Sadece birazcık daha satır arası yorum istiyorum, çok mu şey istiyorumm?? :((((
"Ogeday, přišel jsi mě vzít do Prahy?" (Beni Prag'a götürmeye mi geldin?)
Büyük elleri, küçük yüzümdeydi. İki avcunu da yanaklarıma koymuştu. Gözleri bana güven verircesine bakıyordu. Okyanuslarına baktıkça nefes alış-verişlerimin düzene girdiğini hissediyordum. O da bana destek olurcasına benimle aynı anda nefes alıp veriyordu.
Kendimi daha iyi hissettiğimde elim istemsizce önüme düşmüş olan saçlarıma gitti ve onları kulağımın arkasına sıkıştırdım. Hissettiğim rahatlamayla gözlerimi kapattığımda, Ogeday da ellerini yüzümden çekti. Ayağa kalktığını hissedebiliyordum ama gözümü açıp ona bakmadım. Biraz önce ne olmuştu öyle?
"Niso iyi misin ya, ödümü kopardın."
Ufuk'un sesini duymamla gözlerimi açıp ona döndüm. Onun burada olduğunu tamamen unutmuştum. Nereden çıktığını hiç bilmediğim bir su şişesi tutuyordu. Kapağını açtıktan sonra bana uzattı. Bir şey söylemeden alıp birkaç yudum içtim.
"İyiyim, teşekkür ederim," diye mırıldandım. Sesim o kadar cılız çıkmıştı ki, yalan söylediğimi anında ele vermişti.
"Aynen kanka, bayağı iyisin. Ogeday olmasa, daha da iyi olurdun emin ol. Ben ne yapacağımı bilemedim, mal mal bağırıyorum sana ama duymuyorsun bile beni. Neyse ki Ogeday geldi de, sakinleştirdi seni. Harbi sen nasıl yaptın onu ağabey ya?"
Ufuk'un sorusuyla ikimiz de Ogeday'a döndük. O ise bana bakıyordu ama Ufuk'un da kendine baktığını fark edince bakışlarını Ufuk'a çevirip omzunu silkti.
"Bu atakları iyi biliyor sayılırım, geçmiş zamanlarda benim de başıma geldiği çok olmuştu." Söylediklerine kaşlarımı çattım.
Onun da mı başına gelmişti? Kendi kendine olacak bir şey değildi, demek ki o da onu çok etkileyen kötü bir olay yaşamıştı. Ne yaşadığını merak etmeden duramadım. Sormak istiyordum ama anlatmak istese şu an anlatırdı zaten. Özel bir şey olmalıydı. Ne kadar meraktan ölsem de, o anlatmadan hiçbir şey sormayacaktım.
"Benim ilk defa başıma geldi," diye mırıldandım yere bakarak.
"Umarım ilk ve son olur."
"Valla benim de yanımda ilk defa birisi böyle oldu. Elim ayağım birbirine dolaştı resmen. Ben şimdi seni evine bırakacağım ve bu konuşmaya sakince devam edeceğiz. Ogeday, işin yoksa sen de gelsene bizimle. Şimdi bu yine kriz falan geçirir, ben ne yapacağımı bilemem. Sonumuz hastanede bitmesin."
Kendime engel olamadım ve büyük bir kahkaha attım. "Barış'ın beni bir hastanelik etmediği kalmıştı gerçekten."
Ufuk oflarken, Ogeday beni duymazlıktan gelmeyi tercih etti. "Gelirim, bir işim yok zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
uzak yol. | ognis
Fanfictionbilen var mı aklım nerede? alıp götürdün. sormak gelir içimden rüzgar mısın, aşk mısın?