidin burdan zor kullanmak istemiyorum."

"Ne?"

"Kafanıza estiği gibi gelip 'Bay Han ile görüşmek istiyorum' diyip görüşemezsiniz nerede olduğunuzun farkında mısınız?"

"Dalga mı geçiyorsunuz doktorum ve önemli bir konu var tabiki gelip böyle diyeceğim."

"Randevunuz var mı?"

"Hayır ama-"

"Lütfen gidin."

Felix sinirle gözlerini devirip derince nefes aldı.

"Bakın Bay Han ile görüşmem gerek anlıyor musunuz beni?"

Güvenlik tam ağzını açmıştı ki yanlarına gelen kişiyi görüp hemen oturduğu yerden kalktı.

"Jeongin bey-"

"Ne oluyor burda?"

Güvenlik mahçup bir şekilde karşısındaki gence baktı.

"Beyefendi randevu almadan Han Bey ile görüşmek istiyor."

Jeongin onlara bakan gence döndü baştan aşağıya sarışın çocuğu süzüp arkasını döndü.

"Gönder."

"Ne?"

Felix daha güvenlik onu yakalamadan Jeongin denen çocuğun peşinden koşup yakasına yapıştı.

"Beni hemen Han denen herifin yanına götürüyorsun!"

Güvenlik belindeki silahı Felix'e doğrultup bağırıp tehdit etmeye başladı zaten ne olduysa o anda oldu birden bütün korumalar etraflarını sarmış ortalık birden karışmıştı.

Herkes tedirginlik ile Jeongin ile onu tutan Felix'e bakarken Jeongin'den bir hareket bir tepki bekliyordu ama Jeongin herkesi -Felix dahil olmak üzere- şaşırtacak şeyi söylemişti.

"Dağılın."

"Ama efendim-"

"Dağılın dedim!"

Kalabalık dağılırken Felix hâlâ Jeongin'in yakasını tutuyordu.

"Çek elini artık."

Felix kendine gelip elini indirdi, Jeongin bir süre çocuğun yüzünü inceledi sonra  şirketin girişine doğru yürümeye başladı.

Felix'in arkasında ona baktığını fark edince dönüp çocuğa baktı.

"Han Bey diye yaygara çıkartıp şimdi de gelmekten mi vazgeçtin?"