Hello, yarın işim olduğu için bölümü bugünden yayınlıyorum. Geçen bölüme yorum biraz az gelmişti sanki, dün akşamki performanslarımızın şerefine bu bölüme bol bol yorum istiyorumm 💘😘
"Çok mantıklı. Ben hemen Anıl'a mesaj atayım, buraya gelsin. Yardım eder bize."
Ogeday'ın söylediklerine Adnan başını salladı ve Ogeday cebinden telefonunu çıkarıp Anıl'a mesaj yazmaya başladı. Ben ise kaşlarımı çatmış bir biçimde bir Ogeday'a, bir de Adnan'a bakıyordum. Benimle dalga mı geçiyorlardı? Ağızlarından çıkanı kulakları duyuyor muydu?
"Ne kaçırması ya, delirdiniz siz iyice. Barış'ı nasıl kaçıracağız?" diye sordum şaşkınca.
"Sen değil güzelim. Adnan, Anıl ve ben kaçıracağız. Sen bu işe karışmayacaksın, o şerefsizle bir daha yüz yüze denk gelmeni bile istemiyorum," dedi Ogeday başını telefonundan kaldırmadan. Bu yüzden göz devirmemi göremedi maalesef.
"Yalnız kardeşim, çocuğu sokakta bayıltıp kaçıramayacağımız için Nisa'nın yardımına ihtiyacımız olabilir. En azından evine gidip içkisine ilaç falan atıp bayıltsa, evinde bağlasak falan."
"Saçmalama Adnan, Nuri Alço mu bu kız? Bir yerde yolunu kesip eterli bezi koklatıverelim işte, oradan da arabaya taşırız. Ben o haysiyetsiz piçin evine falan sokmam kız arkadaşımı."
"Nuri Alço kim?" diye sordum merakla. Evet, konuştuğumuz şeyde takıldığım nokta buydu çünkü konuştukları şey bana aşırı saçma ve imkansız geliyordu.
"Neyse, Anıl gelsin de detayları konuşalım. Cevap verdi mi, geliyor mu?"
Ogeday başını salladığında bir süre kimse konuşmadı. Sessizce Anıl'ı beklemeye başladık. Bir ara Adnan bana bir şey içmek isteyip istemediğimi sormuştu ama yeni kahvaltı ettiğimiz için canım bir şey istemiyordu bu yüzden reddettim. Ogeday ise Adnan'ın dolabından bira buldu ve onu içmeye başladı. Bu saatte içmesini normal bir zamanda yadırgayabilirdim ama konuştuğumuz konu benim eski sevgilimi kaçırmak olduğu için, bir içkiye ihtiyaç duymasını anlayabiliyordum.
Bence sen de içip biraz gevşesen iyi olacak. Çok gerginsin, her an birine dalacak gibisin. İnşallah bu halinden nasibini alan Ogedaycığım olmaz..
Adnan, Anıl gelene kadar bilgisayardaki işlerini halletmek için bilgisayarının başına geçti. Aynı odada ama farklı köşelerdeydik. Ogeday'la ise aynı koltukta oturuyor olmamıza rağmen ikimiz de telefonlarımızla ilgileniyor, gerekmedikçe konuşmuyorduk. En sonunda kapı çaldığında derin bir oh çektim. Bu gergin sessizlik son bulacaktı. İyi ki Anıl erken gelmişti yoksa bu ortamda hayatta kalmam çok zordu. Yanımda Ogeday olsa bile.
"Ne oluyor yavrular, bugün kimi paketliyoruz?" Anıl ellerini birbirine vura vura yanımıza geldiğinde gözlerimi devirmeden edemedim.
"Her gün birini kaçırıyormuşsunuz gibi konuşma Anıl ya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
uzak yol. | ognis
Fanficbilen var mı aklım nerede? alıp götürdün. sormak gelir içimden rüzgar mısın, aşk mısın?