Geçmişin İzleri 2//CHANMİN

1.📜

#Arkadaşlar ufak bir hatadan dolayı bölümler tam sıralı olarak değil. O yüzden yukarıdaki üç nokta varya hani, tüm bölümler yazıyor. İşte oradan bakarak sırasıyla okumanızı istiyorum. Teşekkürler#

3.Kişi Anlatımı:

*2 Yıl Sonra

Genç çiftin bugün en mutlu günleriydi. Tabi onlar için beraber oldukları sürece her gün en güzel günleri oluyordu. Birbirleri için yaratılmışlardı neredeyse. Birbirlerini tamamlıyorlardı.

Seungmin, Jisung, Felix ve Jeongin bir oda da hazırlanırken,Chan, Hyunjin, Changbin ve Minho bir oda da hazırlanıyordu. İki gencin de sürprizi vardı birbirlerine.

Seungmin heyecanlıydı,Chan'da ondan farksızdı tabi. Takım elbiselerini ve saçlarını birbirlerinden habersiz olarak,sürpriz olarak seçmişlerdi. İkisi de 'beğenirmi acaba?' diye düşünüyordu.

Annesinin de burada olmasını isterdi Seungmin. Arkadaşlarının olmasından da memnundu ama şuan da annesinin yanında olmasını isterdi. Giysilerini seçmesinde , kuaföre gittiği zaman nasıl bir model yapacağını ve daha nicesini annesiyle birlikte karar verip yapmak isterdi.

Jisung, lacivert takım elbisenin bel kısmına siyah kemerini takarak saçlarını düzelttikten sonra aynada üstünü düzelten Seungmin'i görmüştü.

Gerginliği yüzünden açıkça belli oluyordu. Fark ettirmeden elleriyle oynayarak stresini çıkartmaya çalışırken, bir andan da yeni boyatmış olduğu saçlarını bakıyordu aynadan.

Jisung, arkadaşının gerginliğini anlayarak, biraz da olsa rahatlatmak için yanına giderek elini omzuna koymuştu. Kollarını rahatsızlık vermeyecek şekilde arkadaşının etrafına sarmıştı. Seungmin ilk başta duraksamış olsa da sonunda sarılabilmişti.

"Rahat ol Min. Chan seni her halin ile beğenir. Hem çokta yakışmış,endişelenme."

"Bilmiyorum,kendimi tuhaf hissediyorum Jisung. Sadece saç değil çünkü..."

Jisung ne demek istediğini anladığında daha çok sarmalayıp sırtını sıvazlamaya başladı. Düğünlerine çok fazla kişi çağırmamış olsalar da Seungmin'in düşünceleri yinede onu sarmalayarak strese girmesini sağlıyordu.

Zaten düşüncelerimiz çoğu zaman bizi neredeyse yok etmek isteyen canavarlarımız değiller midir?

"Gerçi senden daha telaşlı ve heyecanlı olan başka birisi var."

Seungmin onun ne söylemek istediğini anlayamamıştı. Jisung, Seungmin'in anlamayan bakışlarına ufak bir kıkırdama bırakarak eli ile arkasını göstermişti. Jeongin oradan oraya koşturuyordu.

"Off! Yok işte yok,bulamıyorum." Felix onun bu haline göz devirip oturduğu koltuktan kalktı ve ikilinin yanına geçip telaş ile kravatını arayan arkadaşını izlemeye başladı.

"Ona söylemeli miyiz?" Seungmin gözlerini Jeongin'den ayırmadan sormuştu. Jisung'ta ona aynı şekilde karşılık vermişti.

"Bence biraz daha arasın."

"Ben dayanamayacağım daha fazla,başım döndü." Felix en son dayanamayıp söylemişti ve Jeongin'e seslenmişti.

"Jeongin kravatını arıyorsun değil mi?" Jeongin aramayı bırakıp arkadaşlarına dönmüştü ve olumlu anlamda kafasını sallamıştı.

"Zaten takılı Jeongin." Jeongin üstüne baktı ve eli ile anlına vurdu.

"Unutmuşum taktığımı." Jisung göğsünde birleştirmiş olduğu kollarını indirdi ve cevap verdi.