3.Kişi Anlatımı:
Küçük kız piknik alanına giderken arabanın camından dışarıyı izliyordu merakla. Ancak kapıdan uzak izliyordu,tekrardan aynı şeyleri yaşamak istemiyordu çünkü. Yetimhaneden dışarı çıkamadığı için uzun zamandan beri görmüyordu dışarıdaki hayatı.
Seungmin onunla oyun oynamaya çalışıyordu. Vakit geçirdikçe daha çok bağlanıyordu ona. Arada bir küçük kızı kızdıracak şeyler yapıyor,sinirlendiği zaman da onun tatlı haline gülüp yanağını öpüyordu. Chan ise onları dikiz aynasından izliyordu ara sıra.
Piknik alanına vardıklarında Seungmin ilk önce onun kemerini çözmüş,ardından kendi kemerini çözmüştü.
"Evet geldik prenses. Seni kucağıma almamı istermisin?"
Küçük kız kollarını boynuna doladığın da Seungmin onu kucağına almıştı. Chan onların kapısını açıp Seungmin'in inmesin de yardımcı olmuştu.
"Biz geldik!"
Arkadaşlarının yanına geldiklerinde Seungmin'in bahsettiği misafire bakıyorlardı. Küçük kız Seungmin'in kucağından indi ve ormanda koşmaya başladı sevinç ile.
"Bahsettiğiniz misafir bu mu?"
"Evet Hyunjin,ne oldu beğenemedin mi?"
"Çok tatlı ama!" Jeongin ve Felix aynı an da söylemişti. Chan düşmemesi adına küçük kızı tutup omuzlarına aldı ve uçuruyormuş gibi yapıp piknik örtüsüne oturtmuştu.
"Merhaba,benim adım Felix,senin adın ne?"
Küçük kız Seungmin'e uysal bakışlarını yöneltmişti. Seungmin,Chan'ın olayı açıklaması için elinden tutarak yürütmeye başladı onu.
"Chan biz biraz gezelim,sende hallet."
"Tamam,dikkat edin." Chan arkadaşlarına dönüp anlatmaya başladı.
"Az önce gördüğünüz kızın adı Sang Hee. Yetimhane de kalıyor. Ailesini trafik kazasında kaybetmiş,o yüzden de konuşamıyor. Daha 8 yaşında ama oldukça küçük gözüküyor. Sizde fark etmişsinizdir. Seungmin onu evlatlık edinmek istiyor. Kendine alışması için de böyle yapıyor."
"Bende istiyorum ama. Jeongin hadi yapalım,bende istiyorum."
Chan yerden taş alıp Hyunjin'in kafasına atacakken Changbin durdurmuştu. Jisung, Hyunjin'in ensesine vurmuştu. Felix ve Jeongin ise küçük kızın gelmesini bekliyorlardı. Onu sevmek için can atıyorlardı.
"Peki sen istiyor musun Chan?"
"Tabiki de isterim ama biliyorsun Minho,yalnız kalır. Ben işte,Seungmin okulda."
"Seungmin ile konuştunuz mu?"
"Konuşmaz olur muyuz Changbin?"
"Ne diyor peki. Emin mi?"
"Emin Jisung. Hatta dışarıdan okurum falan dedi. Ne yapacağımı bilmiyorum."
"Bizde bakabiliriz aslında,hem Seungmin onca zorluğa rağmen buraya kadar gelmiş. Derslerinde başarılı. Bir çocuk yüzünden mi okuyamayacak."
Chan, Jeongin'in dediği şeye onay vermişti. Alnını sıvazlayıp yemekleri çıkartan sonra arkadaşlarına yardım etmeye başladı. Biraz zaman geçtikten sonra küçük kız başında ki çiçekten yapılmış olan taç ile koşarak gelmişti.
"Kim yaptı bunu? Çok güzel olmuş."
"Ben yaptım." Seungmin yanına küçük kızı da oturtup kendisi de eşinin yanındaki yerini almıştı.
"Annem öğretmişti. Bende prensesimin çiçekleri sevdiği gördüğümde yaptım. İsterseniz size de yapabilirim."
"Olur."
"Hadi gelin o zaman. Chan siz Sang Hee'ye bakın."
"Sen merak etme,geç kalmayın ama."
Seungmin,Felix, Jisung ve Jeongin çiçek toplamaya gitmişti. Küçük kız karşısında ona bakan 4 kişiyi gördüğünde onların ne yapacağını bilmiyormuş gibi bakan hallerine gülmüştü.
Chan'ın yanından kalkması ile Chan onu durduracağı zaman paytak adımlar ile Changbin'in yanına gittiğini gördü.
"Sanırım Changbin'i sevdi."
Küçük kız, Changbin'in yanaklarını iki eli ile sıkmıştı. Changbin'in ortaya çıkan yüz şekli ile herkes gülmüştü.
Minho'nun yanına gidip burnunu sıkmıştı. Burnu acısa da belli etmemeye çalıştı. Küçük kız mutlu olduğu için bir sorun yoktu.
Hyunjin'in yanına gidip saçlarına daldırdı ellerini. Onlar ile sanki bir oyuncakmış gibi oynuyordu. Hyunjin sevebilmesi için biraz daha yaklaştırdı saçlarını. Küçük kız saçlarını karıştırmıştı.
Chan'ın yanına gittiğinde Chan ne yapacağını bekliyordu merakla. Küçük kız ona sarılınca dona kalmıştı Chan. Hyunjin onların bu görüntüsüne ağlama sesleri çıkarıp sahte göz yaşlarını siliyormuş gibi yaptı.
Chan'da küçük kıza sarılmıştı. Küçük kız geri çekilmişti ve güldüğü için gamzeleri çıkan adamın gamzelerine bastırmıştı parmaklarını. Daha sonrasında kendi yanaklarına bastırmıştı parmaklarını.
"Aynı baba kız gibi olmuşsunuz." Seungmin onlara doğru ilerlerken Chan ona dönüp gülümsemişti.
"Şimdi iş bölümü yapıyoruz. Minho ve Jisung siz dal parçaları toplayın kısalarından. Changbin ve Felix sizde atıştırmalık alın,biraz ileride küçük bir market var. Ben ve Seungmin arabadaki malzemeleri indirelim. Jeongin ve Hyunjin sizde..."
"Bizde Sang Hee'ye bakalım." Jeongin, Hyunjin'i onaylamıştı.
"Güzel fikir,o zaman herkes iş başına. Marş marş."
.
.
.
.
.
.Herkese günaydın. Nasılsınız? Yarın okul var,iyi dersler. Kendinize iyi bakın. Görüşmek üzere:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzleri 2//CHANMİN
Ngẫu nhiênSeungmin ve Chan'ın evlilikleri onlar için mutluluk getirmişti. Ama beraberinde acıyı da getirmişti. Mutlu bir evlilikleri olan bu genç çiftin geçmişin izleri onları bırakabilecek miydi?