19;

292 56 19
                                    

Minho duşa girmişti, Hyunjin'e kendi kıyafetlerinden verip bir şeyler içmek isterse istediği gibi mutfağı kullanabileceğini söylemişti.

Rahat davranıyordu çünkü evine aldığı kişi hırsız da olsa katil de olsa kaybedecek bir şeyi yoktu ya da ona bir şey olsa arkasından yas tutacak herhangi biri de yoktu.

O yüzden kendini rahat bırakmıştı. İşin komik tarafı Chan ona zorla bir şeyler yaptırmaya, insanlarla iletişim kurdurmaya çalışırken Minho'nun gecenin bir yarısı bunu kendi kendine yapmasıydı.

duştan çıktığında Hyunjin'i ilaçlarını incelerken bulmuştu. Yanına gidip oturdu.

"İlgini çekmiş gibiler."

Hyunjin ona bakıp gülümsedi.

"İlk defa gördüğüm ilaçlar değil."

Bir süre ortam sessizleşti. Sonunda Minho bu durumdan sıkılmış olacak ki boğazını temizleyip tekrar konuştu.

"Aç mısın?"

"Biraz."

Minho başını sallayıp mutfağa yönelmişti. Hyunjin bir süre oturduğu koltuktan evi inceledi sonra kalkıp Minho'nun yanına gitti.

Minho dün yaptığı yemeği ısıtmış ve masayı hazırlamıştı patates kızartmakla uğraşıyordu.

"Aşçı falan mısın?"

Genç çocuk gülümseyip başını iki yana salladı.

"Falanım."

Sonunda kapıda beklemeyi bırakıp tamamen mutfağa girdi ve tezgâha kalçasını yaslayıp patatesleri kızartan çocuğu inceledi.

Yüzü fazla pürüzsüz ve kusursuzdu. Sanki bir ressam oturup hayatındaki her şeyi bir kenara bırakıp onu çizmişti.

"Yüzün fazla güzel."

Minho bakışlarını çevirip Hyunjin'e baktı.

"Ne?"

"Yüzün diyorum fazla güzel bunu kullanmalısın."

"Sen kullanıyor musun?"

"Hah?"

Çocuğu cevapsız bırakıp patatesleri alarak masaya oturdu.

"Aç değil miydin?"

Hyunjin düşüncelerinden sıyrılıp karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu.
Böylece birbirini tanımayan iki genç gecenin bir yarısı oturup birbirini tanımak adına hiçbir adım atmadan koyu bir sohbete daldı.

Hava yavaş yavaş aydınlanırken onlar da mutfağı toplayıp salona geçmişlerdi. Hyunjin mayışmaya başlamıştı ama Minho uykusunu aldığı için pek uyuyacak gibi görünmüyordu.

Tekli koltuktan kalkıp Hyunjin için koltuğu hazırladı. Masada uyuklayan çocuk paytak adımlarla büyük bir nimetmiş gibi görünen koltuğa doğru gelip yüz üstü kendini yumuşak zemine bıraktı.

Minho çocuğun bu haline gülüp üzerini örttü, masanın üzerindeki soğumaya yüz tutmuş kahvesini alıp mutfağa götürdü.

Tekrar pencere önündeki yerini aldı ölü caddenin yavaş yavaş canlanmasını izledi bir süre sonra başını çevirip evindeki yabancıya baktı.

Bu çocukta garip bir şeyler seziyordu, böyle biri olamazmış gibi geliyordu ona çünkü fazla kusursuzdu.

Hyunjin ona resim çizdiğinden bahsetmişti, Minho'nun aklına gelecek son şey bile değildi çünkü Hyunjin'i ilk gördüğünde model veya dansçı falan olduğunu düşünmüştü.

Bunca zaman sonra uzunca konuştuğu tek kişi bu çocuk olabilirdi. Çünkü Chan ya da Changbin'le bile bu kadar aralıksız konuşmamıştı.

O kadar saat konuşmuşlardı ama çocuk hakkında tek bildiği şey resim çizdiğiydi tabi çocuğunda onun hakkında bildiği tek şey isminin Minho olduğuydu.

Belki dışarıdan bakılınca olay fazla garipti ama Minho'nun umurunda bile değildi. Ne kadar süre Hyunjin'i uyurken izlediğini bilmiyordu ama uzun bir süre geçmiş olacak ki oturduğu koltukta uyuya kalmıştı.

Gözlerini açtığında saat öğleyi çoktan geçmişti. Yerinden kalkmadan birkaç esneme hareketi yaptı. Sonunda kendine geldiğinde bakışları hemen koltuğa dönmüştü.

Hyunjin orada değildi, Minho ayağıya kalkıp evin içinde birkaç kez seslenmişti ama cevap alamamıştı. Mutfağa gittiğinde dolabın üzerindeki not dikkatini çekti.

"Üzgünüm gitmem gereken bir yer vardı tamamen aklımdan çıkmış. Dün gece için ne kadar minnettar olduğumu tahmin bile edemezsin teşekkür olarak sana kahvaltı hazırlamak istedim umarım beğenirsin.

Hyunjin."

Minho gülümseyerek notu okuyup kahvaltı sofrasına oturdu. Kendini diğer günlere oranla çok daha iyi hissediyordu. Kahvaltıdan sonra doktor Chan'i aramayı aklına not edip iştahla önündekilerini yemeye başladı.

Ama unuttuğu bir şey vardı, o da, Hyunjin'e bir daha kendi isteği ile ulaşamayacağıydı. Çünkü çocuktan numarasını ya da ona ulaşabileceği herhangi bir şey almamıştı.


           

silent cry; hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin