Günler günleri kovalarken ameliyat tarihi tamamen belirlenmişti. Yaklaşık bir hafta vardı. Seungmin tedavisi için hastaneye gidiyordu. Doktorları her hangi bir kötü durumda hastaneye gelip tedavisinin orada devam edeceğini söylemişti. Okulunu dondurmuştu. Chan'da iş yerinden uzun bir süre izin almıştı.Bu süreç içerisinde Seungmin çok zayıflamıştı. Dolgun yanakları çökmüştü,göz altları morarmıştı. Gür ve canlı saçlarının artık eski hali kalmamıştı. Elini saçına her attığında tutam tutam saç geliyordu.Suyu bile zor içer hâle gelmişti. Bir şey yemek istese bile istifar ediyordu ardından.
Yatağından çok nadir çıkıyordu. Ağrıları artmıştı ve artık içtiği ilaçlar bile yaramıyordu. Kızı yanına gelip onunla birlikte yatıyordu,ona resim çiziyordu. Artık iki heceden oluşan kelimeler kurabiliyordu zorda olsa.
Bunu Seungmin'e ilk kez anne diyişinden anlamışlardı. Seungmin baba dememesine aldırış etmemişti. Kendisine anne diye seslenmesinden memnundu.
Arkadaşlarına da söylemişlerdi. Onlar,özellikle de Felix ve Jeongin çok tepki vermişlerdi. O gece birlikte ağlamışlardı. Tabi daha sonra birlikte gülmüşlerdi.
Seungmin,Chan'ı zorda olsa ikna etmişti ve salona onun yardımıyla inmişti. Kızları Hyunjin ile birlikte psikologtaydılar. Tedavisi hâlâ devam ediyordu Sang'ın.Chan banyoda işlerini hallederken kapı çalmıştı. Seungmin yerinden koltuk başlıklarına tutunarak kalkmıştı.
Kapıyı açtığında Jisung ve Minho'nun gelmiş olduğunu gördü. Minho telaşla Seungmin'in koluna girmişti.
"Neden ayaktasın sen?"
"Yatmaktan sıkıldım iyice."
"Minho haklı Seungmin. Senin dinlenmen lazım."
"Ama çok sıkıldım Jisung,ne yapayım?"
Minho ve Jisung içeri geçip koltuklara oturmuşlardı. Minho, Seungmin'in koltuğa uzanmasında yardım etmişti.
"Chan nerede?"
"Burdayım." Chan arkadaşlarını karşıladıktan sonra eşinin sararmış olan ellerinden öpüp tekli koltuğa oturmuştu. Sohbet ettikten sonra diğer arkadaşları da gelmişti. Hyunjin ve kızı hâlâ gelmemişlerdi.
Seungmin,Chan'ın yardımı ile ayağa kalkıp Jeongin'e sarılmak için kapıya doğru gitmişti. Jeongin onu görünce gülümseyip sarılmıştı. Seungmin'de ona güçsüzce kollarını sarmıştı. Ancak bu mutluluk uzun sürmemişti...
Seungmin'in kolları yavaşça düşmüştü,bacakları daha fazla dayanamamıştı ve bükülmüştü.
"Seungmin, Seungmin!" Jeongin ona seslense de cevap vermiyordu çünkü karanlık tarafından esir alınmıştı.
Jeongin'de onunla birlikte yere çökmüştü. Chan onları görüp koşarak yanlarına gelmişti. Arabanın anahtarlarını almak için arkadaşlarına seslenmeye başlamıştı.
Diğerleri de gelmişti yanlarına. Changbin ağlayan Jeongin'i yerden kaldırmaya çalışıyordu. Minho,Felix ve Jisung'u sakinleştirmeye çalışıyordu.
Chan, Seungmin'in bacaklarının altından ve sırtından ellerini geçirerek kucağına almıştı. Minho'da arkalarından gidiyordu arabayı açmak için.
Chan, yüzü bir ölüden farksız hâle gelmiş eşiyle arka koltuğa oturdu ve başını dizine yatırdı. Minho direksiyonun başına geçip trafik kurallarını umursamadan hızlıca sürmeye başlamıştı. Arkalarından arkadaşları geliyordu bir taraftan.
Chan'ın göz yaşları, Seungmin'in solmuş olan yüzüne damlıyordu. Seungmin'in burnundan kan gelmeye başlamıştı. Chan koltuğun gözünden peçete alıp titreyen elleri ile burnuna bastırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzleri 2//CHANMİN
DiversosSeungmin ve Chan'ın evlilikleri onlar için mutluluk getirmişti. Ama beraberinde acıyı da getirmişti. Mutlu bir evlilikleri olan bu genç çiftin geçmişin izleri onları bırakabilecek miydi?