36.

1K 50 29
                                    

Ezgi Erdoğan - Bir Sana

Uzun süredir kurguladığım bölüm sizlerle.

Umarım seversiniz.

Bol çiçekli okumalar 🌼


🌼

Ben bu yaşıma kadar çocuk olmamıştım. Oyuncak almak için oyuncakçıya gitmemiştim, sarı saçlı bebekler yahut farklı renklerde arbaaların hayalini kurmamıştım.

Kuramamıştım.

Ben yalnızca mahkûm olduğum evden kurtulduğum günlerin düşünü kurardım. Gerçek şuydu ki benim babamdan başka hiç kimsem yoktu. Onun varlığı ise şiddetten ibaretti.

Ben yıllarca kahrolmuştum. Küçük bir kız çocuğu yaşamayı diler miydi? Ben dilemiştim. Okula giderken kolumdaki morlukları gizleyebilmek için morluk olan kısımların üzerine keçeli kalemle çiçek çizerdim.

Benim yaralarım çiçek açmıştı, bu benim mucizemdi.

Çocuk aklıyla bazen oyun oynamak isterdim. Sokakta bir sürü çocuk top oynarken ben, babamın olmadığı zamanlarda pencereden onları izlerdim. Bir gün babam gelmeden biraz o çocuklarla oynamak istemiştim. Aceleyle evden çıkıp top ile oynayan çocukların yanına gittim. Hepimiz oynuyorduk ve ben hayatım boyunca eğlenmediğim kadar çok eğleniyordum.

Top oynuyordum.

Oyuna daldığım için babamın eve geliş saatini kaçırmıştım ve babam beni sokakta görünce kıyameti koparmıştı.

O gün yalnızca saçımdan sürüdüğünü ve su bardağını alnıma attığını hatırlıyordum.

Ben, acının vücut bulmuş haliydim.

Kapının zil sesiyle birlikte gözlerimi açtım ve birkaç kez kırpıştırdım. Hava neredeyse karanlıktı ve ben bu saatte uyumuştum.

En son kafenin ihtiyaç listesini çıkarıyordum ve saat birdi.

Telefonumdan saate baktım.

18.46

Bu saate kadar uyuduğuma inanamıyordum. Zilin tekrar çalmasıyla yataktan kalktım ve üzeri düğmeli olan pijamamamın yakasını düzelttim. Kapının deliğinden baktığımda Yiğit'i görmemle birlikte heyecanla kapıyı açtım.

Güzel gözleri beni incelerken dudağındaki tebessümde takıldım.

"Hani bugün çok işin vardı?" Diye sordum üzerini incelerken.

Koyu kahve örgü bir kazak ve siyah dar kot pantolon giymişti. Onun üzerine ise sütlü kahve palto ve siyah postallarla kombinini tamamlamıştı.

"Vardı ama hallettim." Saçlarının üzerindeki gözlüğü yakasına geçirdi. "Hadi hazırlan bir yere gideceğiz." Gözlerim kocaman olurken hevesle konuştum. "Nereye gideceğiz?" Gülümseyerek kaşlarıyla içeriyi işaret etti. Alt dudağımı ısırarak sakalsız yanağını öptüm ve koşarak odama gittim. Hızlıca dolabımdan kot salopet ile turuncu bir kazak çıkararak giydim.

 Hızlıca dolabımdan kot salopet ile turuncu bir kazak çıkararak giydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yol | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin